PARLAYAN KARANLIK BENİ ÇAĞIRIYOR.
Hava sıcak, geceleri çok güzel. Herkes bir kere dünyayı yönetmek istemiştir değil mi ?
Ama ben sadece yaşadığım hayatı yönetebilsem yeterdi, ailemin istediği şekilde olmak , hayallerimdeki gibi olmak , ölü bir ben olmak.
Mevsim yaz bir kafede çalışmaya başladım.Birazda kendim kaşındım galiba bu kadar zorlu olacağını düşünmedim filmlerdeki gibi rahat olurdu sandım.Kafede beni rahatlatan bir kilise manzarası vardı,akşam sokaklarının ışığının vurduğu biraz boyası eskimiş bir dışı vardı. Ama dış görünüş kimin umrundaydı çok büyüleyiciydi içimdeki ölüyü o kiliseye gömmek istedim. Bazen kişisel bozukluğum olduğunu düşünüyorum çünki bir an sevimli, soğuk, sinir bozucu bunları bir anda ifade edebiliyordum. Kafe eski ama sevimli bir sokaktaydı . Köşeyi döndüğümde bir sanat evi vardı minicik ama içi cennet denecek kadar güzel takılarla doluydu. Utangaç olmam nedeniyle içine tam bakamadım çünki hep masa başında oturan 20'li yaşlarda bir genç yakışıklı vardı.Sahibiydi galiba oranın dışarıda hep gidip gelirken bir düş kapanı görüyordum.Mor renkteydi mor ve siyah en sevdiğim renklerdi. Beni al diye bağırıyor ama almaya cesaret edemiyordum. Ve bir gün düş kapanını göremedim birisinin alırken gördüm ve kendime kızdım yine.Şapkamı kafama geçirerek yürümeye başladım.Aptal diye kendime söyleniyordum kafeden içeri girdim ve gerekli şeyleri yaptım. Koltuğa oturdum okulu düşünmeye başladım.Yine takmıycaktım okulu ama pembe yanım ötmeye başlımış olucakki elimde test kitaplarıyla merdiveni çıkıyorum arkadaşlarımla gülüşürken, kafamı iki yana salladım ben böyle değilim siyah yönüm pembeyi susturmuştu.Yorucu bir günün ardından eve döndüm ve poster dolu odama merhaba dedim.Gece geliyordum eve kafe akşamdan geceye daha çok çalıştığı için.Annem uyumuş oluyordu ve bu beni mutlu ediyordu sanki kendi evime girmiş gibi his veriyordu.Zaman etrafımda dönme dolap gibi dönüyordu ama ben sadece kulaklığımdaki müzik durunca anlıyordum zamanın geçtiğini.Yaz tatili böyle akıp gidiyordu ve okullar açılmaya 2 gün kaldığını öğredim.Okulu arkadaş grubum dışında sevmiyordum, öğretmenlerin parmak kaldırmak için zorlaması saçma egoları , tanrım cidden. Bu kafeden ayrılıcağım için üzlüyordum elimden gelse kapısına yapışıcaktım.Ve sanat evindeki çocuğu göremeyecğeim için üzüldüm.Huh bir dakika ben daha çocuğa bakamıyordumki neyse bugün son günüm kafede okul günü görüşüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE
Teen FictionHayattan vazgeçmeye karar vermiş bir kız masanın üstüne kum saati koyuyor zaman kısalırken kum taneleri git gide azalırken son bitiş noktasında dolunay tutuluyor ve kum saatini yok ediyor.Kız tüm gücüyle yinede vazgeçmeye çalışıyor hayatından fakat...