Hayallerden Gerçeğe

461 46 68
                                    

Selam ! Bölüm Şarkısı : Eurille - Carry Me ! Multimedya da Deitra'nın tören elbisesi ve şu anki durumunu temsil eden bir resim var. Ayrıca yeni kapak nasıl olmuş ? Beğendiniz mi ? Yorumları merakla bekliyorum ! İyi okumalar ! :)

 Ayrıca yeni kapak nasıl olmuş ? Beğendiniz mi ? Yorumları merakla bekliyorum ! İyi okumalar ! :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Taht salonuna gelmiştik. Dün buraya bir hainin karısı olarak gelmiştim şimdi ise yeni kraliçeydim. Kalbim gümbür gümbürdü. Çocukluk hayalim gerçekleşiyordu. Ah, mutluluktan oturup, tahtın karşısında ağlayabilirdim. Benimle anlaşma yapan tüm meclis üyeleri ve General oradaydı. Hepsi zırhlarıyla bulunuyordu. Toplantı yaptığımız zamanda olduğu gibi ikiye ayrılmışlardı. Onların bakışları arasında yürümüştük. Onlarda, benim gibi heyecanlılardı. Ayrıca bana inanılmaz gözlerle bakıyordu. Beni büyüleyici buluyorlardı.

Sonunda tahtta gelmiştik. Önümüzde sadece 5 basamak vardı. Muhteşemdi! Tahtın kol kısmında ejderha başları vardı. Siyah mermerde gerçekçi duruyorlardı ve açılan ağızlarında sanki alev topları fışkıracaktı. Sırt kısmı ise, ise sadeydi. Yine de siyah mermer vardı. Sırt kısmının biraz yukarısında ise ejderha gözleri vardı. Siyah mermerden yapılmıştı ve gözleri kırmızı yakuttandı. Bu yakutlar büyülülerdi. Hanedan dışında birisi tahtta oturduğu vakit, o kişiyi ejderha ateşi ile yakıyordu. Ayrıca taht, iki kişilikti. Bunun anlamı bu tahtta kralın hakkı olduğu kadar kraliçenin hakkı olduğuydu. Fakat son 250 yıldır bu anlam boş veriliyordu. Şimdi bu anlamı, biz vurgulayacaktık.

İkimizde aynı anda tahtta oturduk. Ardından herkes başlarını saygıyla eğdikten sonra, ellerini yumruk yapıp, kalplerine koydu. Bunun anlamı, bize bağlılıklarını belli etmeleriydi. Ayrıca duygularında bir şaşkınlıkta vardı. Benim burada oturmamı beklemiyorlardı. Ah, hadi ama. Bende burada oturacaktım. Ben diğer kraliçelere benzemeyecektim. Beni o kraliçelerle bir tutarlarsa, kötü olurdu. Bedelini kötü bir şekilde öderlerdi.

Şimdi de bizim adımızı haykırıyorlardı ve çok yaşa diyorlardı. Kyran elini kaldırdı ve saygıyla sustular. Şimdiden bir kral gibi davranıyordu. Adrian'dan daha muhteşem bir kral olacaktı! Bundan emindim.

Kyran " Babamı nam-ı diğer Devrik Kral Crasto'yu buraya getirin, General Zyaun." dedi ve General başını eğerek, odadan çıktı.

Bir süre bekledikten sonra General ile devrik kral gelmişti. Kıyafetleri ile zengin bir tüccarı anımsatıyordu. Anlaşılan saraydan kaçmaya çalışmıştı. Gözleri nefretle doluydu. Özellikle bana nefret ve tiksintiyle bakıyordu. Tüm bunları benden biliyor olmalıydı. Haklıydı. Sonuçta sarayda böyle bir kaosu yaratan bendim. Bir cadı gibi kaostan beslenmiştim. Kyran ise, babasına eğlenerek bakıyordu. Zalim yanı, gözlerine oturmuştu. Kim bilir aklında şu an neler geçiyordu.

Kyran " Baba! Bak, senin kâbusun gerçekleşti ve ben hak ettiğim yerdeyim." dedi sert bir tonda ve babası delice güldü.

Kyran'ın babası " Kâbusum gerçekleşti. Her şeyi sana bıraktım neden kaçmama, sevgili Olysa'm ile izin vermedin? Neden onun ölü bedenini bana buldurdun? Neden öldürdün ?"

Fırtına ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin