Do Kyungsoo
"Kyungsoo, ben geldim."
Kaldığım odanın kapısı yavaşca aralandığında bakışlarımı okuduğum kitaptan ayırıp, içeri girmek yerine eşikte beni gülümseyerek izleyen Jongin'e yönelttim.
"Tamam."
İçimden ; aferin sütü bozuk diye geçirsemde yüzüne karşı bunu söyleyemezdim. Onu aradığım için utanıyordum. Sabaha kadar eve dönmesini beklediğim için pişmandım ve geceyi nerede geçirdiğini bildiğim için bok gibi hissediyordum.
"Erken uyanmışsın." diye mırıldandığında hiç uyumadım gerizekalı demek istedim. "Aynen."
"Kyungsoo ..." Sesindeki saniyelik kırılmanın ardından ortaya çıkan yumuşak ton ile sevimli görünmeye başladığında, yüzümü buruşturarak gözlerimi devirdim. "Seni özledim."
"Utanmaz herifin tekisin."
"Sadece seni özlediğimi söyledim. Bu beni utanmaz biri olarak nitelendirmeni gerektirmez."
"Utanmaz herifin tekisin Jongin."
Diretiyordum, diretiyordum fakat devamında ne söylemem gerektiğini bilmiyordum. 'Benden hoşlanıyormuş gibi davranıp dün geceyi sevgilim diye tanıttığın kadının yanında geçirdin. Üstelik hastahaneden çıktığım gün seni başka biri ile yiyişirken yakalamıştım yani asla sadık değilsin ve şimdi ise gelmiş yüzüne geçirdiğin sevimlilik maskesi ile gönlümü almaya çalışıyorsun. Hayatım boyunca sizin gibi insanlar görmedim.' içimi boşaltırsam her yer batardı ve ben, sonradan sonraya meydana gelecek pisliğini temizleyemezdim. Bu yüzden sadece ; "Beni yalnız bırak." diyebildim.
"Hayır."
Yanıma doğru adımlayıp altına saklandığım battaniyeyi üzerimden attığında, kaşlarımı çattım.
"Seni yalnız bırakmayacağım."
Her bir sözcüğün beynime kazınmasını ister gibi üstüne basa basa söyledi. Çoğu zaman görmeye alışkın olduğum ciddi ifade yüzünü esir alırken, suskunluğumu fırsat bilerek kollarını vücuduma sarıverdi. Yapmak istediği şeyi anladığımda çırpındım, bağırdım fakat tepkilerim Jongin'in yokluğunu değerlendirip yatak odasına yerleşen Sehun'u uyandırmaktan ileri gitmedi.
"İndir beni!" Gelin misali kucakta taşınmak hoşuma gitmiyordu. Üstelik esmer herif acayip güzel kokuyordu ve ben, buna alışmaktan korkuyordum. "İndir dedim!"
"Sakin ol. Ne kadar ağır olduğundan haberin var mı senin, elbette indireceğim."
Koridoru aşıp salona gelirken ona dil çıkardım. Gözlerim odanın içindeki başka bir bedene takıldığında ise çocuksu yanımı bir köşeye fırlatıp suratımı astım.
Evimizde bir yabancı vardı.
Jongin beni nazikçe koltuğa bırakıp, beyaz önlüğü ile baş döndüren adamın yanına ilerlediğinde onu takip ettim. Ne olup bittiğine dair hiçbir fikrim yoktu bu yüzden izlemek ile yetindim.
"Evet Kyungsoo, şimdi görme bozukluğunun hangi düzeyde olduğunu inceleyelim."
Işığın minimum seviyeye düştüğü odada projeksiyon makinesinden duvara yansıyan harflere baktım ve bakmak ile görmek arasındaki farkla tanıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OBSTACLE
FanfictionJongin + Kyungsoo + Chanyeol Onların aşması gereken tek engel ; Ülke genelince tanınan ve sevilen Kim Jongin'in, sokaklarda yaşam mücadelesi veren Kyungsoo'ya çarparak yürüme yetisini elinden alması değildi.