"Gitmelisin Jungkook!"
"Seni bırakmam!"
"Delirdin mi sen?! Seni bulursa bütün kemiklerini kırana kadar döver ve bu isteyeceğim son şey bile değil!"
"Umurumda değil. Benim olan benim yanımda kalır. Kimse de alamaz!"
Ve ben yine ona yenildim....
"Ne demek beni öptü?! İnanamıyorum Yuju! Bu harika! Tanrım sonunda!!"
Eunha ellerini çırparak etrafında dönmeye başladı. Dönerken de zıplıyordu. Aynı şeyleri hatta daha fazlasını ben dün akşam odam da yaptığım için şu an rahatım.
Dün ki olan şeyi hâlâ unutamıyordum. Jungkook'un aklını karıştırıyormuşum. Tanrım... Bunları düşündükçe salak salak gülmek geliyordu içimden.
Jungkook'un yanından utançla kaçmıştım. Ona baktığım da ise o da şaşkındı ve bana değil de yere bakıyordu. Çıktığımda hemen Hoshi'nin yanına gitmiştim. Onun da yüzünü Eunha temizlemiş. Neden kavga ettiğini sormaya vaktim olmamıştı. Gerçi aklım pekte o konuda değildi.
Bunları düşününceye kadar çoktan okula gelmiştik bile. Acaba Jungkook ile karşılaşınca tepkisi ne olacak? Benim tepkim ne olacak peki? Tabii ki de utançtan yüzüne bile bakamayacağım. Geçip de karşına ' naber Jungkook? Dün nasıl da öptün öyle ama.' falan mı demeliyim? Hiç sanmıyorum.
Okuldaki bir kaç kişinin,yanlarından geçerken Jungkook ve benim yapacağımız düet hakkında konuştuklarını duydum. Bu ister istemez gülümsememe neden oluyordu.
Sınıfa geldiğim de ilk önce çantamı sıraya koydum. Daha sonra zilin çalmasına çok fazla vakit olduğu için kantine gitmeye karar verdim. Sınıftan çıktım ve kantine doğru gitmeye başladım. Merdivenleri inerken alt taraftan bir konuşma sesleri duydum. Burası benim Kai yüzünden ağladığım yerdi. Her kim konuşuyor ise beni göremezdi. Ben de göremezdim. İlk önce sevgili olanlardır deyip geçmeye çalışsam da duyduğum isim ile olduğum yere çivilendim.
"Anlattım işte Jungkook. Uzatmasak. Biliyorum. Sen de beni özledin."
"İnkar etmeyeceğim. Evet özledim. Keşke bu olanları bana çekip gitmeden önce anlatsaydın. Yanında olurdum."
"Üzgünüm..."
Sinirden ellerim yumruk şeklini almıştı. Bu kız kim oluyor da Jungkook'un yanında bu şekilde konuşabiliyor. Karışmalı mıyım peki? Buna hakkım varmı ki? Hesap sormaya? Onu kıskanmaya? Tabii ki de var seni aptal. O seni öptü. Kendimi gaza getirdim ve merdivenlerin devamını sinirle inip onların yanına gittim.
Jungkook geldiğimi duyunca bana döndü. Kız da Jungkook'un baktığı yere bakıp bakışlarını bana çevirdi. Ben ise ilk önce ona sonra da kıza baktım. Kaşlarım çoktan çatıldı. Çünkü kız... Oldukça güzeldi.
"Hemen. Onun. Yanından. Gidiyorsun. Anladın mı beni? Onun artık sizin gibi sürtüklerle işi yok!"
"Yuju!! Kendine gel hemen!"
Jungkook da kaşlarını çatıp bağırmaya başladı. Nr yani bu kızı mı savunuyordu bana? Hiç tanımadığı kızı mı? Dün ki Jungkook nerede peki?
"Kendimdeyim ben. Bu kız seninle bu şekilde konuşamaz. Açıkca söylemiyorda. Özledim falan diyor. Ondan uzak duracaksın anladın mı. Seni onun yakınında bile görmeyeceğim. Senin altına girebilmek için--"
"O BENİM ESKİ SEVGİLİM!! KENDİNE GEL VE SÖZLERİNE DİKKAT ET!"
Şaşkınlıktan dolayı hiç bir şey söyleyememiştim. Kız da şaşkındı bir anda olanlar yüzünden. Eski sevgilisi miydi yani? Şu an utançtan ölmek üzereydim. Bakışlarımı Jungkook'a çevirdim. Keşke çevirmeseydim. Aşırı kızgın görünüyordu. Demek ki çok değer veriyordu.
"Nasıl ondan uzak durmamı söylersin?! Sen kimsin ki?!"
"Jungkook..Ben... Sadece sınıfta konuştuklarımızdan sonra a-arkadaş olduğumuzu yada aramızda bir şey olabilir diye--"
Sessizce fısıldadım. Şu an gerçekten de çok acınasıydım. Jungkook ise sinirliydi. Bu siniri kimeydi peki? Alayla güldü.
"Aramızda hiç bir şey olamaz!! Ondan da benden de uzak dur Yuju!! Git o çok sevdiğin Hoshi ile ilgilen. Birbirinize çok uymuşsunuz cidden! Ve tekrar ediyorum Yuju! Bir daha da söylemeyeceğim! Ondan uzak dur! Yoksa canını çok fazla acıtırım!"
Sanki hiç acıtmamış gibi konuşma Jeon Jungkook...
Jungkook sözlerinden sonra kıza döndü. Kız ise bakışlarını benden çekip ona baktı. Jungkook kızın elini tuttu ve konuşmaya başladı. Benim gözlerim ise çoktan dolmuştu.
"Yanında olurdum demiştim ya. Bundan sonra yanındayım Seunghee. Yanındayım sevgilim."
Kız kocaman gülümsedi ve kafasıyla Jungkook'u onayladı. Jungkook ise yandan bir gülüş attı. İkiside el ele tutaşarak yanımdan geçip gittiler.
Onlar gittikten sonra dizlerimin üzerine düştüm ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim.
"Beni öpmüştün. Boşa mıydı yani?"
Hıçkırarak ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Sinirle ellerimi yumruk yaptım. Dişlerimin arasından fısıldadım.
"Senden nefret ediyorum Jeon Jungkook... Tebrik ederim. İçimde sana karşı olan bir duygu daha oluşturduğun için..."