06

484 42 21
                                        

"Bugün Jungkook ile provan var biliyorsun değil mi? İstesen de istemesen de görecek seni."

"Offff..... Cidden artık ne yapmam gerektiğini bilmiyorum Eunha."

Eunha gülümsedi ve elini koluma koyarak konuştu.

"Çok basit. Akışına bırak. İyi de olsa kötü de olsa canın yansa da bırak. Sonu güzel biticek. İnan bana."

Zoraki bir şekilde gülümsedim. Zoraki diyorum çünkü Kai sağolsun geçmeyen yaralarıma yara eklemişti akşam. Dün o olaydan sonra sınıfa hiç uğramamıştım. Eunha'yı arayıp çantamı almasını istemiştim. Yani kısacası Jungkook'u hiç görmemiştim. O da beni sormuş Eunha'ya. Fakat Eunha bilmediğini söylemiş. Kim bilir ne kadar merak etmiştir beni. Yüzümdeki yeni yaralarımı görünce ne der acaba? Bir şey demesine gerek yok aslında... Sarılması hatta bir gülüşü bile iyileşmeme yeter.

Ben bunları düşünürken çoktan sınıfa girmişiz bile. Sıkıcı ders saatleri... Dersleri düşündükçe keşke Kai beni öldürse diyorum... Haklıyım ama kabul edin. Kim matematiği çekmek ister ki? Tabii ki Eunha. Zekasına hayranım arkadaşımın.

Çantamı sırama kodum ve oturdum. Montumu çıkarırken arkamdan birisinin aniden bağırması ile korktum.

"GÜNAYDIN!!"

Hızla arkamı döndüm ve bağıran kişinin biricik arkadaşım olan Hoshi olduğunu anladım.

"Yah!! Ne diye bağırıyorsun? Korktum!"

Hoshi ilk önce gülse de yüzümdeki yaraları görünce çenesi kasılmaya başladı. Hoshi,ben ve Eunha. Birbirimize aşırı derecede değer veririz. Birimizin sorunu hepimizin sorunudur.

Hoshi elini çeneme koydu ve hafifçe kaldırdı. Gözleri yüzümün her yerini tarıyordu.

"Yine mi? Bu sefer ki sebep ne? Onu gebertmemem için bu sefer ki sebep ne Yuju?"

"Yapma Hoshi. Biliyorsun olaya dahil olursan seni gebertir. Bitto'ya yaptıklarını unuttun mu? Çocuk sadece beni kurtardı ve evinde sakladı. Sadece bir gece saklamasına rağmen Kai ona neler yaptı. Çocuk dayanamadı ve intihar etti. Böyle mi olsun istiyorsun? Şahsen ben hiç istemiyorum da."

"Umrumda değil. Fakat minik kuşumun gönlü rahat edecekse... Tamam karışmayacağım. Bu son ama tamam mı?"

Hızla kafamı salladım. Hoshi'yi seviyordum ve kaybetmek istemiyordum. Bana gerçek bir abi gibi davranıyordu. Kai'nin aksine...

Hoshi ellerini yüzüme koydu ve gülmeye başladı. İşte bu şakacı ve eğlenceli Hoshi'yi çok seviyordum. Sinirli olanının aksine...

"Sen git gide çirkinleşiyor musun yoksa bana mı öyle geliyor?"

Yüzümdeki kollarından birine vurdum fakat hiç etki etmemişti bile. Hâlâ yüzümdelerdi.

"Yahh!!! Sensin çirkin!! Ben dünyalar güzeliyim bir kere."

"O dünyada tek kız sen misin peki? Eğer öyleyse doğrudur."

Tekrar koluna vurdum ve bununla beraber ikimizde kahkaha attık. Resmen sesli güldük... Onunla eğleniyordum...

"Yerimden kalk."

Gülümsemem eşliğinde başımızda dikilen Jungkook'a baktım. Bana değil direkt Hoshi'ye bakıyordu. Elleri cebindeydi. Havalı ve cool duruyordu. Her zaman ki gibi...

Hoshi kafasını kaldırıp Jungkook'a baktı fakat yerinden kalkmadı. Aksine daha da yayıldı. Ne yapmaya çalışıyordu bu?

"Başka bir yere geç şimdilik. Görüyorsan arkadaşım ile özel konuşuyoruz."

"Umrumda mı? Kalk hemen."

"Umrunda olup olmamasıyla ilgilenmiyorum. Canım kalkmak istemiyor. Ne yapsak ki?"

Kaşlarımı çatarak Hoshi'ye bakmaya başladım. Aklını mı kaçırdı bu? Canı dayak istiyorsa ben hallederdim. Öldürtmek istiyorsa o başka. Doğru kişiye çatıyor o zaman. Çünkü Jungkook şu an Hoshi'yi öldürecekmiş gibi bakıyor.

"Sadece bir kere söyleyeceğim. Hemen yerimden kalk."

"Ben de sadece bir kere söyleyeceğim. Kalkmıyorum. Arkadaşım ile sohbet---"

"ARKADAŞIN DA SİKİK SOHBETİNİZ DE UMRUMDA DEĞİL!! KALKMAZSAN KENDİ YÖNTEMLERİMLE KALDIRIRIM!!"

Hoshi hızla ayağa kalktı ve Jungkook'un yakasına yapıştı. Ben de ayağa kalktım ve Hoshi'nin Jungkook'un yakasına koyduğu kollarından tutup çekmeye çalıştım. İkisi de sinirliydi ve ikisi de beni dinlemiyordu.

"Hoshi lütfen... Yapma."

"Yuju sakın karışma."

"Evet... Yuju... Sakın karışma ki arkadaşını bir güzel dağıtabileyim."

"Dene bakalım."

Hoshi Jungkook'a çok sert bir şekilde kafa atınca ağzımdan istemsizce bir çığlık çıktı. Ellerimle ağzımı kapattım ve olanları izlemeye başladım.

Jungkook kendine gelince Hoshi'ye sert bir yumruk attı. Hoshi hafiften savruldu. O da kendini topladı ve aniden Jungkook'a sert bir tekme atarak onu yere düşürdü. Jungkook yere düşünce Hoshi hemen onun üstüne oturup yüzüne art arda yumruklar atmaya başladı. Jungkook ise Hoshi'nin boş bulunduğu bir an da ona vuruyordu. İkisi de berbat bir haldeydi. Diğer sınıftan Hoshi'nin arkadaşları geldi ve onu zorla götürdüler. Jungkook ise bir süre daha yerde yattı ve nefesini kontrol edince sınıftakilere seslendi.

"Herkes dışarı. Biriniz bile ben çıkmadan girerse ya da içeri izlemeye veya dinlemeye çalışırsa sonu ne olur biliyorsunuz."

Bir süre daha ona baktım ve adımlarımı herkes gibi kapıya yönlendirdim.

"Sen kal Yuju."

Jungkook'un dediğiyle aniden durmuştum yerimde. Ne yapmalıydım? Ya onu dinlemeyip Hoshi'nin yanına gidecektim,ya da burada kalıp onun yanında olacaktım?

Evet.... Şimdi de buna yoğunlaşıp bitirmeyi düşünüyorum... Sinhope kitabını kaldırdım... Bir kaç düzenleme yapmam lazım... Onun yerine bir kitap yayınlıycam. Ona da bakın tamam mı... Sizi seviyorum...


Güzellik yaaa😱😱😱😱

SECRET LOVE SONG // YUKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin