(Multimedya sadece Güneşin kıyafeti karakter o değil ilerleyen bölümlerde karakter ile tanışacaksınız. İyi okumalar...)
9 Eylül 2016
Sabah alarmım çalmadan uyanmıştım. Bu bir ilk. Rekorlar kitabına bu tarihi not düşün.
Tamam tamam belki biraz abartmış olabilirim. Ama ilk defa okulun ÏLK günü alarmım çalmadan önce uyandım. Belki de heyecandandır kim bilir.
Sıcacık yatağımdan çıktım ve yatakta 5 dakika boyunca oturdum. Sonra yatağımı toplamadan banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Babam hala uyuyor olacak ki hala horlama sesleri geliyordu. Annem ise mutfakta olacak ki tencere tava sesleri yükseliyor. Oturma odasına geçtim kapımı kapattım en sevdiğim çizgi flmi açtım sesini de kıstım ohhh keyif benim.
Bir anda odanın kapısı açılınca beklemediğim için korktum. Annem bana sorgular gözlerle bakıyordu. Bu bakışları iyi bilirim ben. 'Uyandın ama yanıma gelmedin öyle mi Güneş hanım' bakışları. Hemen oturduğum yerden kalktım ve annemin boynuna atlayıp " GÜNAYDINNN" dedim. Annem de bana karşılık vererek sarıldı. Arkamızdan babam da geldi ve çekirdek aile sarılması yaptık. Annem ile kahvaltıyı hazırladık, kahvaltı bitti annem topladı ben de hazırlanmak için odama çekildim.
Bugün okulun ilk günü. Güzel olmak lazım. Çünkü hoş,yakışıklı ve yeni bir erkek geldiyse okula ilk günden kötü bir tarz sergilemek istemeyiz. Çünkü her kız aynı şeyi düşünür. Gardolabımı açtım ve katlı olan kıyafetlere baktım. Elimi neye atsam kırışık şimdi ütü yapmak ile uğraşamayacağım. Askı bölümünü açıp şık bir elbise seçtim. Dizin bir karış üstünde siyah bir elbiseydi. Ama okul için fazla şık geldi. Sevgilisinin doğum gününe giden Cansu'cuk gibi. Onu çıkartıp farklı şeylere baktım. En sonunda bir kot ile beyaz bir gömlek giymeye karar verdim. Saçlarıma şekil vermek için maşayı prize taktım. O ısınırken dişlerimi fırçaladım, dudak parlatıcımı sürdüm, rimel ve maskara ile de işi sonlandırdım. Saçlarımın bir kaç tutamına maşa yapıp salık bıraktım. Gereken defter, kalem, cüzdan ve telefonumu çantaya attıktan sonra hazırdım.
Annem ve babamı öptükten sonra ayağıma Converse giyip evden çıktım. Hazırdım. Hemen Ceylin'i arayıp nerede diye sordum. Hanımefendi daha yeni uyanmış. Keyife bak.
Okula gitmek için taksi tuttum ve 15 dakika sonra okuldaydık. Bizim tayfadan kimse olmadığı için yakındaki Starbucks'a gidip bir Frappuccino Espresso Blended Beverage
aldım ve sahile indim. Kulağımda MFÖ elimde içeceğim çok güzel bir andı. Ta kiCeylin arayana kadar. Okula gelmiş beni bekliyormuş. Hemen kalkıp okula gittim. Kapıda Ceylin'i görünce bir anda kalbim pır pır etti. Ben bu cimcimeyi ne kadar özlemişim. Hemen yanına gidip sarıldım. Çok özlemişim. Ceylin ile orta bir lise son ilişkimiz vardı. Aslında bakarsanız Ceylin bu okulu istemiyordu. Ben aylarca çalışıp ilk önce lisede Galatasaray'ı sonra üniversitede Galatasaray'ı tuttururken o hiç çalışmadı ve sonucunda istediği liseye de giremedi böyle olunca lisenin müdürü babasının arkadaşı olunca torpil ile girdi. Normalde asla bu okulda böyle şeyler olmaz ama bu sefer oldu. Sonuç olarak ikiz kardeş gibiyiz biz. Okulun içine girdik. Ben artık üniversiteye gidiyordum şaka gibi. Zaman ne kadar da çabuk geçti. 7. sınıfta hocalarımdan not dilendiğimi hatırlıyorum. Sosyalim 4 geliyor diye ne üzülmüştüm. Şimdi ise üniversite olduk. Ceylin ve benim bölümlerimiz aynı olmadığı için ayrılmak zorunda kaldık ben şeyma ile aynı bölümdeydim.Hukuk. Şeyma Ceylin'in aksine bu okulu çalışarak kazandı. Bu açıdan onu biraz daha seviyorum. Ama ortaokul lise boyunca Ceylin, ben ve Şeyma aynı okulda okuduk.
Hoca geldi. Konuştuk. Tanıştık ve ders bitti. Hava almak için Ceylin ile dışarı çıkmaya karar verdik.(Multimedya bölüm şarkısı. Şimdiden açmanızı tavsiye ederiz...) Bir anda beklemediğim bir çift göz ile göz göze geldik. Ne olduğunu anlamadım ama bu o muydu ? Bu gözleri her yerde tanırdım ama bu...imkansızdı.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT
General FictionGözlerini sıkıca kapattı ve omzuma küçük bir öpücük koydu. Artık ben de gözlerimi kapatmıştım. ''Gitme.'' Aşk. Tek hece, Iki yürek. Iki genç, Iki sevda. Tek sancı, Iki kalp ağrısı...