16

438 41 41
                                    

Yuju'dan;

"Yeter artık Eunha. Alalım şunu işte... Gayet güzel bu. Ayaklarım koptu."

Eunha elindeki elbiseyi bıraktı ve bana dönüp 'ciddi misin' bakışları attı.

"Sen kız olduğuna emin misin? O gün o partinin en güzel kızı olmalısın ki Jungkook'u etkileyebilesin."

Sırıttı ve göz kırptı. İmasını anlamıştım.

"Seni sapık kız. Öyle bir şey olmayacak. Ya da olamaz desek daha doğru olur. Onun sevgilisi var."

"Hiç belli olmaz Yuju. Jungkook'u bir kaç gündür kontrol ediyorum. Seunghee'nin yanında pek mutlu görünmüyor."

"Öyle mi dersin?"

"Kesinlikle. Hadi şu elbiseyi de dene."

Elbiseyi eline aldım ve sabahtan beri ezberlediğim kabinin yoluna ilerledim. Tanrım ayaklarıma güç ver...

~~~~~~~~

Elimdeki tostu bitirdim ve hesabı ödeyip çıktım. Eunha başka işlerinin olduğunu söyleyip gitmişti. Ben de acıktığım için biraz yemek molası verdim. Şimdi de elimde mağaza poşetleri ile çıkışa ilerliyordum.

Bir mağazanın önünden geçerken vitrinde ki bir elbise dikkatimi çekti. Mağazaya girdim ve diğer elbiselere bakmaya başladım. Yapmayın ama... O elbiseyi alamazdım. Elbise mi çoktan almıştım çünkü.

Bir elbise daha dikkatimi çekince o yöne ilerledim ve elbiseyi incelemek için elimi uzattım. Fakat benden başka biri daha elini uzatmıştı. Elin sahibine bakmak için kafamı kaldırdım. Keşke bakmasaydım. Bu kız neden hep gözümün önünde?

"Geç kaldın tatlım... O elbiseyi ben alıyorum."

Elimi çektim ve hafifçe gülümsedim. Huyum kurusun çok iyimserim...

"Sorun değil. Ben almıştım elbisemi zaten. Sadece incelemek istemiştim. Biraz merak et--"

"Çok inceleme canım. Madem ki almayacaksın çok kurcalama. Merakta etme."

"Ne oluyor Seunghee?"

Jungkook? Tabii sevgilisinin yanında olmazsa olmaz...

Seunghee gülümsedi ve Jungkook'un koluna girdi. Hafifçe kafasını kaldırıp Jungkook'a baktı.

"Hiç bir şey. Karşılaştık ve ayak üstü sohbet işte. Elbise falan."

"Bir de laf sokma..."

Sessizce fısıldamıştım etrafa bakarak. Gözlerim Jungkook da durunca duyduğunu anlamıştım. Gülümsüyordu çünkü. Gülüşü... Şu an ölebilmem için tek neden.

İkimiz de birbirimize bakıyorduk. Seunghee araya girene kadar...

"SEVGİLİMİ AYARTMAKTAN VAZGEÇ!!"

Gözlerimi istemeyerek Jungkook'dan çektim ve Seunghee'ye baktım.

"Ne diyorsun sen?"

"Kendine gel Seunghee! Ne diyorsun sen?"

"RESMEN GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ONUNLA CİLVELEŞİYORSUN!!! ASIL SEN NE YAPIYORSUN JUNGKOOK?!"

"Yeter artık! Sevgilini elinden alacağım diye korkuyorsan daha sıkı tut onu o zaman! Ben hiç bir şey yapmıyorum!! Şizofren gibi davranan--"

Bana. Tokat. Attı.

Kafamı kaldırdım ve dolu gözlerle ilk önce ona sonra Jungkook'a baktım. Seunghee ise acımasızca konuştu. Herkes bize bakıyordu. Daha doğrusu bana... Şu an Seunghee'nin laflarına göre sevgilisini ayartmaya çalışan kız gibi görünüyorum...

"SEVGİLİMİN ALTINA GİRMEYE ÇALIŞMAKTAN VAZGEÇ!! O BENİM! ANLADIN MI! BIRAK ARTIK PEŞİMİZİ!!"

Gözyaşlarımı artık tutamıyordum ve çok utanıyordum.

"SEUNGHEE!"

Jungkook sert bir şekilde Seunghee'yi uyardı.

Orada daha fazla kalamayacağımı anlayıp çıkışa doğru koşmaya başladım.

"YUJU!!"

Jungkook arkamdan bağırıyordu. Ayak seslerine göre de arkamdan geliyor. Umursamadım ve koşmaya devam ettim.

Mağazanın çıkışına geldim ve etrafa bakınarak taksi aramaya başladım. Şansım şu anlık yerinde demek ki... Taksiyi durdurdum. Tam kapıyı açarken Jungkook bileğimden tuttu ve kendine çevirdi. Koşmaktan dolayı nefes nefeseydi.

"Yuju... Bak Seunghee adına--"

"Özür dileme. Yapma Jungkook.... Bırak lütfen."

Jungkook hiç bir şey demeden gözlerimden akan yaşlara bakıyordu. Yüzünde biraz öfke biraz da pişmanlık vardı... O bana bu şekilde bakarsa daha çok ağlardım ama....

"Lütfen Jungkook... Bırak beni.... Lütfen..."

Bileğimi bir anlık boşluğunda çektim ve taksinin kapısını açıp bindim. Taksi ilerlemeye başladı. Arkamı dönüp bakmadım bile. Orada olduğunu biliyordum çünkü...

SECRET LOVE SONG // YUKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin