Bölüm 3
Gözlerini kamaştıran ışık onu uyandırmaya çalışıyordu. Kulaklarına gelen ritimli ses hastanede olabileceğini düşündürüyordu kendisine. Hani şu filmlerde gördüğü yoğun bakım sahneleri gibi... İçinden güldü çünkü birkaç güne kadar hayatı çok normaldi. Hatta sıkıcıydı... Şimdi ise hastanede uyanıyordu. Ne değişti? Emin değildi.
Elinin üstünde başka birinin elini hissetti ilk önce. Annesiydi bu... Zaten başka kimsesi yoktu. Uyumuş olmasını fırsat bilip etrafına, daha sonra da annesine bakındı. Yüzü sararmış, gözaltındaki morluklar dikkatini çekmişti. Muhtemelen ağlamıştı. O kadar kötü müyüm? Diye mırıldandı genç kız. Bunu duymuş olacak ki annesi yerinden kıpırdadı. Yavaşça doğruldu ve kızıyla göz göze gelince yüz ifadesi bir anda aydınlandı.
-Elise! Ah Tanrım! Şükürler olsun!
Boynuna ellerini doladı ve genç kıza sertçe sarıldı. İçinden her ne kadar bu hallerine sevinse de gerçekten neler olduğunu merak ediyordu Elise.
-Neler oldu? Diye sormakla yetindi.
-Seni okuldan buraya getirdiler. Çok korktum... Yıkımın altında kaldın sandım. Ama sadece baygınlık dediler. Normal bir baygınlık olsa tamam ama çok uzun sürdü Elise.
-Ben... Sanırım panik atak geçirdim. Deprem oldu...
Olayları hatırlamaya çalışıyordu. Sonra annesinin söylediği şeyi fark etti.
-Bir dakika... Çok mu uzun sürdü?
-Evet! 3 gün Elise! O kadar korktum ki sana anlatamam. Doktorlar da anlamadıklarını, bir tür komada olduğunu beklemem gerektiğini söylediklerinde deliye döndüm. Seni... Seni kaybettim sandım.
Ona tekrar sıkıca sarıldı. Gerçekten çok korkmuştu. 3 gün mü? Nasıl bu kadar ağırlaşabildim? Sadece bayılmıştım hâlbuki. Panik atak değil miydi?
-Mia nasıl? Okuldakilere bir şey oldu mu?
-Okulun yarısı yerle bir oldu. Yaralı birkaç öğrenci var. Sadece bu da değil aslında... Dünyada çok garip şeyler oluyor.
-Nasıl? Ne gibi?
-Tsunamiler, depremler, heyelanlar... Şu son 3 gündür dünya başımıza yıkılıyormuş gibi.
Gerçekten neler oluyor?
-Sanırım dünyanın sonu geliyor Elise.
-Annecim eminim her şey düzelecektir. Diye telkinde bulundu siyah saçlı kız.
-Elise ciddiyim. Depremin olduğu gün çok fazla ev yıkıldı. Daha sonra şehrin öbür kesimlerinde hortum çıktığı görüldü. Televizyonu açtığımda haberler gerçekten korkunçtu. Daha önce peş peşe böyle şeyler izlememiştim.
-Buradan ne zaman çıkabilirim? Bir an önce dünyaya geri dönemem lazım. Çok şey kaçırmış gibi hissediyorum.
Daha üç gün buradaydı ama gerçekten çok şey kaçırmıştı.
-Ben gidip doktorla konuşayım. Dedi ve kızının alnına öpücük kondurup kapıdan çıktı.
Elise, sırtında ve belinde şiddetli bir yanma hissi hissediyordu ama bozuntuya vermedi. Hastaneden çıkması gerekiyordu. Boğulacak gibi hissediyordu ve neler olduğuyla ilgili kafası karışmıştı. Yatağından doğrulmaya çalıştı ve başardı.
Kafasını yastığına yasladığında camda birinin kendisini izlediğini fark etti. Pozisyonunu o yöne çevirdiğinde masmavi gözler gördüğüne yemin edebilirdi. Ama gerisi yoktu... Orada birini gördüğünü, o kişiyle göz göze geldiğini biliyordu. Ancak her şey bir anda beyninden kaybolmuş gibiydi. Sadece siyah bir gölgeyi hatırlıyordu. Bir de o gölgenin masmavi parıldayan gözlerini...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elise: Başlangıç
Fantasy''Her başlangıç zordur.'' Dünya çapında, oluşan doğal afetler ve felaket habercisi bir baykuş... Elise, yaptığı olağanüstü şeylere cevap ararken kendini daha da belaya bulaştırmaktan alıkoyamaz. 76 yılda bir görülen kuyruklu yıldızın, aslında her...