10

473 41 23
                                        

"Kendisi yetmezmiş gibi bir de abisi mi çıktı şimdi? Ne güzel!!"

"Sakin ol biraz. Neden sevmiyorsun şu çocuğu?"

"Neden seveyim? Zengin züppenin teki?"

"Sen nesin fakir mi?"

"Off.. Eunha beni öldürüyorsun."

"Yalan mı peki? Bazen seni kaçırıp babandan para isteyesim geliyor."

İkisinin sohbetine kahkahalar atıyorum. Cidden bitirim ikili gibiler. Ya da Tom ve Jerry gibi. Fakat artık ayrıma vakti.

"Sohbetiniz süperdi. Fakat ben son durağa geldim. Hadi sonra görüşürüz. Dikkatli ve sakin gidin."

Hoshi parmağıyla yanında ki Eunha'yı gösterdi ve dehşetle bana baktı. Ben ise gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Bununla mı sakin ve dikkatli gideceğim? Yapma ama Yuju. Akıl var mantık var. Bahsettiğimiz kişi Eunha."

Eunha sinirlenmiş olmalı ki Hoshi'nin koluna vurdu ve o da bağırmaya başladı.

"Seni pislik. Bir daha sakın yanıma gelipte 'şu kızın numarasını al' deme. Dersen yumruklarımı görürsün."

İkisine de el salladım ve kapıyı çaldım. Kapıyı açan annemdi. Gülümseyerek karşıladı beni güzel annem. Her zaman ki gibi.

"Hoşgeldin tatlım."

"Hoşbuldum anneciğim."

İçeri girdim ve kapıyı kapatıp annemin yanaklarından öpüp sarıldım. Ayakkabılarımı ve montumu çıkartıp odama gitmek için merdivenlere yöneldim.

Odama gelince giysilerimi ayarladım ve üzerimi değiştirmeye başladım.

"Yuna!!! Tatlım ben markete kadar gidip geleceğim!! Biraz uzun sürebilir!! "

Ben de kapıya yaklaştım ve hafiften açarak anneme bağırmaya başladım.

"Tamam anne! Keyfine bak!"

"Tamam tatlım!"

Kapıyı kapattım ve üzerimdekileri çıkartıp günlük kıyafetlerimi giydim. Kapının açılıp kapanma sesi ile annemin gittiğini anladım. Aşağı indim ve ilk önce kendime güzel bir sandviç hazırladım. Yedikten sonra biraz televizyon izlemek için salona gittim ve koltuğa oturdum. Müzik kanallarından birini açtım ve şansıma merhaba dedim. Big bang çıkmıştı. En sevdiğim şarkıları fxxk it. Nedensizce bu şarkının sözlerini seviyordum. Gözlerimi kapattım ve kafamı geriye yaslayarak dinlemeye başladım.

Bir süre sonra kapının açılıp kapanma sesleri geldi. Annemdir diyip umursamadım. Ayak sesleri yaklaşınca gözlerimi açtım. Fakat pozisyonumu bozmadım.

"Sen niye evdesin?"

Kai'nin sesini duyunca ona döndüm. Asıl o bu saatte neden evde?

"Okul bitti. Ben de otomatikman evdeyim."

"İş? Okuldan sonra hemen işe giderdin. Kovuldun mu yoksa?"

Alaylıca sırıtmaya başladı. Birazdan aksiyon sahnesi çekecektik. Omuzlarımı silktim ve sanki umurumda değilmiş gibi konuşmaya başladım.

"İstifa ettim. Annemle konuştum. Hem okul hem de iş benim için çok zor oluyor. Okuluma odaklanacağım."

Kaşlarını çattı ve sırıtmasını sildi. Çenesi kasılmaya başladı. Ne dedim ki ben şimdi?

"Ne demek okuluma odaklanacağım?! Sen benimle dalga mı geçiyorsun?! Hemen geri gidiyorsun ve ne yapıp ne edip kendini geri aldırıyorsun. Duydun mu beni?!"

Ne dediğinin farkında mı bu?

"Saçmalama Kai."

"Sana gidiyorsun dedim! Kimden alacağım lan ben parayı?!"

Kai kolumu sıkıca tutarak bağırmaya başladı. Nasıl yani? Tek derdi para mı bunun? Fazla olmaya başladı ama bu da...

"Ne parası be?! Ne parası?! Ben neler yaşıyorum biliyor musun sen?! Sen hâlâ para derdinde misin?! Bıktım artık Kai!! Senden de babandan da nefret ediyorum!! Defolup gidin artık hayatımızdan!! Piç herifler!!!"

Yediğim sert tokatla yüzüm sola döndü. Saçlarımdan tuttu ve kafamı geriye doğru yatırdı. Canım acıyordu...

"Tekrar et!!"

Bir tokat daha...

"Tekrar etsene hadi!!!"

Bir tokat daha... Elinden kurtulmak için çırpınıyordum.

"Bırak beni Kai!!"

"Tekrar söyle dedim!! Noldu?! Nereye gitti o özgüven patlaması?!"

Bir tokat daha...

"Sen kimsin de benimle böyle konuşuyorsun?!"

Saçımda ki ellerini çekti ve bir tokat daha attı... Ayaklarım artık beni taşıyamadığı için attığı tokat ile yere düştüm.

"Sen kime piç diyorsun ha?!"

Bu sefer de tekmelerle vuruyordu. Güçsüz çıkan sesimle konuşmaya çalıştım. Fakat beni dinlemiyordu.

"Kai... Bırak beni... Lütfen... Yapma..."

Gözyaşlarım hem çaresizlikten hem de acıdan dolayı akıyordu.

Kai beni kolumdan tuttu ve koltuğun üzerine yatırdı. Üzerime çıkmaya başladı. Ne yapmaya çalışıyor bu?

"Sen artık çok fazla olmaya başladın! Ağzını kapatmak lazım biraz."

Ellerim korkudan titriyordu. Gözyaşlarım durmak bilmiyordu.

"Seninle biraz oynayalım ha? Ne dersin Yuna?"

Pisçe sırıttı. Ve bana doğru yaklaşmaya başladı. Hızla ellerimle onu itmeye çalıştım. Bir yandan da bağırıyordum.

"Yapma!!! İmdat!!! Yardım edin lütfen! Bırak beni!!"

Kai boynumu sertçe öpmeye başladı. Tanrım lütfen... Başımı sağa sola çeviriyordum onu engellemek için. Lütfen yapmasın lütfen... Yardım et Jungkook...

Ben artık pes etmiş öylece gözlerim kapalı ağlarken Kai'nin ağırlığı birden  üzerimden kayboldu. Yumruk sesleri ile beraber gözlerimi açmaya çalıştım. Fakat o kadar çok yıpranmıştım ki... Gözlerimi bile açamıyordum.

Bir süre biri beni sarsmaya ve adımla seslenmeye başladı. Sesler o kadar boğuktu ki kim olduğunu anlayamıyordum. Gözlerimde ki yaşlardan dolayı da göremiyordum. Zaten bir süre sonra da hiç bir şey görmemeye başladım....

Kendimi survivor'a fazla kaptırmışım... Yazdığım bölümü yayınlamayı unutmuşum... Neyse acaba Yuju'yu kim kurtardı?..

SECRET LOVE SONG // YUKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin