Bölüm 3

145 10 2
                                    

(Multimedya Güneş)

Sabah alarmın sesi yerine Ceycey'imin araması ile uyandım. Saat daha 5.48 di. Bu saatte ne olabilir ki? Telefonu açmam ile soru yağmuruna tutulmam bir oldu.

"Güneş! Dün ben gidince neler oldu? Buraklar sizi Temmuz ile baş başa bırakmış. Kızım anlatsana.''

'' Sana da günaydın hanımefendi. Hem hiçbir şey olmadı. ben de onlardan sonra çıktım. baş başa kalma gibi bir durum da yok. hem sen beni bu saatte bunun için mi aradın öyle olsun.''

'' Sana inanmıyorum okulda her şeyi anlatacaksın. Sen git uyu şimdi. bay bay.''

Telefonu kapatıp baş ucuma koydum. Dün garipti.

Kapının önünde durup yolu kapatıyorduk. Ben kolumu ondan kurtarıp dışarı çıktım. Sahildeki bir banka oturdum. Koluma baktım tuttuğu yer cayır cayır yanıyordu. Temmuz da gelip yanıma oturdu. Bir şey demeye hazırlanıyordu. O sırada

'Senin yalanlarını duymak istemiyorum!' diye bağırmıştım. Daha hiçbir şey dememişti. Ayağa kalktım gidecektim.

'Beni dinle sonra ne yapıyorsan yap.' dedi.

'Daha kaç kere diyeceğim istemiyorum seni dinl-' Beni kendine çevirip dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Ne olduğunu anlamamıştım onu ittim ve bir iki adım geriledim. Afallamıştım. Yaptığının yanlış olduğunu o da biliyordu. Bir anda tokat atmayı düşünmüştüm ama sonra vazgeçtim. Bir şey demeden yanından ayrıldım. Bu saatten sonra derse de giremezdim girsem aklım almayacaktı çünkü. Deli gibi sırıtıyordum. Yaptığı şey 1-2 saniye sürse bile etkilenmiştim. Okula gittim. Şansıma hocanın işi çıkmış ve ders boştu. Bu ders son dersimdi zaten bugün ben de eve gittim. Ve o saatte gelip yatmıştım. Uyuyamıyordum ama uyumak ve olanları unutmak istiyordum.

Sabah Ceycey sayesinde uyanmıştım. Burak 4, Meriç 2, Ege 5 kere aramıştı. 20 tane de mesaj vardı sağolsun hepsi Ceylin'den di. O da 8 kere aramış sessizdeydi duymamışım. Bu saatten sonra uyuyamayacağım için ılık bir duş aldım saçlarımı tarayıp kendi halinde kurusun diye salık bıraktım hafif bir göz makyajı yaptım dudağıma lip balm sürdüm. Dolabı açtım elime ilk geçen şeyleri giydim. Siyah straplez bir kazak giydim altıma da yüksek bel bir pantolon giydim ve kemer ile süsledim. Boynuma da bir choker taktım ve küçük bir çantanın içine telefonumu ve cüzdanımı atıp mutfağa ilerledim. Bugün derslerim yoktu tüm gün boştum bunu fırsat bilen Ceylin hemen dünkü ekip ile bir şeyler yapalım diye tutturmuştu. Ben bir şey dememiştim ama sanırım ben de istiyordum. Mutfağa gidip kendime güzel bir omlet yaptım. Yanına da bir kahve. Ben yemeğimi yerken 1.30 saat geçmişti saat 8 olmuştu. Yarım saat içinde duşa girip çıkmış ve hazırlanmıştım. Ağırdan alıyordum. Derken zaman baya bi geçmiş. Yediklerimi kaldırıp bulaşıkları lavaboya bıraktım. Uyanmış anne-babamı görünce öpüp ben çıkıyorum dedim. Annem arkamdan konuşuyordu 'Sen adam olmazsın gene bulaşıkları lavaboya koymuş. Makine boş dizsene!' Annemi duymazdan gelerek lavaboya gittim dişlerimi fırçaladım parfümümü de sıkıp evden çıktım.

Ceylin'i arayıp aklımdaki planı söyledim. Onunda kafasına yatmış olacak ki hemen benim yüzüme kapatıp erkekleri araması gerektiğini söyledi. Ben de bir taksi tutup avm ye gittim. Bizimkileri beklerken bir kaç mağazaya çıkıp girdim. Burak beni aradı ve sinema bölümünde olduklarını söyledi. Oraya doğru yürümeye başladım. Gittiğimde Temmuz'un olmadığını görünce garip hissettim o da gelir diye düşünmüştüm. Ceylin benim aklımı okumuş gibi 'Temmuz yok mu?' dedi. İşi varmış. Pis yalancı! Gelmek istemedi. Hem bana ne. Biletlerimizi alıp sinemaya girdik. Çok komik bir filmdi. Eğlenmiştim. Sinema çıkışında Temmuz'u gördük. Ceylin hemen atladı.

''Senin işin yok muydu geri gitsene !'' Deli mi ne ya çocuğu neden geldin diye azarlıyordu.

''Canım istedi geldim.'' Ceylin'i hemen kenara çektim yoksa yiyecek çocuğu.

Bakışlarımız buluştu ve sırıttı. Ben acıktığımı söyleyip yemek bölümüne doğru yürüdüm. Ceylin de hemen arkamdan geliyordu. Diğerleri de geliyordu. Hemen Ceylin koluma girip dün olanları sordu ben de kısaca ' Öpüştük ' dedim. Bir anda çığlığı bastı. "Ciddi misin hani şu olan öpüşme. Temmuz ile. Dudak dudağa. Oha! Ve ben bunu yeni öğreniyorum. Sağol ya sağol." Erkekler yanımıza geldi ' Bir şey mi oldu?' diye sordular. Ceylin'in o an ki Temmuz'a attığı bakışları görmeliydiniz.'Enişte' bakışları. Kolunu cimcirmem ile Temmuz'dan gözlerini çekti.' Bir şey yok yemek yiyelim hadi.' dedim ve boş bir yere oturduk. Herkes mönülere bakıyordu. Siparişler verildi. Yemekler geldi herkes yemeğe başladı. Masada bir sessizlik hakimdi. Bozmak için ' Hadi buradan sonra bize gidelim. Size güzel bir kahve yapayım. Özleyenleriniz vardır.' dedim. Anlayan anladı. Şimdi ki plan bize gidip kahve yapmaktı. Bu grup içinde tek ehliyeti olmayan bendim. Arabam var ama ehliyetim yoktu. O yüzden kişileri bölüştük. Tabi ki de benim bahtıma Temmuz düştü. Ceylin bizim evi bildiği için onlar gitti. Ben de markete uğramak istediğimi söyledim Temmuz'a oda uğradı. Birlikte alış-veriş yaptık. Komikti. Elini attığı her ürünün son kullanma tarihi geçmişti. Ben sadece kahve ve çikolata almak istemiştim. O ise bakliyata kadar aldı. Arabaya bindik. Çalıştırdı ama gitmiyordu.

"Gidecek misin?"

"Güneş yolu tarif edersen neden gitmeyeyim." Inanmıyorum evimin yolunu mu unutmuştu. Her neyse bozmadım ve tarif ettim. Ceylin'de evin anahtarı olduğu için onlar eve girmişti. Ailem evde değildi. Ikisi de işteydi. Ben de bunu fırsat bilip çağırmıştım.

Biz de eve girdik ve ben mutfağa geçip kahveleri yapmaya başladım. Kahveler hazırdı. Ama ben de rahat durur muyum Temmuz'un kahvesine tuz atmıştım. Ceylin kıkırdayıp duruyordu. Içeri geçtik erkekler televizyonu açmış spor haberleri izliyordu. Herkese kahveleri dağıttım. Temmuz'a kahvesini verirken son iki tane kalmıştı. Biri benim biri onundu. Ben de benimkini gösterip 'Bak bu senin al hadi.' dedim. O da yanındakini aldı. Ben senin böyle yapacağını biliyorum Temmuz Bey. Ben de kahvemi alıp yerime oturdum. Temmuz içeceği sırada telefonumu çıkarıp çaktırmadan kameraya aldım. Kahveyi eline aldı ilk kokladı baktı bir şey yok hemen içmeye başladı. E ama yavaş be oğlum o kadar susadıysan ben sana su getirirdim. O anda aklıma farklı bir fikir geldi. Derken ilk önce yüzü buruştu sonra da kahveyi bardağa geri tükürdü. Kızgın kızgın bana bakıyordu ben de çok korktum. Hemen yerimden kalktım kahveyi elinden aldım
" Ne oldu?"

" Kızım bu ne be boğuluyordum. Git bana yeni bir kahve yap."

"Oldu zaten burada uşağın var. Neyse ben sana su getireyim."
Söyleniyordu

"Sen bu gidişle evde kalacaksın zaten daha araba süremiyorsun." Ciddi misin ya beni en hassas noktamdan vurmuştu. Ama sesimi çıkarmadım. Sıradaki şakaya başlayalım. Benden su istemişti dimi. Ben arkadaşımı neden kırayım. Ama biraz eğlenceden bir şey olmaz. Dolabı açıp rakı çıkardım. Rakıyı su bardağına koydum ve götürdüm. Sen misin bana evde kalacaksın diyen gör bakalım. Bardağı verdim ve bana hala kızgın kızgın bakıyordu. Masum bakışlar atınca bardağı kafasına dikti. Bu sefer yere tükürmüştü ağzındakini.

"Kızım sen akıllanmayacak mısın?"

"Kızma ya eğlenmek istedim." Üstüme gelmeye başlayınca korktum. Gözleri kararmıştı. Bana bir şey yapmazdı dimi?

"Demek eğlenmek istiyorsun ben seninle eğleneceğim gel buraya!" Arkama bakmadan koşmaya başladım. Evin içinde deli gibi koşuyorduk. Ben önde o arkada. Bir ara yere düştüm ama toparlayıp geri kalktım. Odama doğru koşmaya başladım. O da arkamdan odama girdi ve kapıyı kapattı. Ellerimi arkamdan tutunca bir anda sendeledim. Beni kendine çevirdi. Sırtımı duvara yasladı. Ellerimi başımın üstünde sıkıca tutuyordu. Beni duvar ve kendisi arasında hapsetmişti. Çok yakındık. Daha da yaklaştı. Nefesi nefesimle çarpışıyordu. Yüz hatları iyice belirginleşti. Dişlerini sıkıyordu. Bir kaç dakika o pozisyonda durunca daba da korktum. Dışarıdan sesler geliyordu. Bizimkiler 'Kapıyı aç!' diye bağırıyordu. Kapıyı mı kilitlemişti ?? Son dualarımı ediyordum. Bana kesin bir şey yapacaktı. Ağzını açtı. Nefesi rakı kokuyordu. Kendimi tutamayıp güldüm. Bileğimde ki ellerini iyice sıktı. Gülmem yüzümden silinmişti. Sonunda konuştu. Ve cümlesinin sonunda bir kahkaha patlattı. Dişlerinin arasından alayla konuştu.

"Demek eğlenmek istiyorsun. Eğleneceğiz....''

VUSLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin