Ponçik okuyucularım önemli!! Bir önceki bölümde de belirtmiştim. Bölümü geç paylaştığım için gerçekten de özür dilerim. Büyük ihtimalle bir çoğunuz unutmuştur anlayışla karşılarım kendi yazdığım kitabı ben unuttum. Neyse büyük ihtimalle -daha doğrusu okuma sayısına göre- final için hazırlanacağım.
Küvet su ile dolarken üzerimdeki kıyafetleri çıkardım. Ayak baş parmağımı küvetin içine bandırarak yavaşça küvete daldım. Nefesimi tutup suyun altına girdim. Saçımın ıslandığından emin olduktan sonra yüzeye çıkarak küvetin köşesindeki havluyla gözlerimdeki köpüğü sildim. Ne kadar güzel. Her yer köpük. Köpük köpük köpük KÖPÜK Kai... Kai?
Kocaman gözlerle Kai ye bakarken aklıma gelen muhteşem fikirle çığlık atmaya çalıştım. Sadece çalıştım, çünkü daima kıçıyla gülen kader bu seferde benim yanımda değildi. Ağzımı açtığım sırada ağzıma giren köpükle önce ağzıma giren köpüğü püskürttüm. Harika! Muhteşemlik fışkırıyorsun Yun! Yok mu bana bir alkış? Ağzımdaki köpükleri tükürmeye çalışırken Kai'nin tiz kahkahaları çoktan kulaklarıma ulaşmıştı. Ha ha ha çok komik Kai bey sen daha gül gülmeye devam et!
"Ne gülüyorsun be! Ya gülme!"
Kai hala kahkahalarla gülerken kafamda beliren lambalara şimşekler çakmasıyla köpüklerle üzerimi örtmeye çalıştım. Kai banyodaydı ve ben çıplaktım.
" O köpüklerin üzerinden gitmesi bir üflememe bakar biliyorsun değil mi?"
O kipiklirin izirinden gitmisi bi iflimimi bikir biliyişin dimi? Haspam! Kai kahkahasını bitirmiş olmalıydı ki tek kaşı kalkmış şekilde benim kendimi saklama çabalarımı izliyordu. Bakışlarımı ona çevirip ölüm içerikli bakışlar yolladım. Ya da yollayamamışım. Tekrar tiz kahkahası kulaklarıma dolarken ömrüm hayatım boyunca dinleyebileceğim sesler listesine Kainin kahkahası ilk sırada yer almayı başarmıştı. Hop kızım kendine gel! Kaşlarımı çatmış Kaiye bakmaya devam ederken Kai gözlerime odaklanmış bir şekilde bana doğru yaklaşmaya başladı.
" Şiişşt bana bak çocuk! Kal orda! Yaklaşma be! Canım sevgilim, cici sevgilim yaklaşma! Hem senin banyomda ne işin var ya!? Bak hala yaklaşıyor. Kime diyorum? Kara çocuk dur orda!"
Kaiye işaret parmağımı uzatıp bir yandan da söylenirken o ise gözlerini gözlerimden ayırmadan yanıma gelmişti. Yavaşça küvetin kenarına otururken ona uzattığım parmağımı elinin içine almıştı. Hala gözlerini benim gözlerimden ayırmazken ilk göz kaçıran kişi ben olmuştum. Bakışlarım Kai nin oturduğu yere kayarken bu sefer kahkahayı ben patlatmıştım.
" Donunun ıslandığının farkındasın demi?"
Kahkahalarımın arasında söylediğim cümleyle kaşlarını çatarken yüzüne yerleştirdiği hafif bir gülümsemeyle evet anlamında kafasını salladı. Bakışları pantalonuna kayarken yüzündeki gülümseme sırıtışa dönmüştü. Ne işler karıştırıyor yine bu? Lan yanaklarını mı şişirdi o? Bir anda beynimde şimşekler çakarken Kainin söylediği cümle aklımda yankılanmaya başladı. "O köpüklerin üzerinden gitmesi bir üflememe bakar biliyorsun değil mi?" Gözlerimi kocaman olurken bir anlık telaş ile kendimi kapatmaya çalıştım. Sonuuuuuçç: İstemeden de olsa Kainin gözüne köpük fırlatmıştım. Bir yandan gözünün yanma hissini geçirmeye çalışırken diğer yandan düşmemek için çaba gösteriyordu. Kai nin yakasını tutarak yüz hizama getirdim. Hemen baş köşemde duran küçük havluyu alarak gözlerini silmeye başladım. Yavaşça gözlerini açarken göz torbalarına kaydı gözüm. Bu aralar gerçekten de yoruluyor olmalıydılar. Gözleri gerçekten de acımış olmalıydı ki kızarmış üstüne dolmuştu. Galiba vicdan azabı çekmeye başlıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen Sevgilim: Asıl Yolculuk (2. Kitap)
FanfictionBir insan bir baş belasını ne kadar çekebilir ki ?Yun ise tam bir baş belası başına bela olduğu hikayeye gidelim..... 2. Kitap Kapak tasarımı @sehuninz e aittir. Teşekkür ederim 😊