Gettin’ heavy with the devil.
Müdür , karşısındaki 2 çocuğa baktı. Birbirlerinin tam zıttı olan iki çocuğa. Birinin gömleği sosa bulanmıştı. Diğeri ise öfkeden kızarmış bir şekilde duvardaki tablolara bakıyordu.
‘’Evet, senden başlayalım Kyungsoo,’’dedi müdür. Kyungsoo kafasını eğdi. Başlıyordu işte. ‘’Bir daha kavga etmeyeceğine dair söz vermiştin bana. Ama görüyorum ki…’’
‘’Ben kavga falan etmedim.’’
‘’Bana sataşan sendin,’’dedi Sehun. Sesi tıpkı bir tıslayan yılan sesine benziyordu. Parmağıyla Kyungsoo’yu işaret etti. ‘’Üstüme yemek döktü.’’
‘’Bilerek olmadı dedim ya. Yerdeki tabelayı görmedim. Yerler kaygandı ve basınca kaydım. Şimdi bu benim suçum mu? Sinirlenip bana bağıran ve beni öfkelendiren de sendin.’’ Kyungsoo sözcüklerin üstüne basarak söyledi.
‘’…’’ Sehun derin bir nefes aldı.
‘’Her neyse. Yarın ikinizde öğle yemeğinden sonra kavga ettiğiniz için kütüphanede nöbetçilik yapacaksınız. Hım… 4. dersten 8. derse kadar.’’
Kyungsoo kendine hâkim olamayarak,
‘’Yuh!’’diye bağırdı, müdür ona bakınca kafasını çevirdi.
‘’Ve… Son olarak, Kyungsoo-ya,’’dedi müdür, ‘’Bu gerçekten son uyarım. Bir daha kavga ettiğini yada diğerlerine sataştığını görürsem… Okuldan uzaklaştırılırsın yada atılırsın. Anlaşıldı mı?’’
Kyungsoo olumlu anlamda kafa sallarken Sehun sırıttı.
‘’Şimdi gidebilirsiniz,’’dedi adam elini kışkışlarmış gibi sallayarak, ‘’Sehun-ah, sende gömleğini değiştir.’’
Ve çocuklar odadan çıktılar.
Kyungsoo’nun yüzü öfkeden hala kıpkırmızıydı. Küçük adımlarla onu yemekhaneden bekleyen Kris’e doğru yol aldı.
Kris sandalyeye oturmuştu, gözleri dalmış bir şekilde duruyordu. Kyungsoo birden yanına oturunca irkildi.
‘’Ne oldu?’’diye sordu ona. Koca gözlü çocuk derin bir nefes aldı.
‘’Lanet olası ceza verdi. O gerizekalıyla 4 saat boyunca bir kütüphanede bulunmak zorundayım. Kitapların iğrenç kokusu ve etrafta uçuşan tozlar da dahil.’’ Kyungsoo homurdandı.
Kris güldü. ‘’Seni de hep böyleleri buluyor, Kyungsoo.’’
‘’Evet,’’dedi koca gözlü çocuk alt dudağını ısırarak, ‘’Beni hep böyle salaklar buluyor. Ben her zaman böyle aptallarla uğraşmak zorundayım. Tanrım.’’
Kris ayağa kalkıp gerindi. ‘’Sınıfa gitmemiz gerek, hadi.’’
Masadan kalkıp kapıya doğru ilerlediler.
***
‘’Kai…’’ Luhan kesik kesik nefesiyle mırıldandı. ‘’ Üşüyorum.’’ Yanında uyuklayan çocuk Luhan’ın kokusuyla bezenmiş çarşafı minik bedenin üstüne çekti. Daha sonra kollarını ona doladı.
‘’İyi mi?’’Diye sordu soğumuş burnunu onun yanağına sürterek.
Luhan gülümsedi. ‘’İyi.’’ Kai’nin büyük elini tuttu ve kısa parmaklarıyla onun eline kenetledi.
‘’… O çocuktan kurtulacağız Luhan.’’
Luhan dün olanları hatırlamıştı. ‘’…’’
‘’Sana zarar vermesine izin vermeyeceğim. Biliyorsun, değil mi?’’ Kai gülümsedi ve parmağının yan kısmıyla çocuğun yumuşak yanağını okşadı.
‘’Biliyorum Kai. Bu yüzden korkmuyorum.’’ Luhan gülümsedi. Elini uzattı ve sevgilisinin yumuşak yanağını okşadı. ‘’Beni koruduğun için teşekkür ederim.’’
Kai güldü. ‘’Benim için büyük bir zevk bu.’’ Çocuğun yumuşak omzunu öptü ve daha sonra kafasını yasladı. Daha sonra, ‘’Aslında,’’diye mırıldandı sarı saçları okşamaya devam ederek, ‘’Ben orada bir şey yapmadım. Lafları sokan sendin.’’
Luhan güldü. ‘’Ona yumruk attın, unutma.’’ Vücudunu ters çevirdi ve ona döndü. Şuan Kai’nin kucağında tıpkı bir bebek gibiydi. Soğuk elini kaldırıp Kai’nin yanağındaki yaraya dokundu. Esmer çocuk ürperip geri çekildi. Yara kabuğunun altında adeta kaynayan kan, Luhan’ın parmaklarını yavaşça ısıtmıştı. ‘’Acıyor mu?’’diye sordu çocuk.
‘’Sadece sızlıyor,’’diye cevapladı Kai gülümseyerek.
‘’İyileştireyim mi?’’diye fısıldadı Luhan.
‘’Elbette.’’ Cevabı duyan Luhan yaklaşıp onu boynundan kavradı ve yaklaştı. Dolgun ve seksi dudaklarla, pembe ve sevimli dudaklar birleşince yumuşak bir ses çıktı. Luhan geri çekilip ısınmış dudaklarını kuruyan, sıcak yaraya bastırdığında Kai kıkırdadı. Bu gerçekten iyi hissettirmişti.
‘’Nasıl?’’diye sordu Luhan. Kai gülümsedi ve onun yanağını okşadı.
‘’Çok güzel.’’
Bir süre daha konuştuktan sonra Kai başını Luhan’ın sıcak boynuna gömdü ve uykuya daldılar.
***
Sehun yemekhanede tek başına oturuyordu. Yiyeceklerle dolu tepsisi önünde dokunulmamış bir şekilde duruyordu.
Gözleri 3 masa ötedeki Luhan ve Kai’nin üzerindeydi. Yumuşak hareketlerle Luhan’ın güzel vücudunu inceledi. O küçük bedeni becermek en büyük hobilerinden biriydi. Uzun zamandır seks yapmamıştı ve kendini eliyle tatmin etmesi de gururunu zedeliyordu. O muhteşem vücuda çok ihtiyacı vardı.
Biraz daha düşündükten sonra bakışlarını etrafta gezdirdi, kavga ettiği Kyungsoo’yu, sınıftaki gizemli bakışlı Tao’yu ve onunla birlikte konuşan Kris’i yani Kyungsoo’nun ekürisini gördü.
Ama Sehun’un gözleri Kyungsoo’ya takılmıştı. Deli gibi bakan gözlerine. Kai’ye bakıyordu. Ve bakışlarıyla Kai’yi becermişti bile.
Sehun güldü. Şuan elinde kocaman bir fırsat vardı.
***
‘’Lanet olsun!’’ Kyungsoo eline aldığı kitaptan yayılan tozlar burnuna dolarken homurdandı.
Sehun tozlu sandalyeye oturmuş ona bakıyordu. Kyungsoo eline aldığı toz alma fırçasını kitapların üstünde gezdirdi.
‘’Hey sen! Kalkıp yardım etsene bana!’’diye bağırdı Sehun’a.
Sehun hiçbir tepki göstermeden ayağa kalktı ve kitaplara yöneldi. Öğretmenin bir kutu içerisine bırakmış olduğu temizlik bezini aldı ve raflara yürüdü.
Beyni düşüncelerle doluydu.
‘’Tozlardan nefret ediyorum… Bu ne pislik?!’’diye homurdanmaya devam etti Kyungsoo.
Büyük bir sessizlik oldu.
Sehun toz beziyle tozları temizlerken duyulabilir bir volüm de mırıldandı.
‘’Kai…’’
Bu sözcüğü duyan Kyungsoo kafasını çevirip ona baktı. Gözleri daha da açılmıştı.
‘’Kai dedim, öyle değil mi?’’diye mırıldandı Sehun ona bakarak, ‘’Bu ismin senin için iyi bir anlamı olduğunu biliyorum.’’
‘’…’’ Kyungsoo cevap vermedi.
‘’Bakışlarını gördüm. Ona… Nasıl baktığını…’’
‘’…’’
‘’Seni reddetti, değil mi?’’
‘’…’’
‘’Seni reddettiğini biliyorum. Bakışlarından her şey anlaşılıyor.’’
‘’…’’Kyungsoo sessizliğini garip bir şekilde koruyor ve ona bakmaya devam ediyordu.
Sehun gülümsedi. Koca gözlü çocuk, onun tıpkı bir psikopat gibi gülümsediğini düşünmüştü.
‘’Kyungsoo’ydu değil mi?’’
‘’Evet,’’dedi Kyungsoo.
‘’Pekala,’’diye mırıldandı Sehun, ‘’Benimle bir anlaşma yapmak ister misin Kyungsoo?’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Going to Hell
Fanfiction*Tanıtım* O yalnızdı. Dışlanıyordu. Nedenini ise kimse bilmiyordu. Dışlama ve insanlardan uzak durma sebebi ise onlardan farklı olması ve insanların önyargılı olmasıydı. Canının yanmasından korkuyordu. Yine aynı acıları yaşamaktan korkuyordu. Karanl...