Bölüm 14
Etrafını çevreleyen ve onu hapseden alevlerin içinde kapana kısılmıştı. Isı gittikçe artarken, birkaç adım ilerisindeki siluet, onun yanına yaklaşmaya başlamıştı. Çıkış bulmak için kendi etrafında tam tur atıyor, alevlerin üstünden atlamayı düşünüyordu ama bütün hareketleri umudundan bir parça alıp götürüyordu. Mavi alevler, her atlamaya çalıştığında boyunu aşacak şekilde büyüyor ve etrafını parmaklıklar gibi çevreliyordu. Simsiyah gözlerle karşı karşıya geldiğinde yutkundu ve artık dizlerinin tutmadığını fark etti.
Tir tir titriyordu genç adam yere kapaklandığında. Sıcaktan terliyor hatta yavaş yavaş acımaya başlıyordu bedeni. Siluete dönüp baktığında kalbini delip geçen bir korku hissediyordu, bir şiddet... Hayatında böyle bir şeyle ilk defa karşılaşıyordu hatta kimsenin böyle bir şeye tanıklık etmesi mümkün değildi. Önündeki siluet olarak kendini göstermeye başladığında adamın gözleri yerinden çıkacak gibi olmuştu.
Çevresinde dönen karanlık bir boşluğun içine saklanmıştı baktığı gözler. Kara deliği anımsatan o karanlık, gittikçe gözlerin sahibini ortaya çıkartırken kusma isteğiyle sarsıldı adam. Bu kadar korku ve tiksintiyi ömrü hayatında hissetmemişti. Kara deliğin içine baktığında derisiz bir yüzle karşılaştı. Birkaç saniye sonra önündeki kişinin vücudunda hiçbir deri kalıntısına rastlanmadığını gördüğünde artık ağlamaya başlamıştı, genç. Her şey çok korkunçtu...
Simsiyah gözlerin sahibi ise olduğu yerde durmuş bir yandan onu izliyor bir yandan anlamaya çalışıyordu. Derisi tamamen sökülmüştü, sanki bütün vücudu baştan yaratılıyor gibiydi. Canavarın içinde kapana kısılmıştı, Elise. İçeride bağırıp çağırıyor, acıdan başka hiç bir şey hissedemiyordu. Kemiklerinin tek tek kırıldığını ve tekrar onarıldığını duyuyor, acıyla inliyordu. Hissettiği acıyı karşıdan bakan kişi fark edemedi çünkü bütün bedenini saran karanlık, canavarın gerçek halini kapatıyordu. Adamın yere kapaklanmış görüntüsü, ucubenin hoşuna gitmiş olacak ki gittikçe ona doğru yakınlaşmaya başladı. Bunu gören genç, ona yalvarıp ağlamaya devam etti. Canavar derisiz ellerini adamın boynuna sarıp onu yerden kaldırdığında çember çoktan dağılmış, yanan ot ve deri kokusu her yeri sarmıştı. Chase'in nefessiz kalışını izlerken canavar daha da güçleniyordu. Adam son bir çırpınış uğruna elini ucubenin kemikli bileğine kenetledi.
-Lütfen... Dedi genç, son nefeslerini harcayarak.
Canavar, Chase'in boynundaki elini iyice sıkacak olmuştu ki, simsiyah gözleri adamın elindeki saate kilitlendi. Elise, ucubenin sakinleştiğini fark ettiğinde bütün gücüyle canavarın durması için haykırdı içeriden. Adam çoktan yere düşmüş, öksürmeye başlamışken, Elise bir şeylerin değiştiğini hissetmeye başladı. Onu çevreleyen karanlık artık etrafında tam tur dönüyordu. Kuvvetli bir rüzgâr estiğinde adam geriye doğru düştü ancak canavar yerinden kımıldamadı bile. Kafasının üstünde beliren kül bulutu tepesinden aşağı döküldüğünde tarif edilemez bir ferahlık hissetti kız. Canavarın varlığını daha az sezmeye başlamıştı ve daha hafif hissediyordu. Kara delik tam tur etrafında dönmeye devam ederken, genç kız kafasını öne eğdiğinde kemiklerinin üstünü kapatmaya başlayan derileri gördü.
Birkaç dakika sonra artık tamamen deriyle kaplı bir insan duruyordu adamın önünde. Boynunu tutup yerden güç almaya çalışan genç, önünde dikilen kızı görünce sevinçle ayağa kalktı.
-El-Elise! Sensin! Şükürler olsun! B-ben çok üzgün-
Adamın güçlükle yaptığı umutlu konuşması kesildiğinde, kız yeni vücuduna alışmaya çalışıyordu. Elise, kapalı olan gözlerini adamın ağzını açmasıyla ona doğru dikti.
-Seni öldürmemem için tek bir neden söyle... Elise kendisinden çıkan sesle birden irkildi. Onun bildiği ve ona ait olan seda böyle değildi. Daha tiz bir sesi vardı Elise'in, daha toy... Ama bu sesten peslik ve güç akıyordu.
-B-ben... B-bak, ailemle konuşurum. Bütün suç benim, itiraf ederim. İnan bana h-her şeyi düzeltebiliriz. Ö-ölmek istemiyorum, lütfen Elise... Lütfen...
-Ölmek istemeyen bir tek sen değildin, Chase... Beni çarmıha gerip yakmanı ben hiç istememiştim. Diye bağırdı kız. Sesinin gücünden korkan adamın yüzündeki gülümseme çoktan silinmiş, yerini tekrar korku almıştı.
-İ-ikinci bir şans veremez misin? S-sen benim gibi değilsin. Ben kötü biriyim Elise, sen bana bir şey yapmazsın. Adam o kadar kıvırmaya çalışıyordu ki, Elise cümleleri üzerine kahkaha attı.
-Bunu bana ucube diyen birinin söylemesi... Dedi kafasını sallarken ve gittikçe adama doğru yaklaştı. Adam onun yaklaştığını gördüğünde gözleri büyüdü ve geriye doğru sendeledi.
-B-bak daha önce saatimi istediğini söylemiştin... Sana onu verebilirim. Adam kolundaki saati kıza göstermek için sallamaya başladı. O an Elise'in gözleri şimşek gibi çaktı, içinden bir şey koptu.
Benim saatimi çaldı... Benim saatimi...
O an, bütün çiftlikte gürültülü bir bağırış koptu. Öncesinde ise kırılan bir kolun çıkardığı o tok ses duyuldu. O sesin devamında gelen, havada asılı duran gencin boğuşma sesleri, Elise'in kulaklarında yankılanıyordu. Birkaç metre ötede, çocuğun nasıl nefessiz kalışını, nasıl direndiğini, havada nasıl görünmez bir kol varmış gibi kaldığını ve o kolun çocuğun boynunu nasıl sıktığını izliyordu kız.
Gözlerinin simsiyah olduğunu bilmiyordu. Çocuğu izlerken mest olmuş gibiydi, kendi benliği uyuyordu sanki. Boğuşma sesleri kesildiğinde havada asılı duran cesede baktı. Titreyen bedeni ve geri gelen bilinci onu sarsmaya başladığında yere düşen cansız bedene kitlenerek bekledi. Az önce birini öldürmüştü. Birkaç saat önce, cinayet işlemek için kişinin sapık ruhlu olması gerektiğini düşünürken şimdi elleri kana bulanmıştı.
Ne kadar çok haklı sebebi olursa olsun bir insan bu yükün altında ezilir gider. Demişti Elise, daha önce. Şimdi ise o yükün altında ezildiğini hissedebiliyordu. Katil olmuştu...
Ellerine bakıp ağlamaya başladığında onun için yükselen siren seslerini duymaya başladı. Olan bitenin ağırlığı üstüne çöktüğünde kılını bile kıpırdatmama kararı almıştı. Cesedin yanına gidip oturmuş, kafasını adamın yüzünden kaldırmıyordu genç kız. İşlediği suçun yükü ona olan her şeyi unutturmaya yetmişti. Yarım saat önce nasıl bir canavara büründüğünü hatırlayamıyordu. Önünde beliren gölgeyi fark ettiğinde siren sesleri yakınlaşmıştı. Kafasını kaldırmak için hareket ettiğinde ise bütün vücudunun hissizleşmeye başladığını sezdi. Araba sesleri çiftliğin girişinden duyulmaya başlandığında, bir çift kolun onu kaldırdığını fark edemedi. Son gördüğü görüntü ise kızıl saçlı bir siluetti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elise: Başlangıç
Fantasi''Her başlangıç zordur.'' Dünya çapında, oluşan doğal afetler ve felaket habercisi bir baykuş... Elise, yaptığı olağanüstü şeylere cevap ararken kendini daha da belaya bulaştırmaktan alıkoyamaz. 76 yılda bir görülen kuyruklu yıldızın, aslında her...