Jungkook'dan;
Beklemek... Hele ki sevdiğin biri içeride çaresizce yatıyorsa.... İçeride Yuju yatarken benim burada bu şekilde beklemem sinir bozucu...
Hastanedeyiz... Havale geçirmiş. Serum taktılar. Bitmesi gerekiyormuş. Ben ise onun arkadaşlarıyla burada çaresizce bekliyorum.
"Yuju iyi mi?"
Hoshi'nin sesi ile kafamı kaldırıp doktora baktım. Hızla yerimden kalkıp doktorun yanına geldim. Diğerleri de toplanmıştı.
"Durumu iyi. Sadece ufak bir havale geçirmiş. Şu an dinleniyor. Fakat sormam gereken bir kaç soru var. Odama geçelim lütfen."
Hepimiz doktoru takip edip odasına gittik. Eunha ve Hoshi oturdular. Abim ile ben de ayakta bekledik. Doktor derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. Kaşlarımı çatıp dinlemeye başladım.
"Yuju'yu tedavi ederken vücudun da bir kaç darp izleri gördük. Ayrıca soğuk bir yerde bir süre bekletildiğini tespit ettik. Arkadaşınız yakın bir zamanda kaçırıldı mı yoksa ailesi şiddet mi uyguluyor?"
Eunha ve Hoshi bir süre birbirlerine bakıp tekrar doktora döndüler. Hoshi sinirle konuşmaya başladı.
"Üvey abisi tarafından şiddet görüyor."
"Anladım. En kısa zamanda o evden ayrılması gerek. Çünkü sırtında ki bir kaç kemik hasar görmüş. Biraz daha şiddete maruz kalırsa arkadaşınızın sakat kalma olasılığı çok yüksek."
Yumruklarımı sıkmaya başladım. Birazdan gideceğim yeri aklıma kazımıştım.
"Şimdilik bu kadar. Geçmiş olsun."
"Çok teşekkür ederiz."
Eunha doktorun karşında hafiften eğilerek konuştu. Biz de eğilip dışarı çıktık.
"Ben gidiyorum."
Abim bana döndü ve kaşlarını çatarak sordu. Üzgünüm ama sen bile beni durduramazsın abicim.
"Nereye gidiyorsun Jungkook?"
"Çoktan gitmem gereken yere."
"Ne saçmalıyorsun sen? Yuju içeride yatıyor ve Seunghee'yi mi düşünüyorsun?"
Seunghee? Ahhh!! Aklıma bile gelmedi ki. Artık gelmezde... Yuju'yu seviyorum. Evet evet bildiğiniz seviyorum. Bunu bugün anladım. Yani kesinleştirdim.
"Seunghee'nin yanına gitmiyorum. Şu an tek düşündüğüm şey Yuju. Bundan sonra da öyle olacak. Şimdi sevgili abicim. İzninle insana benzetmem gereken kişi var."
~~~~~~~~~~~~~~~~
"Tamam... Lütfen.... Vurma artık...."
Yan bir sırıtış verdim ona. Şu an psikopat gibi göründüğümün farkındayım. Bir dakika... Ben zaten psikopatım.
"Sana yalvardı mı hiç? 'Vurma' 'yapma' gibi şeyler söyledi mi?"
Güçsüzce kafasını salladı. Dudaklarımı alay eder gibi büzdüm.
"O zamann... Sana yalvarmasına rağmen ona acımadıysan.... Üzgünüm. Ben senden bile deliyim."
Bir yumruk daha attım ona. Gerçi ellerim ağrımadı değil. Yaklaşık 4 saattir dövüyordum onu. Sopayla,kemerle,yunruklarımla.... Hatta bir saatte buzlu suda beklettim onu... Biliyorum biliyorum canice ama haketti piç.... Şimdiye kadar durduğum kabahat.
"Sen ona vurdun ya... İstersen vana dünyalara ver... Umurumda değil... Seni her türlü geberticem."
Bir yumruk daha attım. Bir yumruk daha. Elimde olsa öldürürdüm onu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRET LOVE SONG // YUKOOK
Fanfiction"Gitmelisin Jungkook!" "Seni bırakmam!" "Delirdin mi sen?! Seni bulursa bütün kemiklerini kırana kadar döver ve bu isteyeceğim son şey bile değil!" "Umurumda değil. Benim olan benim yanımda kalır. Kimse de alamaz!" Ve ben yine ona yenildim....