Bölüm 10
Birkaç dakikadır panikten bir pencere kenarına bir kapıya doğru yürüyüp duruyordu genç kız. Yüzü bembeyaz kesilmiş, avuç içleri terlemiş ve kalbi ayak seslerini takip edercesine atıyordu. Aklında birden fazla şey belirdiği için ne yapacağını kestiremiyor, karar vermekte güçlük çekiyordu. Tek bildiği odadan hemen çıkması gerektiğiydi. Pencereden uzaklaştı ve kapıya hızlı bir şekilde yürüdü tekrar. Eline Adrian'ın getirdiği çantasını aldı. Kulağını kapıya dayadı, ses var mı diye kontrol etti. Siren sesi çoktan kesilmiş, bütün apartmanda garip bir sessizlik vardı. Genç kız derin derin nefes alıp veriyor, elinden geldiğince sakin olmaya çalışıyordu. Aşağı kapıdan çıkması imkânsızdı, alt kattan yukarı çıkan gruba yakalanacaktı. Bu yüzden tek şansı çatıya çıkmaktı. Peki daha sonra?
Bir eli çantasını kavramış, diğer eli ise kapı kolunu tutuyordu. Dikleşip derin bir nefes aldı, çantasını sırtına geçirdi.
Kapı açılır açılmaz koş, Elise! Planı buydu. En iyi planı, tek planı...
Kapı kolunu büktü ve açılır açılmaz kafasını kapıdan dışarı çıkardı. Merdivenlerden gelen fener ışığını ve fısıldaşan ayak seslerini duyunca panikledi. Gözleri fal taşı gibi açıldı, artık tüm vücudu kapı eşiğindeydi. Merdivenden uzanan bir çift gözle karşılaşınca beyni onun yerine komut verdi.
Koş! Ne olduğunu anlamadan, nasıl bir pozisyonda olduğunu fark etmeden hızla kendini koridora fırlattı Elise. Yangın merdivenine koştu. Arkasından gelen bağırışları duymazdan geldi ve çatıya çıkmak için merdivenleri tırmanmaya başladı. İlk zamanlar rahat koşabiliyordu ama birkaç kat sonra göğsünü sanki biri sıkıyormuşçasına nefes alamıyordu. Ama yine de koştu genç kız. Koşmanın etkisiyle bir o yana bir bu yana vuran arkasındaki fener ışığı gittikçe kendisine yaklaşıyordu.
-Dur! Polis!
Tek duyduğu, arasından seçebildiği kelimeler bunlardı. Kulakları çınlıyor, kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Son katta duvara hizalanmış temizlik paspasına ve kovasına gözü takıldı. İçi su dolu kovayı aldı, tek bir hamlede arkasındaki polise doğru boşalttı. Islanan polis sendeledi, elini yüzüne götürerek bir küfür savurdu. Az da olsa zaman kazanan Elise, hiç durmadan paspası eline aldı ve ucunu adamın omuzuna dokundurdu. Merdivenlerden yuvarlanan adamın iniltilerini duyarken çoktan çatının kapısına ulaşmıştı genç kız. Kapıyı aralamış, soğuk havanın yüzüne çarpmasına izin vermişti. Koşarak çatının en uç köşesine ilerledi. Ne yaptığının farkında değildi ve en sona geldiğinde durdu.
Gidecek hiçbir yerim kalmadı. Dedi içinden. Haklıydı da, arkasında bir grup polis, çatıdaki kendisi... Tamamen kapana kısılmıştı.
Bu zamana kadarki olaylar tek tek aklından geçiyor, olayların onun için ne kadar ağır olduğu su yüzüne çıkıyordu. Sanki hepsi omuzlarının üstüne yüklenip onu kamburlaştırıyordu. Gözyaşları yanaklarını ıslattığında fark etti ağladığını. Ayakları çoktan onu en uca getirmiş, sokaktan geçen arabaları görmesini sağlamıştı.
Gelecek... Artık yok... Muhtemelen hapiste geçirecekti zamanını. Onun için hiçbir umut kalmamıştı. Hele ki nasıl yaptığını bile bilmediği bir olaydan dolayı suçlu olacaktı.
Ya tımarhaneye kapatırlar, ya hapishaneye...
Hıçkırarak ağlıyordu artık kız.
Veda edemedim... Annesini hatırladı. Arkasında beliren kalabalığı fark etti sonra. Elleri tetikte, silahlar ona doğru çevrilmiş bekleyen adamları hissetti arkasına bakmadan.
-Polis! Ellerini başının üstüne koy, geri adım at! Tutuklusun genç hanım! Diye bağırdı biri.
Değilim... dedi içinden kız. Yüzünü havaya kaldırdı. Derin bir nefes aldı. Son nefesini...
-Sakın bir delilik yapayım deme! Dedi adam.
-Deliliği çoktan yaptım. Diye söylendi kız, yüzüne gülümseme belirmişti.
Beni affet anne...
Kendini derin bir boşluğa bırakıyor-muşçasına salıverdi.
---------
Nefes alamıyordu genç kız. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki biraz sonra patlayacaktı. Düşüyordu...
Bilincinin kapanmasına saniyeler kala içini gıdıklayan düşüş hissi bir anda kayboluvermişti. Havada asılı durduğunu fark ettiğinde gözlerini açmakta zorlanıyordu. Kafası bir sağa bir sola gidiyor, neler olduğunu idrak etmeye çalışıyordu Elise. Vücudunda bir ağırlık vardı ve kolları çantasının kenarlarından sarkıyordu. O ağırlığın kendisi olduğunu fark ettiğinde şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı.
Bilincini kaybetmeden hemen önce kafasını kaldırdığında çantasının ucunda pençeye benzer iki şey gördü. Göz kapakları kapanmak için direniyor, gördüğü görüntü gittikçe bulanıklaşıyordu. Kafasını daha da kaldırdığında gözüne çarpan son şey iki çift kanat oldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elise: Başlangıç
Fantasy''Her başlangıç zordur.'' Dünya çapında, oluşan doğal afetler ve felaket habercisi bir baykuş... Elise, yaptığı olağanüstü şeylere cevap ararken kendini daha da belaya bulaştırmaktan alıkoyamaz. 76 yılda bir görülen kuyruklu yıldızın, aslında her...