Büyük hatalar, Kayıplar..

306 9 2
                                    

Clara..

Okulu zombiler istila edeli 16 gün geçti.İşin garip tarafı her güne bir ölü düşüyordu.. Her gün bir arkadaşımızı kaybediyorduk.. Ölmeselerde ölselerde yine birilerini kaybediyorduk. Sabahın kör edici ışıklarında gözlerimi Seth in yanında açtım. Bir anda irkildim ve kendimi geriye attım. Gözlerini açtı ve tedirgin bir ifadeyle ''ŞŞ sessiz ol'' dedi. Ne olduğunu hala kestirememiştim ve Seth önündeki silahı alıp etrafı kolaçan etmeye başladı. ''Noluyor? nerdeyiz biz ! bana herşeyi açıkla hemen!''  Seth beni kendine çekti ve eğilmem için işaret verdi. Başımıza yerde duran battaniyeyi örttü ve ''Sessiz ol'' dedi. Ona hiç bukadar yakın olmamıştım.. Ne! ne diyorum ben! Dışarıda gizemli ve ürkütücü şeyler olurken ben neler düşünüyordum.. Bir an garip ve ürkütücü bir şeyin üstümüzden geçtiğini hissettim. Sonra kapı aniden kapandı ve Seth üstümüzdeki battaniyeyi yere fırlattı. ''Senden bir açıklama bekliyorum'' dedim kollarımı kavuşturarak. ''Sen dün gece o kadar ağladınki uyuya kalmışsın.'' Elleri titriyordu. Bunu görebiliyordum. ''Ve ve sonra kapıyı birşeyler yumruklamaya başladı. ''  Olay ciddileşiyordu.. Seth kendini yere attı ve ellerimi avcuna koyarak mavi gözlerini gözlerime dikti. ''Kapı daha fazla dayanamadı Clara.. İçeride Stephan , sen , ben , Tom , Daniel , Micheal ve Edward vardı.''  Dudaklarım titriyordu. ''H-h-era n-erede?.'' diye korkak bir tavırla sordum. ''Hatırlamıyormusun?''  dedi. Gerçekten Nicki kaybettiğimiz zamandan sonra neler oldu aklımın ucundan geçmiyordu. Hiçbirşey hatırlamıyordu veya zihnim bana bir çeşit oyun oynuyordu. ''Şeyy.. Clara bak. Dün gece yani Nick i kaybettikten sonra yemekhaneye çıktık. Ve bak nasıl söyleyeceğim bilemiyorum ama sen gidip Hera dan boş yere hesap sordun''  Yanağıma okkalı bir tokat yemiş gibi hissettim. ''N-Ne!'' diye atıldım. ''Şş sakin ol.. sen bağırdıktan sonra bir köşeye çekilip ağlamaya başladın ve Hera gitti. A-Ama sakın korkma. Yanında Daemon ve Ares te vardı. Seni 2 saat kadar sakinleştirmeye çalıştıktan sonra kapıya zombiler geldi. Kapıyı tahminen 15 zombi delicesine yumrukluyordu ve kapının kilidi kırıldı. Seni uyandırmaya çalıştım ama uyanmıyordun ve sen bir çeşit şokta gibiydin. Seni kucakladım ve arka kapıdan çıkardım. Biliyorsun bu kapı sadece acil durumlar için kullanılabilir ve tek seferlik. Diğerlerinide gelmeleri için yalvardım ama gelmediler.. Ve biz çıktıktan sonra bağırış sesleri yükselmeye başladı. Tom u gördüm.. Bak sakın korkma ama sadece onu gördüm belki diğerleri hayattadır..''  Gözyaşlarım yavaşça akmaya başladı. Bir günde bu kadar olay.. Benim yaptığım İbretlik şeyler ve dahası.. Güçlü olmaya çalışıyordum. Seth gözyaşlarımı sildi ve ayağa kalktı. ''Herayı bulmaya gidiyoruz.! Bunun sana iyi geleceğini biliyorum'' dedi. Hayatta kalan sadece 13 kişi kalmıştı. Belki daha az. Bilmediğim daha neler vardı. Yada şu anda yanımda olupta yarın bu dünyada bile olamayacak kaç kişi vardı? Yada onlardan biride belki ben olucaktım.. Beyaz lakostum yırtıldığı için rahat hereket edemiyordum üstelik üzerimde arkadaşlarımın kanı varken.. Seth gözlerini acındırarak bana baktı ve üzerindeki T-shirt ünü çıkartarak bana verdi. Bu hareketi gerçekten ilgi çekiciydi. Yani şunu demek istiyordum.Bunca zaman yanımdaydı. Beni kötülerden korumakla kalmayıp bunca zaman hayatımı kurtarmıştı. Beni mutlu etmeye çalışıyorduki ben bunların hiçbirine karşılık veremiyordum. İstiyordum ama yapamıyordum.. Nazik bir ses tonuyla ''Arkanı dön'' dedim ve sırıtarak arkasına döndü. Bende verdiği T-shirt ü giydim. ''Bittimi?'' diye seslendi ve gülerek ''Eveeet!'' dedim. Sırt çantasından bir bluz çıkarttı ve giydi. Kırmızı renkli bir bluz ve sanki kan damlatılmış gibi desenleri vardı. ''Seth, ben bıçağımı dün Nickin öldürüldüğü yerde düşürdüm'' Bu lafı söylerken içim parçalanıyordu. ''Benimkini al dedi ve çantasından yeni bir bıçak daha çıkarrtı. Neydi bu böyle.. Heryerde yedekmi depoluyordu.. Heranın ve tayfasının nerede olduğu hakkında en ufak bir fikri olmayan biz,  karıncalar gibi gizlenerek onları şu kıç kadar okulda aramaya başladık. Hiçbiryerde yoklardı. Tanrım aklıma kötü şeyler gelmeye başlamıştıki Yerde onun küpesini gördüm. Yere eğilip onu avcuma aldım ve iyice sıktım. Sadece tek bir damla gözyaşı döktüm ve  bu özlem dolu yaş Öfke ve kibirle kaybolup gitti. Bu okulda dolanan lanet ruhlardan, bizi izleyen LANET OLASI PİÇ BİR ŞEYTANDAN ve okulun dört bir yanını sarmış zombilerden bıkıp usanmıştım artık. Heranın öldüğü düşüncesi beynimi kemirip duruyordu ve Seth e bir an önce onu bulması için yalvarıyordum. Büyük ihtimalle Hera benden nefret ediyordu ve benim lanet bir pislik olduğumu öne sürüyordurki haklı. Yapmamalıydım. Beni anlayabilirdi ama gitmeyi seçti. Aslında oda haklıydı, bende...

selin♥

31 KATLİAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin