Bilinmeyen Sevgilim: Asıl Yolculuk (2. Kitap)

Bölüm 24 Gelinlik

  Herkese merhaba! Bir çoğunuz büyük ihtimalle bana kızgınsınızdır bu kız bir türlü yeni bölüm yayınlamıyor diye anlayışlar karşılarım. İlham perilerim bana uğramaz oldu ve ne yazacağım konusunda gerçekten endişeliyim. Umarım yazdıklarım beğeniyorsunuzdur.  

Yun ağzından

  Yavaşça başımı kaldırıp odaya baktım. Daha çok beyaz-krem ve kahverengi tonlarının sahip olduğu odaya kısaca göz gezdirirken gözlerimi odadan alıp karşıma baktığımda şaşkınlıktan nefesimi tuttum. Karşımdaki aynaya yüzümü biraz daha yaklaştırarak yakından baktım. Kaşlarım yavaştan çatılırken elimle yüzüme dokundum. Tamam sakin ol Yun.Derin bir nefes alarak yavaşça oturduğum yerden kalktım. Üzerimdeki beyaz şeyin uzun eteklerine takılmamaya çalışarak çerçevesi ahşap boy aynasının karşısına geçtim. Şaşkınlıkla aynadan kendimi süzerek düşündüğümün 100 katı daha üzerimde güzel durmuş gelinliğe baktım. Saçlarım salaş bir topuz yapılmıştı. Başımın üzerinde papatyadan taç vardı. Biraz önce kalktığım makyaj masasının üzerinde pembe-mor hakim olduğu bir gelin çiçeği vardı.

  Bakışlarımı gelinliğime çevirdim. Straplez balık kesim sade bir gelinlikti. Gelinliğim straplez olması köprücük kemiğimin üzerindeki dövmeyi ön plana çıkarmıştı. Gözlerim dövmeyi fark ettiğinde daha çok açılmıştı. Lan ne dövmesi? Ben ne zaman dövme yaptırdım? Aynaya yaklaşarak dövmeyi inceledim. Sonsuzluk dövmesinin bir yanında Dae diğer yanında Dae-hyun yazıyordu. Bakın işler gittikçe garipleşiyordu. Kimdi bu isim sahipleri? Neden onların adını dövme yaptırıyorum? Niye gelinlik giyiyorum? Elimi enseme götürüp masaj yapmaya başladım.

  Birden kapının açılmasıyla çok tatlı bir kız bana doğru koşup ayaklarıma sarıldı. Ben kıza bakarken kapıdan görünen erkek çocuğuna baktım. Aha Junyor Kai!

" Ayne Dae ye bişiy söle miçin? Çok şikin olduğumu söleyo."( Y.N: Küçük olduğu için anlamsız bir şekilde yazı yazdım. "Anne Dae ye bir şey söyler misin? Çok çirkin olduğumu söylüyor " doğrusu)

  O çocuk bana anne mi dedi? Bu dövmedeki Dae bu küçük kız mı? Ve o junyor Kai benim oğlum mu? Noluyo lan!! Gelinliğim çekiştirilmesiyle başımı aşağıya çevirip tatlı küçük kıza baktım. Bana kedi bakışlarla konuşmaya başladı.

" Ama ayne DaeHyun benim saşımı şekti aydından bojdu. " (Ama anne Daehyun benim şaçımı çekti ardından bozdu..)

  Anladığım kadarıyla junyor Kai nin ismi Dae-Hyun. Ve bu küçük kız benim kızım mı? Ben ne zaman çocuk doğurdum? Bu çocuklar benden mi çıktı? Ulan niye gelinlik giyiyorum o zaman?Evlenmeden çocuğum mu oldu? Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi? Noluyor Lan!? İçeriye nefes nefes giren Yuni ile bakışlarımı Yuni ye yönlendirdim.

" Küçük veletler niye beni biricik teyzenizi yoruyorsunuz?"

  Yuni nin bakışları beni bulduğunda gözleri kocaman açıldı. Nefesini düzene sokup yanıma gelerek dolu dolu gözlerle bana baktı. YUH!! Olaya gel Yuni ağlıyor. Elini omzuma koyup gözyaşlarını sildi.

" Sen dünyanın en güzel gelinisin Yun."

  Yuni iltifat etti.? Bana? Bana? BANA?! Ciddiyim noluyor burda?

" Bunca zaman ne sıkıntılar çektin? İki çocuğu tek başına büyüttün yalnız. Babasız. Ama şimdi senin mutlu olmanın sıran. Tabi onlarında "

  Bakışlarımı biraz önce bacaklarımdan ayrılıp kardeşinin yanına gitmiş Dae-DaeHyun ikilisine çevirdim. Onları ben yalnız mı büyüttüm? Peki Kai? DaeHyun bakışlarını kapıya çevirip kapıdan koşarak çıktı. Dae " Baba " dedikten sonra o da çıktı.