-Ah sen bari yapma. Zaten bir haftadır hayatım da değişmeyen bir şey kalmadı.
-Bu değişiklikler güzel olacak inan bana. Bu arada pijalamaların da yakıyor yani.
Yok artık pijama derken? O kadar da olamaz değil mi? Evet Eslem yapabilirsin, ilk bir derin nefes al sonra bak üzerindekilere . Evet şimdi hazırsın. Yavaş yavaş bak. Yapabilirsin o kadar da zor olmamalı. Yavaşça baktım, bakmaz olaydım. Resmen beni pijamalarımla kaçırmışlardı. Rezilliğin daniskasıydı. Olsun yine de bunu belli etmeyecektim.
- Artık evimizde de pijamayla gezemeyeceğiz. Hem burda benim bir suçum yok. İnsan bir kaçırırken düşünürdü. Pijamalarla kaçırıyoruz sonra kız rezil olmasın diye. Şu tipe bak ya.
Resmen sinirlerim bozulmuştu. Ben sinirden gülmeye başladım Çocuğun da yüzünde hafif bir gülümseme oldu.
-Yok ya o kadar da kötü değil. Hatta çok şirin durmuş.
-Teselli etmeye çalıştığın için teşekkürler.
-Teselli edilecek bir durumun yok.
Neyse çok konuştuk hadi gel.O merdivenlerden indikten sonra arkasından da ben indim. Aşağısı karanlık ve nemliydi. Çocuk cebinden el feneri çıkartıp ileriye doğru yürüdü.
Feneri nereden bulmuştu? Adamlar üstünü aramış ve böyle şeyleri almış olmaları lazımdı. En azından filmlerde böyle oluyordu. Ya da bizi kaçıranlar acemi çıkmıştı.
-Bana su döken adam bu yolu gösterdi ve feneri verdi. Abimin eski arkadaşlarından. Yani adamlar acemi değil , adamlarına fazla güveniyorlarBen yine şok olmuştum. Yine aklımdan geçen soruya anında cevap vermişti. Bir de hayatımda ilk kez bu kadar şans yüzüme gülmüştü. Resmen mafyaların elinden burnumuz bile kanamadan kaçıyorduk. Gerçi o hapishane kaçkınının bizim kaçtığımızı anlayınca nasıl çıldıracağını merak ediyordum ama maalesef göremeyecektim. Öndeki çocuğu takip ederek giderken ayağım taşa takılınca sendeledim, çocuk anında kolumdan tutarak destek verdi. Onun sayesinde küçük düşme kazasını atlatmıştım. İstemsizce gözlerimi pörtlettim. Arkasında olmama rağmen benim her hareketimi izleyip ona göre cevap veriyor veya ona göre hareket ediyordu. Yüzüme hüzünlü hüzünlü bakıp önüne döndü ve yoluna devam etti. Bakışları bile gizemli, etkileyiciydi. Ona çeken bir kuvvet vardı. Ama buna engel olan bir okyanus vardı. O okyanustan vazgeçemezdim. Aslında bu çocukla ilgili bir duygum yoktu. Bu davranışlarıyla herkese gizemli geliyor ve kendine çekiyordur. Yalnızca olayları ben gereğinden fazla abartıyordum. Düşünceleri bir kenara koyup sadece yürüdüm. Sonunda gelmiştik. Burada da yukarıya çıkan bir merdiven vardı. Öndeki çocuk derin bir nefes alarak arkasını döndü .
-Bak yukarıya çıkınca ne ile karşılaşacağımızı bilmiyorum, o yüzden dikkatli ol. Bana eğer bir şey olursa hiç beklemeden kaç tamam mı?
-Saçmalama öyle bir şey olmayacak ikimiz de kaçacağız. Hem buraları bilmiyorum . Kaçsam ne olacak?
-İnşallah beraber kaçabiliriz.
-İnşallah mı?"Evet inşallah "diyerek merdivenlerden çıkıp kapağı açtı.
Ben de arkasından çıktım. Sonunda oksijeni alabilmiştim. Çıktığımız yer boş bir tarlanın ortasıydı. İlerde ise ağaçlar vardı . Bu ağaçlar gittikçe çoğalıyordu. . Ben etrafı incelerken o da kapağı kapattı.
-İleriye bakıyorsun ama oraya bakarken geriyi unutuyorsun.
-Nasıl? Anlamadım.
-İlerimiz de ağaçlar var . Manzara harika ama geride çok da uzak olmayan bir depo var, kaçırıldığımız depo. İlerisi güzel diye acele etmezsen geridekiler seni bulur o zaman da bir ilerin olmaz. Bunu unutma!
-Ben tamamen unutmuşum. O zaman hadi hızlı olalım.
Ben koşmaya başladım. Bir müddet koştuktan sonra tek başıma koştuğumu fark ettim. Arkama baktığım da o telefonla konuşuyordu. Yardım eden adam da ne kadar düşünceliydi ?Telefonuna kadar ne varsa vermişti .Hem bana aceleci davranmazsan seni bulurlar diyordu hem de kendisi yavaş yavaş ilerliyordu. Yine de bir şey diyemedim. Desem yine mantıklı ve gizemli şeyler söyleyerek haklı çıkacaktı. O yüzden sustum. Konuşmasını bitirdikten sonra yanıma geldi ve adımlarını hızlandırdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/33976452-288-k379593.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Tatları
Storie d'amoreAşkın Tatlarını Eslem ve Yiğit ile öğrenmeye var mısınız?