14

422 46 16
                                        


Jungkook'dan;

"Sonra da New York'a geçtik. Tanrım Jungkook... Görmeliydin. O kadar güzeldi ki. Hem koluma senin ismini yazdırdım. Beğendin mi? Sevgilim? Jungkook!"

Seunghee'nin dürtmesi ile kendime geldim.

"Bir şey mi dedin bebeğim?"

Kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı.

"Bir değil binlerce kelime söyledim. Fakat Jeon Jungkook beni hiç dinlememiş sanırım."

"Dalmışım. Üzgünüm. Ne diyordun? Söz bu sefer dinleyeceğim."

Alaylıca güldü.

"Gözünü o masadan ayırıp öyle gel Jungkook. Gözlerin de aklında orada."

"Seunghee bak yanlış anlı-"

"Ben sınıfa çıkıyorum."

Çantasını taktı ve montunu eline alıp gitti. Peşinden gitmeli miyim? Evet ama... Neden gitmiyorum? Karşımda ki masa yüzünden. Dünden beri aklımdan çıkmıyordu bu konu. Sevgili abim ve Yuju...

Karşımda oturmuş kahkahalar atarak sohbet ediyorlardı. Evet evet. Bildiğiniz kahkaha atıyorlar. Seunghee uyarana kadar onlara baktığımın farkında bile değildim. Sanırım gidip gönlünü almalıyım.

Ayağa kalkacakken avucumun içinde bir şey olduğunu far ettim ve avucumu açtım. Bu benim bardağımdı. Seunghee ile kahve içmiştik. Onlar gelmeden önce... Şu an ki hali ise... Resmen ezip büzmüşüm avucumda. Hızla bardağı masaya fırlattım ve kantin çıkışına ilerledim.

"Kendine gel Jungkook... Kendine gel..."


Bu şekilde az az iyi bence....

SECRET LOVE SONG // YUKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin