KAYBEDİLEN ARKADAŞLAR...

386 9 2
                                    

HERA...

Kalbim mutluluktan durucaktı...zombilere yem olmak yerine kalp krizinden ölücektim.birbirimize aşk-ı ilan ettikten sonra öğrenmiştik ki Robert ölmüştü.onu çok severdim diyemiyiceğim.ama yıllar içinde birbirimize alışmıştık.onu 1.sınıftan beri tanırdım.ve chloe'nin sevgilisiydi.sonradan öğrenmiştim ki onu korumak için ölmüş ve zombiye dönüşmüştü.bu...çok acı birşeydi.eğer daemon'e bişey olsaydı aynı şeyi onun için yapardım.bu konuda nettim.kendimle onun arasında seçim yapmam gerekseydi onu seçerdim.el ele tutuşup clara'nın yanına doğru gitmeye başladık.bu kattaki zombiler bitmişti.clara'nın yanına gittiğimizde hemen ona sarıldım.clara kulağıma fısıldadı;

-sanırım sizi eşleştirmekle doğru bir karar vermişim ha?

ona bakıp sırıttım.

-sanırım :)

ikimizde gülümsedik.daniel'a baktım.çok kötü görünüyordu.yıkılmıştı.anlayabiliyordum.eğer clara'ya birşey olsaydı...düşünmek bile istemiyorum.dün uyuduğumda nöbeti daemon devralmıştı.onun ölümünü ve kendi ölümümü görmüştüm...ama ne düşünmek nede anlatmak istiyorum.yine hepimiz yemekhanenin yolunu tuttuk.zombiler çok yoktu..en azından kontrol edilemiyicek rakamlarda değildi.şimdi o ruhların icabına bakmamız gerekiyordu.ama nasıl olacağı hakkında kimsenin bir fikri yoktu...

clara'ya döndüm;

-ben bahçeyi bir kolaçan ediyim.

daemon lafa atıldı;

-seninle geliyorum.

-hayır gerek yok...gerçekten çok sürmez...10 dakikadan fazla kalırsam gelin.

kimseden ses çıkmayınca onay aldığımı düşünüp yürümeye başladım.aslında yanlız kalmak istediğim için buraya gelmiştim.etrafı kontrol etmek bahaneydi.ama yinede etrafımda bir tehlike varmı diye gözlerim sıkı sıkı etrafı tarıyordu.otoparka geldiğimde bir arabanın arkasındaki kaldırıma çöktüm.gerçekten dünya'nın sonu geliyordu.başımıza gelenler tam anlamıyla bir bilim kurgu senaryosunu andırıyordu.başımı ellerimin arasına aldım ve hiçbirşey düşünmemeye çalıştım.derken etrafımda bir hareketlenme oldu...dikkat kesildim.ayak sesleri....giderek yaklaşıyordu...hemen pantolonumun arkasındaki bıçağımı elime aldım.ve sıkı sıkıya kavradım.birden arkamdan biri bana dokununca hemen arkamı dönüp,bıçağımı savurdum.elini çizmişti.bu bir...çocuktu..bizim yaşlarımızda...onu daha önce görmemiştim bizim okulda değildi.olsaydı gözüme çarpardı.çünkü..o..o.. çok yakışıklıydı.meleksi bir güzelliği vardı.açık kumral saçları,okyanus mavisi gözleri,uzun boyu,beyaz,prüssüz teniyle pekala melek olabilirdi.bana melek olduğunu söyleseydi şu anda inanırdım.ama bu bana sinsi sinsi yaklaşmış olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.derken melek konuşmaya başladı,

-hey hey sakin ol,sana zarar vermiyicektim.

-gerçekten mi?çünkü bana sinsi sinsi yaklaşıp dokunan başka birini göremiyorum.

-onun için özür dilerim.seni korkutmak istememiştim şey...

-Hera..adım Hera.

-pekala Hera.ben Seth.

elimi uzattım.ve el sıkıştık.

-elin için üzgünüm.korkunca ani tepkiler veririm.

-önemli bişey değil.korkmana sebep olduğum için üzgünüm.

-sorun değil.şey...istersen seni bizimkilerle tanıştırıyım.bu arada seni daha önce görmedim.bu bok çukuruna nasıl düştün anlat bakalım...

-başka bir okuldan kaydımı buraya aldırmıştım.okul bu hale gelmeden bir gün önce geldim görmemişsindir.bu arada gelmeyi çok isterim. :)

işte bu garipti.böyle bir çocuğu nasıl fark etmemiştim?acaba gözlerimde bir sorunmu vardı?bütün bunlardan sağ çıkarsam ve bu saçma bilim kurgu filminden kurtulursam bir göz doktoruna gitmem lazımdı.içeri doğru yürümeye başladık.diğerlerinin yanına gittiğimizde bütün gözler bizim üzerimize kilitlendi.ve açıklama yapma gereği hissettim.

-ııı arkadaşlar bu...Seth. :) sonrada sırıttım.içeridekilerin yüzündeki şaşkınlık görmeye değerdi...sonradan bir açıklama yapıcağımı hissediyordum.özelliklede daemon ve clara'ya...

BEYZA♥

RESİM:SETH♥

31 KATLİAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin