"Sonsuza kadar evet."
'Sonsuza kadar evet mi?' Hiç sanmıyorum. Eğer sonsuza kadar birşey olabilseydi, zaten annem Yaşar ve babam ile hala birlikte bir arada Mutlu olacaktık. Ama bazı şeyler hayatımdan bazı mutlulukları çalıyor ve yerine mutluluğunu yaşayamayacağın şeyler koyuyor. Nedir bu adalet?
Peki ya zorla getirilmek? Amaçları kafamı yememi istemeleriydi herhalde. Yamyam mı olmalıydım? Bu resme tahammülüm yoktu artık.
Onlar imzalarını atarken ben oturduğum yerden kalktım ve salomdan dışarı çıktım. Telefon elimde, ellerim titrerken tuşlara bastım ve sakinliğimi aramaya başladım. Emre'mi. Üçüncü çalmada telefonunu açmıştı.
"Emre lütfen hiçbirşey sorma! Beni gelip buradan al bir an önce!"
"T-tamam. Geliyorum."
Telefonumu ceketimin cebine koyduğumda çantamı içerde unuttuğumu anladım ve arkamı döndüm. Efsane'yi arkamda bulmayı beklemiyordum. Ne var ki? Dört ay öncesine kadar da hayatımda böyle bir insanı görmeyi beklemiyordum.
"Baban seni bekliyor." dedi kesin bir dille. Kaşlarımı kaldırdım ve cevabımı verdim.
"Bana ne?"
Cevap vermesini beklemeden oturduğum alana doğru yürümeye başladım. Çok iyi biri olması yada öyle davranıyormuş gibi yapması umrumda değildi. Kendisi zaten hiç değildi.
Koltuğun üzerinde duran çantama göz attığımda yerimde birkaç saniye durdum ve tekrar yürümeye başladım. Çantama el attım ve elime değen el ile elin sahibi olan babama baktım. Yavaşça bana yaklaştı ve kolunu belime attı. Birşeyler beklediğini sezer gibi konuşmaya başladım.
"Ne var nikahınıza geldiğim yetmiyor benden daha ne bekliyorsunuz?"
Sessizce kulağıma eğildi ve cümlesini bitirdikten sonra alnımdan öptü.
"Kızım lütfen böyle yapma! Lütfen gel bizimle bir fotoğrafın olsun. Lütfen!"
"Offf."
"Lütfen."
Cevap vermeden onlarla beraber bir fotoğraf çekildim. Yapmacık bir gülümsemeyle. Biz Efsane ile yan yna durmuştuk. Onu da anlamıştım. İstemsizce elini bel boşluğuma koydu. Bir an gıdıklandığım için yerimde hareket ettim. Kulağıma eğilip.
Özür dilerim.
Dedi. Gözlerine birşey bakışı atarak birkaç fotoğraf daha çekildik. O bakış da nasıl oluyor anlamadım ama ben işte. Çantamı alıp kapıdan dışarı çıkarken Emrenin geldiğini gördüm ve hemen boynuna sarıldım. O da bana sımsıkı sanki hiç bırakmayacakmış gibi sarılıyordu. Sonra birbirimizden ayrılınca
Gidelim dedi ve motora binerken Efsane koşa koşa yanımıza geldi.
Gizem! Dur. Annem ve baban balayına çıkacakmış. Bu yüzden iki hafta dönmeyeceklermiş. Sende evde olacakmışsın baban bunları söyledi.
Banane Efsane, banane.
Gizem. Kızım yeter ama sen istemiyorsun diye herşeye katlanamam.
Babam beni kolumdan tutup biraz da sıkarak beni Efsanenin üzerine doğru hafifçe itti. Düşmemem için Efsane de ben tuttu ve ayağa doğrulttu. Ben tam babama cevap vercekken,
Susss!
Bab....
Sus dedim sana Gizem. Hemen Efsanenin arabasına bin. Hemen.
Ağlaya ağlaya hemen Efsanenin arabasına bindim ve ağlamam daha da şiddetlendi. Babam Efsaneye birkaç birşey söyledikten sonra arabaya bindi ve bana;
Özür dilerim böyle olmasını istemezdim.
Dedi ve arabayı sürmeye başladı. Yirmi yiemi beş dakika bir yolcuşuk yaptıktan sonra arabayı otoparka park etti ve ben hemen arabadan inip çantamdan anahtarı çıkartarak evin kilidini açtım ve kapıyo Efsanenin girmesi için biraz aralık bıraktım, çantamı yere fırlattım ve ağlamaya devam ederek odama doğru merdivenleri çıkarak koştum. Kendimi yatağa attım. Kapım tıklandı ve,
Girebilir miyim?
Dedi Efsane. Ses çıkarmadım ve odaya girip başımda şunu söyledi.
Ağlama!
Sen ne konuşuyorsun ya! Babam annem öldükten 6 ay sonra evleniyor. Seni de anneni de sevmiyorum. Hemen çık odamdam hemennn!
Ama ben sana ne yaptım?
Annenin babamla evlendiği yetmiyor bir de sen kardeşim oldun. Şimdi hemen çık odamdan.
T-tamam.
***
Uyuya kalmıştım oda karanlıktı ben karanlıktan korktuğum için hemen ışığı açtım. Komidinin üzerinden telefonumu alıp saate baktım. Saat sekizdi. Banyo yapmak için odadan çıkıp merdivenleri çıkıp banyonun kapısını açarak içeri girdim ve aynanın yanındaki dolaptan havşuyu elime alırken gözüm aynaya kaydı. Efsane burdaydı. Çıplaktı. Ama altında havlu vardı. Kulağında kulakık vardı. İçeri girmediğimi duymamıştı demek ki. Çığlık atmaya başladım.
Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa...
Hemen bana döndü ve o da bağırmaya başladı. Sonra ikiöizde bağırmayı kestik. Ben ellerimle gözlerimi kapattım. Banyodan çıkacakken ayağım onun ıslak elbiselerine takılıp düştüm. Hemen yanıma eğilip bana.
Birşeyin var mı?
Diye sordu.
Bacağım, bacağım acıyor.
Kalkabilecek misin?
Ayağa kalkmayaçalıştım ama kalkamadım. Kalkamadığımı anlayınca beni kucağına aldı. Şaşırmıştım. Ellerim göğüs kaslarına değiyordu. Kendimi çok garip hissediyordum. Merdivenlerdeni indikten sonra odamın kapıso aralıklı olduğu için ayağıyla kapıyı itti ve beni yavaşça yatağa bıraktı. Ben ondan gözlerimi alamıyordum. Ne oluyordu bana...
İlk defa yazıyorum kötüyse lütfen söyleyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY KARDEŞİM
ChickLit" Ağlama! " " Sen ne konuşuyorsun ya! Babam annem öldükten 6 ay sonra evleniyor. Seni de anneni de sevmiyorum. Hemen çık odamdan, hemennn. " " Ama ben sana ne yaptım? " " Annenin babamla evlenmediği yetmiyor bir kardeşim oldun. Ve şimdi çık odamd...