Dördüncü Bölüm

252 28 24
                                    

Hafta sonunun getirdiği mutluluk ve huzur harika bir duygudur. Fakat bunlar bu hafta sonu için geçerli değildi. Hala ekibim için bir kişi eksikti fakat ona gerçekten ihtiyacım olup olmadığından emin değildim. Şu ana kadar ekibimde geçmişte sıkışıp kalmış çaresiz insanlar vardı. Aldığım intikam sonrasında beni ayakta alkışlayabilecek insanlar. Fakat söz konusu Woo Ji Ho'nun çok yakınında bulunmuş bir kızsa güvenmek için acele etmemek gerekirdi. Üstelik akıllı biriydi. Eğer ne yapmaya çalıştığımı anlarsa o zaman işim bitebilirdi.

Elimdeki defteri masanın kilitli çekmecesine koyup çekmeceyi tekrar kilitledim. Pekala bir yola çıkmıştım ve geri dönmek için geç kalmıştım. 'Huysuzluk yapma J.'  Buzdolabından bir şişe su çıkardım. Tüm gece uyuyamadığım için yorgun hissediyordum. Duş almak içinse fazlasıyla meşguldum. Tam olarak ne yapmam gerektiğini bilmesem de bir yerden başlamam gerekiyordu. Araba anahtarlarıma uzandım ve kararlılığım ucuz bir parfüm gibi uçup gitmeden ekibimin son üyesini almak için yola çıktım.

*

'' Ne düşünüyorsunuz Bayan Lee Sung Kyung ?''

Karşımdaki genç kıza baktım. Oldukça narin ve sevimli duruyordu. Fakat onu aramak için Polis Akademisine geldiğimde herkes onun bir aslanla dövüşebilecek güçte ve bir tilkiyle saklambaç oynayabilecek kurnazlıkta olduğunu söylemişti. Onun ne kadar akıllı olduğunu araştırmalarım sonucu görmüştüm. Bu akademinin yazılı sınavında çok iyi bir iş çıkardığı için birinci olarak kabul edilmişti. Uygulamalı sınavda ise aynı şekilde iyi bir iş çıkarmış fakat yumrukları yerine aklını kullanmayı tercih eden birisi olduğundan fazla önemsememişti.

Yine de bu onu takımımda istememe neden olacak kadar iyi bir sebepti. Diğerlerine nazaran bir işi ve etrafında sevdiği insanların olması ' acaba hala Seven Seasons için çalışıyor mu ? ' sorusunu sormama neden olmuştu. Öyle bile olsa yine de yardımı dokunabilirdi. Yapmam gereken şey ona sezdirmeden hareket etmekti.

'' Kulağa oldukça eğlenceli olacak gibi geliyor. Bunun yanı sıra bugün son gününüz. Bu kadar kısıtlı bir süre içerisinde başka birini bulmanız zor olacak gibi görünüyor. Tam anlamıyla bana ihtiyacınız var, o yüzden kabul ediyorum. ''

Karşımda kafesinin içerisinden kükreyen bir aslan görüyordum. Yüzüme alaycı bir gülüş yerleştirdim. Benimle boy ölçüşemezdi fakat bunu ona kanıtlamaya ihtiyacım yoktu. Bu sadece iki kadının basit kavgası olarak görüldü o kadar. Onu bir sirke götürdüğümden habersiz bu aslana dikkatlice baktım. 

'' Harika. Lütfen eşyalarınızı toplayın ve benimle birlikte karakola gelin. Diğerleri bizi orada bekliyor. ''

Ayağa kalkarken konuştum. Diğerlerine bir kaç saat önceden karakolun konumunu atmıştım. Bizim için oluşturulan ofisi benden önce görmüş olmaları süprizi biraz bozsa da artık kartlarımı topladığım için oyuna başlayabilirdim.

*

Herkesin önüne dosyaları dikkatlice yerleştiren Sung Kyung'a baktım. En küçüğümüz olduğu için bu tip işleri ona yaptırmamda bir sakınca görmüyordum. Zaten o içeri girdiğinden beri herkesin gözü üzerindeydi. Dikkat çekmeyi sevmezdim ama ben dikkat çekmiyorsam kimsenin çekmesine gerek yoktu. 

'' Önünüzdeki dosyaya iyi bakın. Bu olay dört yıl önce gerçekleşmiş. Dedektiflerin bulduğu şeyler basit ipuçlarından ötesi değil. ''

Elimdeki kumandayla sunumu açtım. Kurbanların fotoğrafları ve ek bir kaç yazı bulunan sunumda aslında ihtiyacımız olan her şey vardı.

'' Kurban Kim Pil Won. Öldüğünde 46 yaşındaymış. Vücudunun çeşitli yerlerine cam kesiği yaraları var. Boğazında ise ince bir iple boğulduğuna dair işaretler var. Öncelikle buna benzer olaylar olup olmadığına bakacağız. ''

BERMUDA TRIANGLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin