26 .bölüm

207 7 0
                                    

Denizin ağzından devam

Arabamı parkedip aşşağıya indiğimde bizim grubun , okul bahçesinde bulunan herkesin bana baktığını farkettim . Az biraz utanmış olabilirim ama hiç çaktırmadan bizim  grubun yanına doğru gittim .  Onlara yaklaşmadan Eflin ve Selen yerinden fırlayıp yanıma gelip sarıldılar. Selen

"Öncelikle hangi delikteydin len sen ve  koca bi OHaaaa......

 Neden diyiceksin şimdi birincisi o bebeğin senin olduğunu söyleme yoksa kalpten giderim ikincisi yüzünün bu hali ne ölüden bi farkın yok tek fark toprak altında olman gerekirken toprak üstünde olman ve üçüncüsü ne diye aramıyosun  lan bizi ne kadar merak ettik  seni bu iki gündür  haberin varmı ?" dedi. Haklılardı ama yaşadığım şeylerde hiç kolay değildi  kızlarla beraber çardağa doğru yürürken

"Hele bi oturim konuşuruz ilk soruna gelince  aynen öyle kuzu o bebek bana ait geçmiş doğum günü hediyem diğer soruları Egemeni gördükten sonra cevaplarım olurmu ? "Eflin

"İyi bakalım dediğin gibi olsun canısı zaten bizde istemediğin kadar soru  biriktirdik o yüzden bekliyebiliriz "diyip kıkırdamaya başladılar. Allah bilir beyinlerinden neler geçiyor . Bizim gruba döndüğümde  Egemenin yanına gidip babamın yokluğunu , sıcaklığını kardeşimde bulmak istercesine sıkı sıkı sarıldım . Egemen ilk afallasada sonra oda benim gibi  sarılıp güç vermek istercesine sıkı sıkı sardı bedenimi . Kulağıma doğru eyilip

"İyimisin ablam "dediğinde içimde bulunan acı daha dayanılmaz boyuta ulaştı . Gözlerimi zorluyan tuzlu yaşlar dökülmek için çabalarken kimsenin o göz yaşlarını görmesine izin vermemekte kararlıydım.   Ne kadar istemesemde  kardeşimden ayrılıp

"İyi değilim  ama olucam canım ama konuşmamız gereken önemli konular var "dediğimde

"Biliyorum  hissediyorum abla iyi olmadığını ama seni bu kadar üzen kişinin Ateş abim  olduğunu söyleme yoksa ilk kez ona yumruğumun tadını baktırıcam ,
vede  aynı şekilde benimde soracaklarım var  ama ilk olarak neden iki gündür kendini o odaya kapattığını açıklamayla başlıyabilirsin  "

dedi. Ardındanda kolumdan tutup oturduğu yerin yanına benide oturtup cevap vermemi bekledi. Nasıl söylenirdiki annemiz yaşıyo ama yaşayan annemiz bizim gerçek annemiz değil bizi kullanıp babama ait olan herşeyi üzerine alıp ortadan kaybolan başkasıyla evli olan bir kadınmı diyicektim yada ikimizden ayrı 3  üvey kardeşimizin babalar farklı anneler farklı nasıl üvey kardeş oluyorsa artık bilmiyorum bize bunları  yaşatanların bi diğer suçlusu da  o olduğunu mu anlatıcaktım  . İki gündür zaten yeterince bu düşüncelerin altında ezilirken birde ona anlatıp çıkmazamı giricektim. Belki belki anlatmamalıydım ama mecburum anne dediğimiz kadının gerçek yüzünü onunda bilmesi gerekiyordu. O yüzden derin bi nefes alıp tek seferde anlatmaya karar verdim.

"Egemen ablacım hiç sözümü kesmeden dinle . Burda bulunanlardan gizli saklın olmadığını biliyorum  ailen olarak gördüğün kişilerinde bilmesinde senin açından sakınca yoksa benim açımdanda sorun yok , sanırım .  Asıl konuya gelirsek eğer nasıl söylenir nasıl anlatılır bilmiyorum ama  kısa özet geçicem anne dediğimiz kadın bizim öz annemiz değil daha doğrusu  anne dediğimiz kişi başka biriyle evliyken ondan kaçıp babamızın yanına sığınıyo onunla evleniyo bize 6 yıl boyunca annelik yapıyo babamız öldükten sonra babamıza ait bütün mal varlığını üzerine geçirip tekrar eski kocasına daha  doğrusu hiç ayrılıp boşanmadığı kocasının yanına gidiyo. Ayriyeten 3 üvey kardeşimiz var ne kadar üvey oluyor bilmiyorum  ama sahte annemizin sahte çocukları . İki gündür bunu öğrendiğim için odamdan çıkmıyordum ki her şeyi yerli yerine oturtup ona göre hareket edebileyim diye . Şimdi ise İzmire sahte annemizi ziyarete gidiyim bi çayını içiyim dedim ve bunları seninde bilmen gerektiğini düşündüğüm için gitmeden önce yanına gelmeye karar verdim ."

MasumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin