Ilke
Hatırladığım en son şey evden zorla çıkarıldığımdı. Ne olduğunu anlayamıyordum beni zorla evden çıkardılar ve sonra elimi, ağzımı ve ayaklarımı bağlayarak beni arabanın arka koltuğuna oturtmuşlardı.
Korkum git gide artmaya başlıyordu.
Gözlerim bağlı olduğundan sadece duyduklarımla yetiniyordum.
Beni kaçıran iki adam kendi aralarında konuşuyorlardı. Ben de onları dinliyordum.
- Abi kızı nereye götüreceğiz?
-Abanttaki dağ evine
Nasıl yani beni taa Abant'a mı götüreceklerdi.
Kulaklarıma inanamıyorum.
-Abi "E" nereye gelecek.
-E'de oraya gelecek.
"E" diye bahsettikleri kimdi? Ben kime ne yapmıştım ki beni kaçırıyorlardı? Beni kaçıranca ellerine ne geçecekti? En sonunda araba durmuştu ve beni bir yere sokmuşlardı.
Bana doğru yaklaşan ayak sesleri duyunca hâlâ baygınmış gibi yaptım.
Yanıma doğru biri geldi benim uyuduğumu görünce diğer adama seslendi.
- Abi hâlâ baygın bu
- Boşver öyle kalsın, baygın olması daha iyi
İçimden "bunlar ne biçim insan ya" diye geçirdim ama şuan yapabileceğim bir şey yoktu.
Korkum git gide büyüyordu. Ve bu süre içinde de aklımdan "bu adamlar benden ne istiyor" sorusu çıkmıyordu. Bir süre sonra uyuya kalmıştım.
Yanağıma vurulan tokatlar eşliğinde uyandım.
- Hadi uyan !
Gözlerimi açmışlardı. Şuan gördüklerim; Ahşap görünümlü bir dağ evi ve bahçeden ibaretti beni itekleyerek evin içine soktular. O kadar güçlülerdi ki elimden hiçbir şey gelmedi, onlara karşı bile çıkamadım.
Eve gittiğimizde korkum daha da artmıştı. Her eşyanın üstünde bir örtü vardı ve her yer tozdan gözükmüyordu. Eve gittiğimizde evde olan bir kız vardı.
Ne olduğuna anlam veremiyordum.
Bu kız da kimdi?
Salonun ortasında oturmuş, bacak bacak üstüne atmış bir şekilde bizi bekliyordu.
İçeri girdiğimizde adamlarla konuşmaya başladılar.
-Sendemi burdasın?
- Evet, misafirimizi evde karşılamak istedim.
Kadın keskin ve sinsi bakışlarını üstüme doğrulttu.
Ben söze girdim.
- Beni nerden tanıyorsun sen! Ben senin nereden misafirin oluyorum.
- Konuşmayı bilmen hoşuma gitti küçük kız. Bu arada nişan yüzüğün çok güzelmiş.
İnanamıyorum, Barış ile nişanlandığımızı nereden biliyordu?
- Se-sen nereden biliyorsun bunu?
- Aa yoksa Barış sana söylemedi mi?
Ayy pardon tatlım...
"Tatlım" derken bile o kadar sahteydi ki...
- Barış neyi söylemedi? Ne diyorsun anlamıyorum.
- Şöyle söyleyeyim tatlım ben Barış'ın unutamadığı sevgilisiyim...
- Sana inanmıyorum ve inanmayacağım sen bir yalancısın!
İki adam bana sert bir şekilde vuruyordu ki koltukta oturan sinsi kadın "Hayır misafirimize ilk günden eziyet etmeyelim" dedi.
Sonra nasıl olduysa kendimi bir an da koltukta uyanırken buldum ve sabahtı.Güneş
Bu sabah polisler Ilke'ye ulaştıklarını söylemişlerdi. Biz de o adrese gitmiştik. Ilke'yi kaçıran abimin eski sevgilisiymiş. Kız akıl hastası olduğu için böyle bir şey yapmış. Ilke kendi evine giderken biz de Durulara geçtik. Çok yorgundum. Iki gündür zor uyuyorduk. Bir ara abim fenalaşmıştı. Onunla uğraşmıştık. Hala ailelere söylememiştik. Gerek de yoktu. Yarın ise abim ile Istanbul'a dönecektik. Ilke ve abim bir seminere katılacaktı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Istanbul'a gelmemizin üstünden bir hafta geçmişti. Ben 4 gün Temmuz da 3 gün Durularda kalıyordum. Kızlara yük de olmak istemiyordum. Yurdun misafir bölümünde kalsam da onların odasında kalıyor gibi göstermişlerdi kayıtta. Kızlar ev bakacaktı bugün. Ben de onlar ile gidecektim. Babam insafa gelip kredi kartlarımı kapattırmamıştı. O yüzden harcama yapabiliyordum. Annem ise Duru'yu arayıp onu sorguluyordu. Burada olduğumu biliyordu ama gelmiyordu. Onu görünce dayanamayıp ağlayacağımı ve eve geri döneceğimi biliyordu. Ama bu sefer babamın yaptığı ileride bir şeydi. Küçükken evi terk eder bahçeden babaanneme giderdim. Evlerimiz yan yanaydı. Onlar da bir şey demezdi. Bu sefer de ilk olarak babaannemi aramışlar fakat orada olmayınca Duru'yu aramışlardı. Bir kaç gün sonra belki de babaanneme giderdim. Kadın evi terk ettiğimi duyunca fenalaşmış, hastaneye kaldırılmış. Amcam bana bağırmıştı bunlardan dolayı. Sağ olsun kuzenim Ezgi ablam bana teselli veriyordu. Babaannemin durumunu da ondan öğreniyordum.
Dersim bittikten sonra kantine inip kahve aldım ve bizimkilerin yanına gittim. Kızların bir dersi daha vardı bende onları bekleyecektim. Bu aralar Temmuz'u çok göremiyordum. Hem Ankara olayı hem babam. Istanbul'a geldikten sonra da onun maçları, idmanları derken görüşememiştik. Ancak evde yüzünü görüyordum. O da sayılı günler. Telefonumu cebimden çıkarıp Temmuz'u aradım ama meşgule attı. Ben de üstelemeyip kantinde kızları beklemeye başladım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Iki saat boyunca emlakçıdan emlakçıya, evden eve koşturmuştuk. Ya birinde cephesini beğenmemiş yada mahalleyi beğenmemişlerdi. En sonunda yurda da yakın olan bir yere gelmiştik. Bu ev güzeldi. 3+1 di. Zaten 2 kız tutacaklardı. Diğer oda da benim misafir odam olacaktı. Derya anlayış ile karşılamıştı bu olayı. Iyi kızdı.Kızlar emlakçı ile de anlaşıp bu evi tutmuşlardı. Ucundan köşesinden başlamak en iyisiydi. Ama şimdilik yaza kadar bekleyeceklerdi. Yurtdaki anlaşmaları da bitince eve geçeceklerdi. Ev merkezi bir yerdeydi. Iyi de bir fiyata tutmuşlardı.
Bu akşam Temmuz'a gidecektik. Gene süper dörtlü takılacaktık. Ev işini de hallettikten sonra kızlar ile ayrıldık ve ben Temmuz ile market alış-verişi yapmak için onun evine yakın bir markete geldim. Temmuz da gelince market işini bitirdik. Eve gidip eşyaları yerleştirdikten sonra koltuklara kurulduk.
Durular gelmiş biz de film izlemeye başlamıştık. Biralar, cipsler, çerezler... Film eğlenceliydi ama Temmuz hiç eğlenmiyordu. Bugün bir şey olduğu belliydi. Ben de üstüne gitmek istemedim. Aklına her ne geldiyse bir anda bana sarılmış vaziyette olan elleri sıkılaştı ve canımı yakmaya başladı. Temmuz bunun farkında olmadığı için biraz daha sıktı. Suyum çıkacaktı yakında. Hafifçe dirseğim ile onu dürtünce ellerini gevşetip yavaşca bana sarıldı. Saçlarımı kokluyordu. Ben de filmi izlemeye devam ettim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Temmuz'un elleri belimde benim ellerim ensesinde dans ediyorduk.Durular gitmişti. Temmuz fazlasıyla gergindi. En ufak bir şeyde bana patlayabilirdi. Normalde olsa dans etmezdim ama bana kızmaması için bir şey dememiştim. Elleri kalçalarıma doğru indiğinde rahatsız olmuştum. Bacağım bacağına değiyordu. Elleri yukarı çıkarak ellerim ile buluştu. Beni etrafımda döndürdükten sonra sırtım onun gövdesine gelecek şekilde durduk. Kafamı geriye atıp omzuna dayadım. Nefes alış-verişleri hızlanmıştı. Karnımın alt tarafından bastırınca alt dudağımı dişlemek zorunda kalmıştım. Zaten bütün bedenim kasılmıştı lavaboya gitmem gerekiyordu. Bu hareketi hiç doğru olmamıştı. Geçmesi için biraz yerimde kıpırdanınca ellerini karnımın iki yanına koydu ve sağ bacağını iki bacağımın arasına koymuştu. Beni kendine çevirip biraz uzaklaştırdı sonra kendine geri çekti. Ben de bacağımı onun bacağına dolayarak ona biraz daha yakınlaşmıştım. Sağ bacağım sol bacağına dolanmış bir şekilde duruyordum. Sol eli ile beni tutarken sağ eli ile karnımın altından başlayarak aynı hizada elini yukarıya çıkmaya başladı. Karnım bitince çok rahat bir tavır ile elini iki göğüsümün de arasından geçirince gerilmiştim. Sağ eli boynuma gelince belimi kırdı ve beni yavaşça yere eğdi. Sağ bacağım ile ona tutunmuş bir vaziyetteydim. Elini boynumdan enseme çıkardı ve beni de kendine çekti. Şuan tamamen ona ayak uyduruyordum. Yoksa normalde yapacağım hareketler değildi. Ben ne olduğunu anlamadan bir anda beni ters bir şekilde kucağına aldı. Bacaklarımı boynuna doladım ve saçlarımın yere sarkmasına izin verdim. Olduğum pozisyondan eteğim açılmıştı. Ellerim elleri ile buluşunca beni kendine çekip yavaşca yere indirdi. Daha demin baş aşağı durduğum için başım dönmüştü. Elini belime atıp beni iyice kendine bastırdı. Onu hissedebiliyordum. Ilk defa Temmuz ile bir şey yaparken kendimden tiksinmiştim. Oturmak için bir adım geri attım ve arkamı döndüm. Beni tutup gövdesine yasladı. Omzuma çenesini yaslayıp konuştu. Nefesi deydiği yerleri adeta bir alev gibi yakıyordu."Bir yere kaçamazsın küçüğüm. Bu gece benimsin..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT
Ficção GeralGözlerini sıkıca kapattı ve omzuma küçük bir öpücük koydu. Artık ben de gözlerimi kapatmıştım. ''Gitme.'' Aşk. Tek hece, Iki yürek. Iki genç, Iki sevda. Tek sancı, Iki kalp ağrısı...