Bölüm 16

28 4 8
                                    

Üstümde bembeyaz gelinliğim ayağımda platform topuk ayakkabım. Aynada son bir kez kendime baktım. Güzeldim. Masanın üstündeki inci küpeleri alıp kulağıma taktım ve artık hazırdım. Saç makyaj yapılmıştı. Boy aynasından kapıdaki sevgilime baktım. Kapıya yaslanmış bana bakıyordu. O da çok şık olmuştu. Bana doğru yürümeye başladı ve arkama gelip belime sarıldı. Ben de ellerimi belimdeki elleri üstüne koydum. Birazdan evlenecektik. Çektiğimiz o kadar eziyetten, atlattığımız o kadar bağdireden sonra ben onun o da benim olacaktı. Aynı anahtar ile eve girip aynı evde yaşayacaktık. Arkamı dönüp sevgilimi öpecekken Temmuz 'kalk hadi kalksana. Lan ayı saatlerdir uyuyorsun kalk' demeye başladı.

Hızla yattığım yerden doğrulup bana seslenen Duru'ya baktım. Şuan onu boğabilirdim. Rüyamın en güzel yeri mahvedilir mi ya.

"Güneş hanım rüyanda Temmuz'u mu gördün? Uyandırmasam öpüyordun lan beni. Camış!"

"Uf Duru ne var? Bari uyurken rahat ver."

"Bugün uyumak yok. Ev taşıyacağız. Geç bile kaldık çabuk hazırlan."
Tabi ya bugün yurttan ayrılıp eve geçecektik. Temmuz ve Alperen de arabaları ile eşyaları taşımamıza yardım edecekti.

Hızla kalkıp lavaboya gittim. Her şeyi kolilemiştik. Sadece bir adet sabun vardı. Onunla da elimi yüzümü yıkayıp lavabodan çıktım. Derya hanım son dakika taşınmaktan vazgeçmişti. O yüzden eve ben ve Duru taşınacaktık. Kira ödemesi zor olur diye vazgeçmişti. En baştan söylese 2+1 ev tutardık. Herneyse iki kuzen daha mutlu oluruz.

Lavabodan çıkınca telefonumun çalması ile telefonu açtım. Temmuz aşağıda olduklarını ve kolileri getirmemizi istediğini söyledi. Biz de teker teker kolileri indirdik. Alperen ve Temmuz'un arabasına kolileri yerleştirince onları eve gönderdik. Anahtarı da verdik girip kolileri taşısınlar diye. Biz de Duru ile kıyafet kozmetik gibi şeyleri kolileyip gidecektik.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ 

''Temmuz markete gidip arap sabunu alır mısın?''

''Güneş ben nereden bulayım arap sabununu allahaşkına ''

''Bir şeyi de becer be adam. Alperen ile gidin işte. Oturup ayak bağı olacağınıza işleri halledin.''

Kaç saat olmuştu bilmiyorum ama bu eve gelen Güneş'ten eser yoktu. Başımda tülbent altımda eşofman üstümde askılı saçlarım ev topuzu cam siliyordum. Duru da mutfağı siliyordu. Bütün evin camlarını halletmiştim ama en büyük camlar salonda olduğu için zorlanmıştım. Bir günde bitirip rahat etmek istiyorduk ne kadar çok yorulsak da. Temmuz ve Alperen de elektronik aletlerin kurulumunu yapmıştı. Hele yatakların kurulum aşaması bir faciaydı. Yerleri yeni silmişiz Alperen ayakkabı ile bastı. Temmuz desen bazayı taşırken duvarlara sürttü boyası kalktı. Ama şuan ikimizin de odası çok güzel olmuştu. Makyaj malzemesinden çoraplara kadar her şeyi yerleştirmiştik. Aslında eşyaları önceden aldığımız için sıkıntı olmamıştı Son dakika eşya bakabilirdik. Önceden halletiğimiz için sadece kurulum sıkıntı olmuştu. 

Camlar bitince yerleri de güzelce süpürüp silince erkekler kanepe ve masaları kurmak üzere kolları sıvamıştı. Ben de Duru'nun yanına gidip mutfağa yardım ettim. O çatalı bıçağı yerleştirirken ben de tabak ve bardakları yerleştirdim. Tabi bu sırada bizim resmimizi de çekmeyi ihmal etmemişlerdi.  

  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~   

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~   

''Duru şundan da alalım mı?''

''Güneş battık farkındaysan. İki kişi bir orduluk yemek aldık.''

''Enişte sen bu kızla mı evleneceksin? Geçmiş olsun eniştem.''

''Ah be Duru kimse bana böyle olduğunu söylemedi ki. Benim başıma attınız bunu. Ne diyeyim ben size. Yazıklar olsun be.''

''Lan sen benim sevgilim ile birlik mi oluyorsun? Pu senin gibi kuzene. Asıl sana yazık lan Alpoş. Duru bir horluyor bir horluyor tüm bina ayakta.'' Alperen Temmuz ve ben sesli kahkaha atarken Duru beni cimcikliyordu. 

Kenarda gözüme takılan caramio ile o reyona koşup bir paket almıştım. Kucağımda çikolatalar ile Temmuz'un yanına gidip ona masum masum bakmaya başladım. O da gülüp beni öpünce tam market arabasına atacakken pantolonumun çekilmesi ile durakladım. Bacaklarıma baktığımda bir kız çocuğu bana bakıyordu. 

''Abla biğ tane alabilğmiyim?'' R leri söyleyemiyordu. Toplasanız 5 yaşında anca vardı. simsiyah beline kadar saçlarını salık bırakmış üstüne de bir elbise giymişti. Gözüme o an o kadar tatlı geldi ki. Çikolataları Temmuz'a verip göz kırptım o da ne demek istediğimi anladı ve çikolataları alıp gitti. Ben de yere eğilip kız çocuğunu kucağıma aldım. Küçücük ellerini boynuma dolamıştı. Ben de dayanamayıp onu öptüm. O da beni öptü.

''Güzellik adın ne bakalım senin?''

''Su. Peki senin adın ne?''

''Güneş.''

''Tanıştığıma memnun oldum Güneş abla.'' Küçücük elini bana doğru uzatmıştı ben de elini kavrayıp sıktım.

Bir dakika sonra elinde poşetle Temmuz geldi. Su'yu kucağımdan indirip Temmuz'un elindeki poşeti alıp kıza verdim. Kız poşeti açıp içindeki caramioları görünce Temmuz'un kucağına atlamıştı. Temmuz onu öpünce o da Temmuz'u öpmüştü. Ben de onlara sarılıp onları öpmüştüm. Duru da bu anımızın fotoğrafını çekip sosyal medyada paylaşmıştı. Su'yu kucağımdan indirip köşede bekleyen annesine götürdüm.

Alışveriş de çok eğlenmiştik. Bol bol resim çekmiştik. Ama benim en çok beğendiğim poz Duru ve benim market arabasında oturduğumuzdu.

 Ama benim en çok beğendiğim poz Duru ve benim market arabasında oturduğumuzdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günün sonunda çok eğlenmiştik ve çok yorulmuştuk. Eve geldiğimizde herkes bir köşeye yığılmıştı. Zaten herkes sabahtan yorgundu. Biraz daha dinlendikten sonra Duru ile kalkıp aldıklarımızı dolaba yerleştirdik ve birkaç tanesini tabaklara koyup içeri götürdük. Erkekler de film ayarlayınca izlemeye başladık...

VUSLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin