Kırmızı elbisesiyle bir prenses gibi karşımdaydı. Daha genç en fazla yirmi beş. At kuyruğu yapmış saçları loş ışıkta altın gibi ışıldamaktaydı. Hayal ettikçe susuyordum çünkü sadece hayal ettiğimle kalmaktaydım , artık o yanımda yoktu. Kendime bir kez daha sinirlenip masaya vuruyorum. Yaptığım aptallığın farkındaydım. Bu aptallık beni pişmanlık duygusuna itmekteydi. Masaya vurmamla etraftaki bakışların bana dikildiğini görmem bir oldu masadan kalkıp, kapıyı vurup bardan çıktım.
Hava iyice kararmıştı. İçeride içmekten zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım ama kalbimdeki onun acısı hala gram azalmadan devam etmekteydi. Bu acıya katlanamayacak hale gelmiştim. Olduğum yere çöktüm. Ne eve gitmek, ne de bir şey yapmak gelmiyordu içimden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILLAR SONRA
RomanceNeden zor bu kadar seni sevmek ve bulamamak, Dokunmak istedikçe uzaklaşmak,düşündükçe unutmak, Neden bu kadar zor seni sevdiği halde söyleyememek, Hep bir şeyler gizlemek,sana sahip olacağım yerde seni KAYBETMEK. Sonunu merakla bekleyeceğiniz bir aş...