Başımda ki lanet ağrıyla gözlerimi kapalı da olsa gün ışığına küfür ederek gözlerimi araladım. Bulunduğum yeri idrak etmeden önce vücudumun esnemesine engel olamadım. Yüz üstü yattığım yerden kollarımdan destek alarak doğruldum. Uykunun verdiği sersemlikle paytak paytak yürüyerek bulunduğum odadan çıktım. Elim istemsiz ağrıdan zonklayan başıma gitmişti. Banyo olduğunu düşündüğüm kapıyı açıp içeri girdim. Aynanın karşısında ki duran bana kısa bir bakış atıp soğuk suyu açtım. Dış ortamdan soyutlanmış gibiydim. Ne bir ses, ne bir hareket... Sanki vücuduma ait bütün yetiler kaybolmuştu.
Soğuk suyun altına daldırdığım ellerimi birleştirerek avucuma dolan su kütlesini yüzüme doğru savurdum. Bu işlemi bir kaç kez tekrar edip suyu kapadım. Ayna da ki bana bir kez daha bakmak için başımı kaldırdığım sıra da banyonun kapısı açıldı. Sadece altında pantolonu olan bir adam içeri girmişti. Gözlerim ondan kendi üstümde ki olanlara kaymıştı. İç çamaşırları...
Şuanın gerçek olma ihtimali benim hayatımda binde birdi. Rüyadaydım sanırım. Koluma küçük bir cimcik attım. Canım yandı mı ? Evet. Uyandım mı ? Hayır.
Gerçekti. Şuan gerçekti. İlk gözlerimi kapadım. İç çamaşırlarım. İç çamaşırları ile duruyordum. Binlerce kez lanet ettim içimden. Hızla banyodan çıktım. Omzuna çarptığım Adamı umursamamıştım bile.
Dün gece... Hiç bir şey hatırlamıyordum. En son bar taburesinde bilmem kaçıncı cini kafama dikiyordum. Bir ara da Ali Mertlerin koyu bir muhabbette olduklarını hatırlıyordum.
Of Allah'ım ne yaptım ben. Bunun tek cevabı banyoda ki Adam da idi. Duyacak olduklarımdan korkuyordum. Hızla çıktığım kapıdan geri girdim. Yüzünü yıkıyordu. Yavaşça yaklaştım. Tam elimi kaldırdım. Omzuna dokunacaktım ki ayna da kendimi gördüm. Salak ben, hala iç çamaşırlarım ile olduğumu unutmuştum. O sırada musluktan dökülen suyun sesi kesildi. Derin bir nefes aldım.
Üstünde ki olanları umursama... umursama.
"Dün gece ne oldu ?" Sesimle bana dönen Adam bana anlamsız bakışlar attı.
"Hatırlamadığını mı söylüyorsun şuan bana !" Sesi tedirgindi. Sanki kırılmış gibi çıkmıştı.
"Yanlış bir şey yapmadığımı söyle bana !" Korkum kelimelerimin arasına sıkışmış, dile gelmişti.
"Yanlışın sende nasıl bir olaya denk düştüğüne bağlı bu." Kesin birlikte olmuştuk. İlk kez içmiştim ve başıma bu gelmişti. Allah belamı vermişti resmen. Kendimden tiksiniyordum şuan. Bu kadar basit miydi !
Ağlamak istiyordum. Yaptığım hatadan dolayı şuan tepine tepine feryat etmek istiyordum. Bedenimden kaçmak istiyordum.
Yanağımdan aşağıya süzülen yaşı hissettiğimde şuan ki güçsüzlüğümü belli etmemek için başımı hafif eğip hızla süzülen damlayı atik bir hareketle sildim. Tekrar o kendimden emin, güçlü kız durumuma döndüm. Ama gözlerim bedenimin sunduğu yalanı gün yüzüne çıkarmak ister gibi kıpkırmızı olmuş yanıyordu.
Derin bir nefes ve sakinlik...
"Dün geceye ait tek hatırladığım bar taburesinde oturduğum." Çok sakin dökülmüştü cümle ağzımdan.
"İçki sana yaramıyormuş anlaşılan." Kollarını lavabonun iki yanına yerleştirdi. Yüzü bana dönüktü.
"İlk kez içtim." Sakinliğimi korumak için çaba sarf ediyordum.
"Bence içki sana yakışmıyor. Baksana böyle daha sakin ve uysal oluyorsun. "
"Dün gece ne yaptım ki !" Ağzında ki kelimelerle bana oyun mu oynuyordu o... Yoksa ciddi miydi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİÇ
Genç KurguDaha ne kadar saklana bilirdim içimdeki karanlıkta ! Ne kadar yaşaya bilirdim ki sahte samimiyetler ile ! Yetmez miydi içimde ki boğulmalar ? Yaşarken ölmemiş miydim zaten ? O zaman kaybedecek bir şeyim yok elimde. Şimdilerde yakındı benim zama...