Bölüm şarkısı ile okuyunuz. İyi okumalar.
---
" Ölmesini istemiyorum. Yüce mahkemede yargılanmasını istiyorum. Cezası orada belli olsun." dedim ve herkes şok içinde bana baktı.
Benim ise bakışlarım Adrian'ın mavi gözlerindeydi. O da şaşırmıştı. Şok buram buram yayılıyordu ve içime geliyordu. İçime içime işliyordu. Gıdıklandırıcıydı. Kahkaha atasım geliyordu.
Kyran " Şaka yapıyorsan, hiç hoş değil." dedi soğuk bir sesle.
Adrian " İkizim haklı. Ölmek üzere olan bir adamla, dalga geçmek hiç hoş değil. Senden bekleneni yap ve benim ölüm emrimi ver." dedi ve omuz silktim.
" Öldürmüyorum. Son kararım budur." dedim.
Kyran " Seni anlayamıyorum, Deitra. Gerçekten anlayamıyorum. Bir zamanlar ölmesini istediğin adamın canını, nasıl bağışlarsın?"
" Çünkü ölmesini istemiyorum. Fikrim değişti. O, ölmeyi hak etmiyor. Yalnızlık onun en büyük cezası olacak."
" O zaman o mahkemede de, ölmesine izin vermeyeceksin."
" Evet. Kararım değişmezse, ölmeyecek. Cezası ömür boyu sarayda kapalı kalma olacak."
" Neden?"
" Artık ölüm istemiyorum. Kan istemiyorum."
Adrian " Bir şeyler saklıyorsun, Deitra. Bir şeyler sakladığın vakit, sesin kırılganlaşır."
Kyran " Bakıyorum, nefret ettiğin bir kadının özelliklerini unutmamışsın." dedi sinirle.
" Bazı şeyler, unuttum demekle olmuyor. Çünkü o şeyler kalbine kazınmıştır ve silinmez."
"O zaman sökmesini biliriz!"
" Yeter! Kavga etmeyin. Adrian, ben bir şey saklamıyorum. Kyran, kıskançlık krizlerine girmene sebep olacak bir durum yok." Dedim.
" İkizimin haklı olduğu bir şey var. Sen bir şey saklıyorsun, Deitra. Büyük bir sır olmalı."
" Bir şey sakladığım falan yok."
" Yoksa beni mi terk edeceksin?"
" Hayır!" dedim gözlerimi kocaman açarak.
" O zaman sırrın ne?"
" Sırrım yok! Uydurmayın. Çocukken de böyleydiniz, kırk yaşına da gelirken de böylesiniz."
Adrian " Sonunda haklı çıktığımızı unutma." dedi gülerek.
" Çok komik. Zavallı bir haldesin ve merhametimle seni bağışladım. Hoş, fikrim değişebilir. Tek bir lafıma bakar ve ölürsün. O yüzden şansını zorlama."
" İşte o taş kalpli kadın konuştu. Bir an için eski Deitra karşımda sanıyordum."
" Taş kalpli olanlar kazanıyor. Ah, Kyran gidelim. Yoruldum."
Kyran " Peki, sevgilim. Adrian'ı zindana koyun. Diğer mahkûmlarla iletişimi olmasın. Umarım onları da bağışlamazsın."
" Hayır, bağışlamam. Onlar ölümü sonuna kadar hak ediyor." Dedim ve beraber saraya geçtik.
Alkışlar, korkularla saray halkı bizi karşılamıştı. Onlara gülümsemiştim. Sevgili kayınvalidemin nedimeleri özellikle yalakalık yapıyorlardı ama kaçışları yoktu. Gideceklerdi. Ufak bir kutlamadan sonra odalara çekilmiştik. Odamız, aynıydı. Hemen toparlanmıştı. Bu odayı özlemiştim. Bu odanın sahibiydim ben ve hiçbir güç beni buradan ayıramazdı. Geceliğimi giydikten sonra Kyran, belimden sarılmıştı ve omzumdan öpmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına Çiçeği
FantasyKalplerin Kraliçesi, Demir Leydi, Bir Cadı ve sonunda bir İmparatoriçe. Bir zamanlar bende saftım ve masumdum. Kalpten bu iki kelimeye inanıyordum ve öyle olduğumu düşünüyordum. Kyran'ın dediğini yapıp, ikizi ve çocukluk aşkım Adrian'a ihanet ettiğ...