BU KURGU, GERÇEK BİR HİKÂYEDEN İLHAM ALINARAK UYARLANMIŞTIR 🖤
Öksüz bir çocuğun acısı mı daha çok yaralar minik bedenini, yoksa görmezden gelinen bir evlat mı hisseder yetimliğin metalik tadını ruhunda?
Hey sen,
merhaba.
Çiseleyenimde sana günahlarımı anlatacağım.
Islak, yavaş süzülen damlalarımda benimle birlikte toprağa karışacaksın. Sana toprağın çamurunu anlatacağım. Benimle çamura batmaya var mısın? Hazır ol, çünkü çamur yüzünden siyahlara bulaşacağız birlikte.
Beni tanımıyorsun, biliyorum. Ama sana yemin ederim benim hiçbir derdim yoktu hayatta, onun dışında.
Gerçekten! Ben iyi birisiyim, kafamın allak bullak olması dışında... Kafamın derinleri çok korkak, aynı zamanda pek cesur. Aptal ama akıllı. Güzel, aynı zamanda çirkin. Görünmez sadece, bekler düşünceler fark edilmeyi.
Çocuk aklı işte... Hayalet bir çocuk.
Bu hayalet çocuk, yabancılaşmanın merhamet yaftalamasında bekler ışığı. Çok zordur insan olmak, insan kalmak ise peydah olma meselesidir. Eksiltir ama insan çoğu şeyi, bazen de ihtiyaçlarımızı bulmak için bulanırız çamurlara. Yardıma ihtiyacımız vardı bizim... Yardıma ihtiyacımız var bizim.
Hayat böyledir belki de, ihtiyaçlarımız paslı bir anahtardan ibaretken, kilitli kapımızı açmaya kimse yeltenmez.
Kapının ardındaki bir hareketliliği meraklı gözlerle beklerken bile içimizde patlamaya hazır bekleyen umut kendini teslim eder soğuk karanlığa.
Gözlerimiz açıldıkça, farkına vardığımız gerçekler ile kör olmayı dilediğimiz zamanlar rahatlamak için seçtiğimiz yollardan biridir ağlamak. Yağmurların öptüğü çiseleyenli sığınak...
Benim ağlamak için ihtiyacım olan şeydi yağmur.
Yağmur damlaları tenime damladıkça, yanağımdan sanki yakıp kavurucu bir ateş süzülürdü. Göz yaşlarımı saklamak istediğimde gözlerimi tavana diker, saç uçlarımdan yere damlayacak kadar şiddetli bir yağmurun yağdığını düşlerdim.
Hayalet değildim; fakat aptal hiç değildim.
Böyleydi benim hikayem işte...
Nefret dolu yüzlerin arasında yaşam savaşı veren bir kızdım sadece.
🥀
-------------
(tüm bölümler düzenleniyor, satır arası yorumların hepsi kalktı. yorum bırakırsanız sevinirim, teşekkürler.)1.
İnsanlığa en güzel lütuf olan yağmur şiddetini arttırarak yağmayı sürdürüyordu. Pencereme düşen damlaların çıkardığı tok ses ile kendimce ritimler uyduruyor, besteler yapıyordum. Elimde bir kitabım yoktu belki; ama aklımdan uydurduğum hikâyeler ile oldukça mutluydum. Belki de içinde yaşadığım hikâyelerle ayakta kalıyordum. Kafamın içindeki o koca dünya en rahat nefes alabildiğim yerdi. Ben, nefesi kendimde bulurdum. Havadan çekinir, onu solumak istemezdim.
Kollarımı göğüs kafesimin hizasında birbirine bağlamış, başımı cama dayamış bir şekilde yağmuru izliyor, arada bir yoldan geçen insanların buğulu görüntülerine bakıyordum. Yaşıma göre çok düşünüyordum belki bilmiyorum ama ben hep böyleydim işte. Her zaman düşünürdüm. Yağmuru düşünürdüm. Haykırışını düşünürdüm. O ağlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİSELEYEN YAĞMUR (+18)
Fiksi RemajaSibel, neşeli bir lise öğrencisidir. Okula yeni gelen öğretmenin okuldaki zorba kesim ile samimiyeti dikkatini çeker. Öğretmen ve zorbaların ortak konusunu bulmaya çalışır. Gitgide çamurlara batan Sibel burada yeni bir kimliğe bürünür. "Damla," diy...