Cehenneme giriş Bölüm 19

563 5 2
                                    

Biletimi kes ve bitsin bu işkence bir mafyaya çalışmaktan ve insanlara yaptığım hataları düzeltmekten bıktım dedi miray.Pişman olacağın şeyler yapmak senin alnına yazılmış bir kere madem hata olarak görüp düzelticeksin yaptığın şeyleri baştan yapmamalıydın,insanlar aptal miray bir özüre yada düzeltmeye kanabilir ama ben seni biliyorum bendeki hatan kötü bir karma olarak ömür boyu omuzlarında taşıyacaksın.Birbirimize yüklenirken etrafımız çember gibi sarılıyordu öğrenciler merakla ikimizi izliyordu,ÇEKİLİN açılın ne oluyor burda ! ahh.. müdür yardımcısının sesiydi mirayla beni görünce tüm insanların içince çocukmusunuz siz ne bu hal böyle yürüyün odama gidiyoruz !! dedi aslında demedi bildiğin hırladı şu kadın elime bir düşşe yüzüne tırnaklarımı geçirmezmiyim kendi içimde hurafelenirken biz önde hoca arkamızdan geliyor millet bize bakıyordu.Omzumdan geriye baktığımda savaşın daha yeni sınıftan çıktığını gördüm koridorda hoca kendi kendine hanımefendi laflarını bize söylerken sadece kanlar içinde bulunmasını diliyordum. Ellerimi önümde birleştirdim ve odaya girdik hanımefendi tahtına oturunca bağırıp çağırdı sanki köleleriydik ben gözlerimi devirip dururken miray tatlı kız rolünde başını önüne eğiyordu pislik.Hocam bittiyse çıkabilirmiyim ? dedim miray koluma vurarak öhööm kusura bakmayın hocam arkadaş hoşgeldin kutlaması yapıyordu bir daha olmaz dedi beni de peşinde sürükleyerek odadan çıkardı.Odanın kapısından uzaklaşınca ayaklarına kapansaydın dedim nerde nasıl rol yapılması gerektiğini bilmiyorsun dedi ahhh... pardon haklısın bunun eğitimini almadım ama sen nasılsa benim gibi eğitim almadığın halde çok iyi sahte maske takabiliyorsun gözlerimi kısarak yüzüne eğildim  o maskeler burda değil maskeli baloda lazım dedim.İlerlerken arkamdan omzuma elini koydu küçük laf atışmalarını geç savaş ve barış dünyasına hoşgeldin gece sana iyilik yaparken patronumu da aksatmamı beklemezdin değilmi ? dedi.Elini omzumdan aldığım gibi büktüm gözlerim koyulaşırken en korkunç halimle ben ancak senin dünyana kıyamet olmaya gelirim,kirli ellerin bedenime dokunmasın dedim bıraktım.Acıyla kendini toplarken sınıfa doğru ilerledim çoktan zil çaldığı için hocalar dersteydi sınıf kapısına geldiğimde camdan biyoloji hocasının girdiğini gördüm kapıyı tıklattım ve içeri girdim geç kaldığım için özür dilerim diyerek yerime ilerledim ben ilerlerken tüm sınıfın arkamdan fısıldadığını hissedebiliyordum.Sıraya oturduğumda uzay ve tuba beni sıkıştırarak ne oldu? niye öyle yaptın? diye soruyorlardı sadece yeni kız hoşgeldin kutlamasını abarttı derse dönelim dedim.Üstelemediler benden on dakika sonra miray'da geldi sırasına oturdu.Aklımdaki düşünceler fırtına gibi dönerken ilk okuldaki çocukların birbirini ispiyonlaması gibi  erdem beye gidip adamın bize senin planlarını anlatıyor desem çok mu çocukça olurdu? yada mirayı ağzı yüzü dağılana kadar beş kişiyle beraber dövüp önümde diz çöktürerek mi söyleseydim ikisi yüz yüzeyken? bir yandan gülerken bazen pembe ve siyahın karışımını sevdiğimi hissettim.En iyisi beklemek miray mutlaka bir hamle daha yapardı umarım bu hamle savaşa karşı olmaz.Dersi kafamdaki düşüncelerle bitirmiştim zil çaldığında savaş yanıma geldi konuşmamız lazım dedi.Burda olmaz sınıftan dışarı çıkalım dedim koridora çıktığımız anda savaş neden bulaşıp duruyorsun bırak bizden uzak kalsın dedi sinirle, ben bulaşmıyorum savaş asıl o yapıyor baksana dibimize kadar girdi sana zarar vericek buna nasıl göz yumabilirim dedim endişeli gözlerle ona bakamaya devam ederken bir şey yapamaz sen yerinde dur yeter bu tür işlere bulaşma dedi ses tonum bu sefer yüksek çıkmıştı anlamıyor musun onu en iyi ben tanırım en küçük kelimesinde bile neler yatıyor onun zehrini bırakıcak yer arıyor ben bu işe bulaşmadan durmam  dedim savaşında sinirlendiğini anlıyordum ama onu ben kanatlarım altına almak istiyordum.Gece beni iyi dinle bir kız yüzünden saçma şeylere bulaşabilirsin bu erdem normal bir adam değil SAVAŞ!! diye inledim koridorda ses tonumu yükselttiğimin farkına varınca derin bir nefes alarak sözüme devam ettim tüm dünyaya o an "seni kaybetmek istemediğim için yapıyorum " demeyi okadar çok istiyordum ki ama yapamadım dediğim tek şey bu kız senin adını ağzına alarak bu kadar dibimize giriyorsa  bende elim kolum bağlı oturmam saçma bir şeye girsemde umrumda değil dedim.Yumruklarını iyice sıkarken kendi sınıfına gitti,sanki sıktığı yumruğu benim kalbime vurmuştu nefesim daralıyordu yine bu nasıl bir duygu ? dile getiremiyorum dile getirsem kelimeler yetmiyor.. sınıfa girip pencereye ilerledim biraz hava alırken yine kendi kendime konuşuyordum hayatım su gibi akıp giderken bir anda direksiyonu savaşa kırdım ve frenlerim tutumuyor hızla ona karışıyordum cidden ne yapıcağım ? onsuz yapamıyorum onunlayken onu kaybetmekten korkuyorum küçük kızın sevdiği kırmızı ayakkabıları giymeye kıyamadığı ama her gece baş ucunda onunla uyuması gibi.Sınıftaki duyuruyla daldığım yerden çıktım bir öğrenci YGS sınavının tarihini açıklıyordu off... birde sınavlar var değil mi ? sanırım beni hiçbir üniversite almaz ama savaş yapsada olur yapmasada ailesinden kalan bir holding var tek variste o.Başımı pencereye dayadım burdan uzaklarda bir üniversite olsada olur işte yine yalnızlık düşüncelerimi sarıyordu bu kaybetme duygusu beni bitiriyordu.Bugün savaşla atışmamız,miray,sınav nasıl bir sonum olucak ? cidden merak ediyorum,bana yazılmış olan kaderim sana sesleniyorum savaşı benden alma.İçimdeki bahçeyi yeşillendiren azrailden alıp meleklerin kucağına beni bırakan adamı benden alma.Elim boynumdaki kulaklıkda dolanıyordu,telefonum çalınca kendime geldim arayan mert'ti açtığımda keyfi yerindeydi galiba naber gece dedi gülerek gözlerimin dolduğunu fark etmemiştim miray.. miray burda dememle gözyaşım yere düştü.Bir an sessizlik oldu telefonda oda şaşırmış gibiydi ne nasıl dedi herşeyi anlattığımda siktir! cidden mi ? gece dikkatli ol sakın kendini kaybetme her hareketini izle unutma sen eski gece değilsin seni güçsüz görmesine izin verme dedi. Ellerimle gözyaşlarımı sildim uzay yanıma gelince hoca geldi kapatmam gerekiyor,kulübede buluşalım saat 4' de dedim kapattım.Bir şey mi oldu ? dedi uzay ha? hiç savaşla atıştık bu son ders değilmi ? dedim evet dedi zaten o sıra hoca geldi yerlerimize geçtik.Gözümü ara sıra miray'a gezdiriyordum telefonunu cebine koyarken gördüm doğru ya telefonu onu elime geçirirsem bir çok şeyi alabilirdim erdem'in numarasınıda hatta kendi kendime sırıtırken bunu şimdi yapamacağımı fark ettim ama bu fikri aklımda tutmalıydım.Geri derse odaklandım,kendimi o kadar çok kaptırmışım ki zilin çaldığını fark etmemiştim tuba'nın dürtmesiyle kendimi topladım vedalaştıktan sonra sınıftan çıktım.Merdivenleri inerken gözüm savaşı arıyordu göremeyeceğimi anladığımda çıkış doğru ilerledim,okuldan biraz uzaklaşırken savaşın arabayı park ettiği yere doğru kafamı çevirdim savaş arabanın içinden bana bakıyordu.Arabayı yanıma doğru sürdü camı indirdi bin eve bırakıyım dedi.Sesinde tatlı bir pişmanlık vardı.Hayır,kulübeye gitmem lazım mert'e sözüm var dedim bir hışım arabadan indi yanıma geldi kapıyı açtı beni zorla oturttu geri bindiğinde kapıları kilitledi.Bana döndü bu mert ne ayak sen kimden izin aldında söz verdin ? dedi 5 yaşındaki küçük kızların şeker alma sevinci gibi içim sevinmişti.Sesli güldüm ve istemessen gitmem dedim omuzlarımı kaldırarak ona gülümsedi sabah ki olay için özür dilerim üstüne çok geldim dedi elini yanağıma koyup kafamı eline yasladım sorun değil dedim gözlerimi kapatarak sadece beni bu sıcaklıktan mahrum bırakma..

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin