Unutmak, Affetmek..

259 8 8
                                    

Clara...

Ayın şavkıyla esrarengiz bir havaya bürünmüştü gece. Daniel la birlikte Dışarıya erzak aramaya çıkmıştık. Soluduğu hava kadar hafif ve sessizdi adımları. Bir an için gök ile yer aynı kurşuni renge bürünüp birbirine aktı. Etraf sessiz ve çok karanlıktı. Elimizdeki tek fener yerde akan kanların ve kopmuş et parçalarını görmemizi sağlıyordu. Akabinde herşeyi ve herkesi yutacak zifiri karanlık, Dışarıya adımımızı attığımızda yıldızların bize sunduğu parlak ve bir o kadar ince ışığı yansıtıyordu . Seth le (adını söylemekten nefret ediyorum) daha önce gittiğimiz depoya varmıştık. İçeride bir bidon su, iki paket makarna, kibritler, tencereler ve birkaç çeşit kuruyemiş vardı. Daniel la birlikte birbirimize baktık ve depodaki ocağı yakıp makarna yapmaya başladık. Sorun şuyduki tabağımız yoktu. Bu lanetli okulda nasıl yiyeceğimize kimse karışamazdı ve farklı yöntemlerle yemeğe yumulduk. Anlaşılan bu gece burdaydık, Çünkü dışarıdan gelen fazlasıyla kalabalık sesler ve homurtular burda kalmamız gerektiğini söylüyordu. Kilidi aldım ve kapıya taktım. Günler sonra karnımızı doyurabilmenin mutluluğu yanında, Seth in bana olan ihaneti hala yüreğimi sızlatıyordu. Daniel çoktan uyumuştu. Bense Seth i düşünüyordum. Gözümden akan damlaların her yere çaptığındaki çıkarttığı ses beni kendime getiriyordu. Bu mümkünmüydü?. Yani demek istediğim bir şeytana aşık olabilmek?... Kendimden nefret ediyorum ve böyle bir hata yaptığım içinde kendimi asla affetmicem.. Başımı kapıya yaslamış uyuklarken kapıyı biri delicesine tıktıklatmaya başladı.

''Hey Clara! benim.. Lütfen aç kapıyı'' Bu Seth di. İlk hiç ses çıkartmadan burda yokum izlenimi vermeye çalıştım ama ''Clara sizi Daniel la oraya girerken gördüm. Konuşmamız gerek.. Lütfen aç. Son kez beni dinle. Merak etme bir daha beni görmiceksin''

Kapının arkasından böyle fısıldıyordu işte. Dayanamadım ve kapıyı açıp sessizce ''NE VAR!''' dedim

''İçeri geçebilirmiyim'' dedi gayet sakin ve hüzünlü bir ses tonuyla. Kapıyı bıraktım ve içeri girmesine izin verdim. Yere oturdu. Bende yine kapının arkasına çöktüm.

''Sana bunu başlarda söylemem gerekirdi'' diye söze başladı. ''Ama Seni tanıdıkça bunu yapamadım. Benden böyle uzaklaşıcağını ve nefret edeceğini adım gibi biliyordum. Sanırım zamanla senden hoşlanmaya başladım. Seni o yaratıklardan kurtarmak zorundaydım çünkü seni seviyordum. Hatırlıyormusun seni ilk kurtardığım gün zombi senin bacağından yakalamıştı ve ısırmak üzereydi. O gün her ne kadar bu okula felaket yağdırmaya gelsemde seni gördüğüm zaman Kaya kadar taş olan kalbim pamuk gibi yumuşadı. Evet bir babam vardı ki o bir şeytandı.. Ama onu babalıktan reddettim. İki gün önce sana saldırdığım gün oldu bu. Bir fani gibi güçsüzüm. İnsanım ve her ne kadar insanın ölümüne neden olsamda beni affetmen için canımı bile veririm Clara.''

Genizimi yakan gözyaşları delicesine boca ediyordu gözlerimden. Daniel arkada mışıl mışıl uyurken homurdanmaya başladı ve tekrar rüyasına geri döndü.

Seth devam etti. ''Nasıl bilmiyorum ama felaketleri başladığından bu yana  bir ay kadar zaman geçti. Ve bu bir ay içinde dünyalar güzeli bir kıza aşık oldum. ŞİMDİ GİDİP ÖL  DESE giderim ve senin için ölürüm Clara.. Ama lütfen beni affet.'' Yerimde öylece kalakalmıştım. Bir cevap vermeyeceğimi anladığı zaman kalktı ve ''Merak etme beni bir daha görmeyeceksin'' dedi ve gitti. Öylece gitti.Kalktım ve kapıyı açtım. ''Seth! Dur!''  diye isteksizce bağırdım. Seth arkasını döndü ve bana doğru gelmeye başladı. 

''Unutmak yada unutulmak. Affetmek kadar kolay olmasada bu olayları sanırım unutabilirim. Seni affetmem için tabiki arkadaşlarımın geri gelmesi gerek ama böyle bir şey mümkün değil tabii. Fakat şu an yaşıyorum ve bu senin sayende. Onların sayesinde değil. Onlar için sadece şu an üzülebilirim ama yaşayanlar için her ne kadar hata yapmış olsalarda Affedebilirim.. Bu bir insan olmasa bile'' dedim ve güldüm. Ona sarıldım ve ''Beni bir daha bırakma'' dedim 

''Söz veriyorum Clara.. Seni bırakmicam..'' böylece arkadan Daniel şaşkın ve uykulu bir halde yanımıza geldi. ''Bırak onu Seth'' dedi ve Seth le birbirimize bakıp güldük. Seth kulağıma fısıldadı ve ''Ölenler için üzülme Clara.. yaşayanlar için üzül'' dedi. Haklıydı.. ölenlerin her ne kadar acıları dinmiş olsada yaşayanlar çeşitli sebepelerden bile olsa acı çekiyordu. Bu kaybettikleri, Kaybedecekleri, Ölümle pençeleşenler ve bir zombiye yem olanlar olsa bile.. Bu acımasız dünyanın insanlara çektireceği daha çok şey var.. Ve sanırım bunlar daha başı..

''A A Ama siz barıştınızmı?'' diye sordu Daniel.. 

''Sanırım evet'' dedim uzatmadan.. Hayli yorgunduk bu gece. Sabaha bizi neler bekliyor bilmeden uyanacaktık aslında. Uyanmak bile biraz fazla pozitifti. Yaşamımızın bir garantisi olmasa bile şu an hayattaydık.. Sanırım üzdüklerimziden, kaybettiklermizden ve bizi üzenlerden pişman olmadıkları sürece uzaklaşmalıydık... Herkesin iyiliği için..

selin♥

resim:Clara♥

31 KATLİAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin