Karakol

219 27 1
                                    

          Bu sabah hiç uyanmak istemeyerek kendimi yatağın dışına zor attım. Dün akşamki olay beni çok derinden sarsmıştı ama yapacak bir şeyim yoktu. Hazırlanıp işe gitmem gerekti. Buradan da kovulmak istemiyordum.

İş yerine ulaştığımda hızlıca kasaya geçtim. Bugün hafta sonu olmasından dolayı gelen giden bir hayli çoktu. Bunlardan biride dün ektiğim kuzenim olmuştu. Dün telefonda ona gelemeyeceğimi moralimin çok bozuk olduğunu söylemiştim. Anlayışla karşılamıştı ama bugün beni bu kadar üzen olayın ne olduğunu öğrenmek için buradaydı . Her şeyi anlattım. Tabii kuzenimle olan bağlılığımızdan ve April' in yaptığı şeyleri duyduktan sonra kuzenim baya bir sinirlenmişti. Normalde onu bu halde görmek mümkün değildir ama yakınları üzülünce veya başlarına bir şey gelince direk korumacı hal alırdı.

Anlattıklarımdan sonra bir şey demeden marketten çıkıp gitti. İş çıkışı eve gidip biraz kestirmek için yatağa geçtiğimde telefonum çaldı. Açtım ;

' Alo'

' John ' un telefonu değil mi ? '

' Evet '

' Ben polis memuru Frank , kuzeniniz Sam bugün bir tehdit olayına karışmış, karakola gelmeniz rica olunur. '

Hızla telefonu kapadım ve kendimi kapının önünde duran arabama attım ve hızla karakola gittim.

İçeri girdiğimde Sam' in elleri kelepçeli, karşı tarafta da April ve geçen geceki adam...

Polis memuru durumu anlattı. Sam onlara tehdit ve hakaretler savurmuş. April yanıma hızla geldi ve :

' Bu olayı sen yaptırdın pislik !   Biliyorum.' deyip bana okkalı bir tokat indirdi.

Polis memurunun araya girmesiyle April' ın hışmından sadece bir esaslı tokatla kurtulmuştum.

April' ın yaptıklarına karşı her zaman ki gibi sus pus kalmıştım. Neyse biraz kefaretle Sam' i kelepçelerden kurtarıp evin yolunu tutmuştuk. Yolda ne ben bir şey sormuştum ne de o bir şey demişti. Yol boyunca ikimizde sus pus kalmıştık...

YILLAR SONRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin