22. Bölüm Evlensek nasıl olur? (Mini bölüm)

762 72 39
                                    


  Beni özleyen ve özlemeyen tüm okuyucularım bende sizi özledim.  Tüm güzel yorumlarınız için, bana özelden mesaj atıp desteklediğiniz için teşekkür ederim.  Yai fanları sizi seviyorum neyse çok konuştum. Yeni bölüm tatatataaaaaaa....

  Okula doğru yaklaştıkça üstümdeki hüzün biraz daha artıyordu. Kai her zamanki gibi arabasıyla beni okula bırakacaktı. Okulun kapanmasına 2 gün kalmıştı. o yüzden devamsızlığımı pek kafama takmıyordum. Son sınıf olduğum için üniversite stresine girmeye fırsat olmamıştı. Yanımdaki çikolata renkli tam ısırmalık çocuk sayesinde üniversiteyi unutmuştum. Şaka la şaka! Kai ile tanışmadan önce elime aldığım oklar sayesinde çoktan akademik kadrosu muhteşem olan spor okuluna alınmıştım. Oklarımı çok özledim. Onlar benim kendi paramla aldıklarımdı. 

''Tamam okulu bende sevmem ama yüzünün hali ne böyle? Okulun son günlerindeyiz 2 gün sonra mezun oluyorsun''

  Yavaşça Kai ye baktığımda yüzündeki masum gülümseme sapık gülümsemeye doğru değişiyordu.

''Yoksa beni özleyeceğin için mi üzüldün? Tamam bebeğim biliyorum ben de seni şimdiden özlüyorum.''

  Dediği cümleden nasıl bir sonuç çıkarsam diye düşünürken çoktan gülümsemiştim. Bu çocuk benim hayatımın en güzel yeriydi. Gülümsemem kocaman sırıtmaya geçerken o an içimden gelen şeyi yapıp yanağından öptüm. Bir an afallasa da hemen kendini topladı. Bakışlarını bana çevirdi gözlerimin içine baktı. Kalbimde onun için ayırdığım yerde filler kolbastı oynarken kendime gelmeye çalıştım. 

''Yola bak kaza yapabiliriz''   

  Dediği cümleden sonra kısa bir kahkaha attı. Eliyle dışarıdan bir yeri gösterdi.

'' Kırmızı ışıkta mı? ''

   Utançla ne söylesem diye düşünürken yeşil ışık çoktan yanmıştı. Kai hafifçe gaza basarken parmaklarıyla direksiyonda ritim tutuyordu. Bir anda derin bir nefes alıp verdi. Arabayı yavaşça sağa çekti. Bakışları beni buldu.

''Yun ne olduğunu anlatacak mısın? Yoksa seni arabanın üzerine mi bağlayayım?''

 Hafiften dışarı nefes vermekle kıkırdamak arasında saçma bir şey yaptıktan sonra gözlerimi ona diktim.

''Bir şey yok sadece uzun zamandan beri ok atmadım yeteneklerim azalmış mıdır diye endişeleniyorum.'' 

  Kai tamam anlamında başını salladıktan sonra aklına bir şey geliş gibi ifadeyle yerinde sıçradı. Emniyet kemerini çözüp arabadan çıktı. Gözümü ondan ayırmadan ona bakmaya devam ediyordum.Bagaja doğru gittikten sonra bagajın kapağını açmasıyla muhteşem ötesi manzaramın içine edilmişti. Lanet girsin sana bagaj kapağı!!  Bagaj kapağına söve söve önüme döndüm. O ne lan!! Önümüze park edilmiş arabanın içinde bir ben yoktum. Başımı hafifçe kapı camına doğru yakınlaştırdığım da bir çift ayak dışarıda güneşleniyordu. Cidden! Hemen camı açtım. Oturduğum koltuğu açtıktan  sonra ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarımı camdan dışarı çıkardım. Ne? O ayakları güneşlenirken yalnız bıraksaydım?

    Koltuğa iyice yayılıp gözlerimi kapattım. Ayağımın altının gıdıklanmasıyla kahkaha ve çığlık arasında bir feryat koparmıştım. Sinirli bir şekilde gıdıklayan kişiye döndüm. Kai bana pis bir şekilde sırıtırken ona ölümcül bakışlar atıyordum. Ayaklarımı içeriye alıp başımı dışarıya çıkarttım.

''Oğlum manyak mısın ödüm patladı.''

 Kai cümlemden sonra hafif gülümsemesi soldu.

'' Kızım asıl manyak sensin! Ne işi var ayaklarının dışarıda?''

''Güneşleniyorlar''

   Kai söylediğim cümleden sonra bana uzaylıymışım gibi baktı. Kocaman bir kahkaha sesiyle önümdeki manzaranın tadını çıkarmaya başlardım. Bozuk çikolata rengine ölüyüm vicdansızın oğlu!! Elimi çeneme yaslayıp Kai nin kahkahasını bitirmesini bekledim. Yavaşça kahkahasını bitirirken gözünden yaş gelmişti. Arabadan çıkıp kapısını kapattım. Usulca Kai nin gözündeki yaşı sildim. Kai elimi kavrayıp beni arabayla arasına aldı. Aramızdaki mesafeyi azaltıktan sonra konuşmaya başladı.

 Dinleyerek okumanız itinayla tavsiyedir. Tabi film ostsi olduğu için filmi de bölümü okuduktan sonra izlemeniz tavsiyedir.

'' Nereden geldin hayatıma hiçbir fikrim yok ama iyi ki geldin. Hani koşarken birden bana çarptın ya sana istemsizce sarıldım. O kadar masum görünüyordun ki içimdeki bir şeylerin kıpırdamasına sebep oldun. Sadece bana özel bir hediye gibiydin. Seni kimselere vermek istemedim. Hyunglarıma bile. En çok Yoongi ye.''

  İkimizden gelen küçük kıkırdama sesinden sonra devam etti.

''Seni üzdüğüm noktalarda bile aklımdaydın. Bilerek yapmadım meleğim seni bilerek üzecek hiçbir şey yapmadım ama üzdüm. Ama sen gerçek melektin beni ona rağmen affettin. Sana yemin ederim ki bir daha seni üzecek hiçbir şey yapmayacağım. Şu anki durumum gibi gözünden düşecek damla gülmekten, mutluluktan gelecek. O zaman da ben sileceğim gözündeki damlayı.''

  Sondaki cümleye doğru elini gözümün altına getirip yavaşça okşadı. İçimdeki iç organlar birbirine tutunmuş halaya başlamışlardı bile. Yavaşça bana sarıldı.

'' Ömrüm boyunca sımsıkı sarılacağım sana. Şimdiki gibi.''

  Benden ayrılıp gözlerimin içine bakıp gülümsedi.

'' Böyle güleceğim sana....Gözlerin gözlerime bayram havası vere vere doymayacağım sana... Baktıkça bakacağım sana yine doymayacağım.''

  Kocaman bir şekilde ona sırıttım. Yüzündeki gülümseme gittikçe büyüdü. Birden ciddi bir görünüme büründü.

''Ömrümü ömrüne katalım da sen hiç gitme ölme olur mu? Eğer benden önce ölürsen peşinden gelmem haberin olsun. Beni cennete alacaklarını pek düşünmüyorum. Ayrıca çocuklarımıza bakacak birileri gerekli. Ne kadar hyunglarıma güvensem de 3 gün sonra unuturlar. Yok bu böyle olmayacak! Yun biz evlensek olur mu? Valla evlenelim. Evlensek nasıl olur? ''

     Güzel bölüm isteyen okuyucularım umarım sevmişsinizdir. Başlıktada belirttiğim üzere bu bir mini bölümdü. Diğer bölümü uzun yazmaya çalışacağım. Bu arada dinlediğiniz ost  ''Diary ng Panget'' filminindir. Tavsiye ederim. Bu arada  aranızda Exo nun küçük kardeş grubu olan NCT hayranı var mı? Varsa NCT Dreamin klibine nasıl dayandınız. Nunaları olarak zor dayandım.  Sizi seviyorumm....


Bilinmeyen Sevgilim: Asıl Yolculuk (2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin