09

473 44 29
                                    

Medya aşkım Wonwoo...

Lavabodan çıktım ve sınıfa doğru ilerlemeye başladım. İlk 2 derse girmemiştim. Kendimi toparladım. Sınıfın önüne geldiğim de derin bir nefes aldım.

"Yapabilirsin Yuju... Yapabilirsin."

Kapıyı açtım ve hiç kimseye bakmadan hemen sırama geçtim. Otururken kısa bir anlığına Jungkook'a kaymıştı gözlerim. Yanında sevgilisi yoktu. Arkasına yaslanmış telefonu ile ilgileniyordu. Yerime oturdum ve Bayan Lee'yi beklemeye başladım.

Bir süre sonra Bayan Lee sınıfa girdi. Eşyalarını masaya bıraktı ve bakışlarını sınıftaki öğrencilere gezdirerek konuşmaya başladı.

"Evet arkadaşlar. Sınıfımıza yeni bir arkadaşımız geldi. Kendisi sizden bir yaş büyük fakat sınıfta kaldı. İçeri gel tatlım."

Kapıdan giren çocuğa çevirdim bakışlarımı. Yakışıklıydı fakat umrumda değildi. Arkamdaki Jungkook'un fısıldayışını duydum. Şaşırmışa benzer bir sesi vardı.

"Nasıl ya? Ne işi var ki burada?"

Bu çocuğun Jungkook ile ilişkisi neydi ki? Çocuk hafifçe eğildi ve konuşmaya başladı.

"Merhaba. Ben Wonwoo. Sizden büyük olmam aramızda sorun olmasın lütfen."

Bakışları arkamdaki kişiye takıldı ve ona bakarak konuşmaya başladı.

"İyi geçinelim lütfen."

"Evet. Wonwoo tatlım. İstediğin yere geçebilirsin."

Wonwoo hafifçe selam eğildi ve gözlerini sınıfta gezdirmeye başladı. İstediği yeri bulmuş olacak ki benden tarafa gelmeye başladı. Arkalarda yer buldu sanırım.

"Oturabilir miyim?"

Şaşkınlıkla kafamı kaldırıp ona baktım. Ne yani? Benim yanıma mı oturacak?

"Benim yanım da boş."

Jungkook gözleriyle yan tarafını göstererek konuştu. Ne diye karışıyordu ki şimdi?

Wonwoo hafiften gülümsedi ve ona bakarak konuştu.

"Ama ben burayı istiyorum."

"Her istediğimiz olmuyor maalesef. Hem belki Yuju istemi--"

"Tabii ki oturabilirsin. Yanım boş."

Eğer araya girmeseydim olay belki de büyüyecekti. Hem biraz da Jungkook'a inat yapmış olabilirim.

Yan sıraya kaydım ve oturmasını bekledim. Wonwoo bakışlarını bana çevirdi ve gülümseyerek konuştu. Gülüşü... Fazla etkileyiciydi.

"Teşekkürler."

Yanıma oturdu ve çantasından defterini çıkarttı. Ben de tanışma işini sonraya erteleyip Bayan Lee'yi dinlemeye çalıştım. Wonwoo da sonra konuşmayı tercih ederek Bayan Lee'yi dinlemeye başladı.

~~~~~~~~~~~

"Yarın görüşmek üzere arkadaşlar."

Hepimiz de hafiften eğildik ve çıkışını izledik. Bayan Lee çıkar çıkmaz neredeyse herkes çıkmıştı.

Ben de tanışabilmek için hemen sıra arkadaşıma döndüm ve yüzüme tatlı bir gülümseme yerleştirdim. Yan gözle arkamda ki sıraya baktığımda ise Jungkook çıkmamış,arkasına yaslanmış,elindeki kalemi çeviriyordu. Bakışları ise Wonwoo'nun üzerindeydi.

"Ben Yuna. Choi Yuna. Ama arkadaşlarım bana Yuju der."

"Peki ben nasıl seslenmeliyim?"

Omuz silkerek konuştum.

"Yuna'yı genelde aile büyüklerim ve annem kullanır. Yuju diyebilirsin."

"Pekala... Yuju. Ben de tanıtmalıyım sanırım. Ben de Wonwoo. Senin gibi ikilemde değilim. Her türlü Wonwoo'yu kullanırım."

Bu dediğine ikimizde gülmüştük. Jungkook elinde ki kalemi seslice yerine bıraktı ve kollarını sırasına dayayarak Wonwoo ile konuşmaya başladı.

"Bir detayı atlıyorsun?"

Wonwoo da ben de Jungkook'a döndük. Kaşlarımı çatmış ikisini izliyordum. Wonwoo sanki ne demeye çalıştığını anlamış gibi alayla gülmeye başladı. Tanrı aşkına burada ne dönüyor?

"Neyden bahsettiğini anlamadım. Daha net konuş lütfen."

"Peki. Neden soy ismini söylemiyorsun Jeon Wonwoo?"

Nasıl ya? Wonwoo ve Jungkook... Kardeş mi? Bugün ne kadar da güzel ama değil mi....

"Ayrıca aramıza hoşgeldin abicim."

Bu da böyle... Yazar uyumuyo ve bölüm atıyo. Umarım yorumlarda FAZLACA olur. Bu arada ikisinin soyadları gerçekte de aynı. Değiştirmedim yani.. Neyse sizi seviyorum...

 Neyse sizi seviyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SECRET LOVE SONG // YUKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin