Sung Kyung’un sorgusu ardından bitkin düşmüştüm. Bunun sebebi ne bir itiraf ne de bir itiraz çıkmış olmasıydı, narin dudakları arasından. Bunu ona başkasının - başkasından kastım artık anlaşılıyordur.- yaptırmış olmasıydı. Ona bunu sorduğumda doğrudan gözlerime bakmıştı. Normalde duvarda gezinen bakışları o sorudan sonra üzerimde kilitlenmişti. Vakit kaybetmemek adına sorguyu kısa kesmiş ve nefes almak adına dışarı çıkmıştım. Henüz Şef Han ile görüşmemiştim. Muhtemelen o büyük görüşme sonrası kovulurdum.
Özel bir ekibin üyesi suça karışmışsa ekibin dağılmasından başka çözüm yolu yoktur. Gerçi bu davada resmi olarak ekip şeklinde çalışmamıştık. Bu davaya bütün karakol ortak olmuştu. Tek başıma ceza çekmeyecek olmam içimi bir nebze dahi rahatlatmasa da hava almak iyi gelir diye düşünmüştüm.
Bahçenin sessiz yerine örgütlenmiş insanların yanına gittim. Bunlar ekip arkadaşlarımdı. Onlar arkadaşımdı. Birini bile arkamda bırakacak olmak bana ters düşüyordu.
‘’ Selam çocuklar.’’
Neşesiz çıkan ses tonumdan memnun değildim. Gerçi kimse bunu umursamış gibi görünmüyordu. Hepsiyle kısaca göz göze geldim. Minho’nun elinde yavaşça tüten sigaraya uzandım. Sigara artık benim dudaklarıma hapsolduğunda gerçekten bir şeyleri iyileştirebileceğine inanmıştım. Tek yaptığı acı tadını ağzımın içine bırakmasıydı.
Yaptığıma anlam veremeyen bakışlar arasında sigarayı bir kaç kez daha içime çektikten sonra henüz bitmemiş sigarayı yere attım ve ayağımla ezdim.
‘’ Sigara içmemelisin, bu sağlığa zararlıdır. ‘’
Oluşan sessizlikte hepimiz bir şeyler düşünüyor gibiydik. Onlar ne düşünüyordu bilmiyordum ama benim acilen bir şeyler yapmam gerekiyordu.
‘’ Gidip Kang Choa’yla konuşalım. Beklemekle vakit kaybedemeyiz. ‘’
‘’ Ama polise kapı açmıyor. ‘’
‘’ İşte bu yüzden gitmeliyiz. Bir şeyler biliyor olabilir. Belki Sung Kyung’un masumluğunu ispatlayabiliriz. ‘’
‘’ Şef Jung, gerçekten Sung Kyung’un masum olduğuna inanıyor musu--’’
‘’ Taeil. Bu konu hakkında konuşmayalım. En azından bir şeyler kesinleşene kadar. ‘’
Sessizce başıyla onayladı Taeil. Ağır adımlarla ekip arabasına ilerledik. Ön koltuğa, hackerlık görevi yanında şoförlük yapan Taeil’in yanına oturdum. Emniyet kemerimi takmak üzereyken bulunduğum taraftaki camın tıklatılmasıyla irkildim. Camı indirip baktığımda Savcı Kwon’un yüzünü görmeyi hiç beklemiyordum.
‘’ Bir yere mi gidiyorsunuz Memur Jung? ‘’
‘’ Benimle bir işiniz mi var Savcı Kwon? ‘’
Normalde soruma soruyla karşılık verilmesinden nefret ederdim. Zaten kim severdi ki? Yine de yalan söylemekten iyiydi. En azından iyi bir yalan söylemek için vakit kazanıyordum.
‘’ Kang Choa’nın evine gidiyorsunuz değil mi? ‘’
Sanırım yakalanmıştık. Normalde karakolda oturup azar işitmemiz gerekirken biz hala suç peşindeydik. Sanki işimizi doğru yapıyormuşuz gibi…
‘’ Pekala, hızlı olun. 48 saatiniz var. Bu işi çözün yoksa polis kimliklerinizi bırakmak zorunda kalacaksınız. Yazık olacak. ‘’
Sanki bize iyilik yapıyormuş gibi hissettiğine emindim. Oysa ki sadece yapması gereken şeyi yapıyordu. Sahte bir gülümseme ve teşekkür sunduktan sonra Kang Choa’nın evine yol aldık. Yol boyunca hepimiz kapıyı nasıl açtıracağımıza dair fikirler türettik. Henüz bir karara varamamıştık . Kang Choa’nın evine vardığımızda doğal davranacaktık ve öyle de yaptık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERMUDA TRIANGLE
Mystery / ThrillerEtrafında ki herkese güvenebilir misin ? Yoksa başından beri güvenmen gereken gördüğün tuhaf rüyalar mıdır ? Aslında kendine bile güvenemeyeceğin bir üçgenin tam ortasındasın. BERMUDA ÜÇGENİ " Yatmadan önce yatacağın yere iyi bak. "