On Yedinci Bölüm

147 21 12
                                    

Gözlerimi açtım. Yıllardır uyuyor gibiydim. Gözlerimi ovuşturup etrafı görmek istedim fakat bir şey ellerimi kıpırdatmamı engelliyordu. Belki vücudum uyuşmuştur diye düşündüm. Kendime gelmek için belki on belki yirmi dakika bekledim. Beklediğim süre zarfı boyunca vücudumun belirli bölgelerindeki ağrılar keskinleşiyordu. Bana ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu.

Uzun uğraşlar sonucu, gözlerim net bir şekilde etrafı görmeye başladığında daha önce hiç bulunmadığım bir odada olduğumu fark ettim. Oturduğum yerden doğruldum ve etrafa göz attım. Büyük bir odaydı. Etrafta rastgele eşyalar vardı. Sağ tarafımda kalan duvarda büyük sayılabilecek bir ekran vardı. Tavana sabitlenmiş kameraların açık olduğunu belli eden ışık yanıp sönüyordu. Ben etrafı kolaçan etmek için adımımı atmıştım ki bir cızırtı kulaklarımı sağır etmeye başlamıştı. Sağ tarafımda kalan ekran açılmıştı.Yönümü o tarafa çevirdiğimde ekranda birisi belirdi. Yüzünü kapatan maskesi yüzünden kim olduğunu anlayamıyordum. Konuştuğunda sesinin de değiştirilmiş olduğunu fark ettim.

‘’ Hoşgeldin Jayme Jung, ya da Jung Jaeyeon mu demeliydim. Burası senin için özel tasarlanmış bir kaçış evi. Evet yanlış duymadın, buradan kaçman için tam 6 odanın gizemini çözmen gerekecek. Her odada hayatın hakkında büyük gerçekleri ortaya çıkarabilecek kasetler saklı. Tabii bunlar sadece kopyası. Eğer sana verilen zamandan önce bu evden kaçamazsan kasetler polise teslim edilecek. İşte o zaman kaçman gereken tek yer burası olmayacak. İyi şanslar !”

Ekran tekrar karanlığa büründü. Kapının üzerindeki dijital saat yandığında sanırım çok vaktim yoktu. “ 48:00,47:59,47:58…” Zamanım hızla tükenirken buradan nasıl çıkacağımı bulmak için etrafı gezdim. Burası bir ofise benziyordu. Bir çalışma masası, bilgisayar, mini buzdolabı, mikrodalga fırın, akvaryum, kitaplık ve duvarlarda tablolar vardı.

Önce çalışma masasına bakmalıydım. Üzerinde duran bilgisayar açıktı ve şifre girmemi isteyen bir ekran vardı. Çekmecelere yöneldim. İlk çekmece açıktı fakat içi boştu. İkinci çekmece açıktı ve içinde bir kağıt ve donmuş tavuk eti vardı. Kağıda baktığımda Çin mitolojisine dair yarım bırakılmış bir paragraf vardı. ‘Çin mitolojisinde üçleme’ başlığı altında yazılanları okuduğumda bana çok da yabancı gelmemişti bütün bunlar. Donmuş tavuk etini elime aldım ve dışında bir şey olup olmadığından emin oldum. Belki de içinde bir şeyler vardır diye düşündüm ve onu açmak için etrafa bakındım. Belki mikrodalga buzu eritmeye yardımcı olabilirdi. Tavuğu mikrodalgaya koydum ve elimdeki kağıtla etrafa bakındım.

O sırada gözüm tablolara ilişti. Çin mitolojisiyle alakalı bir sürü tablo vardı. Hepsine tek tek bakmak zaman alacaktı. ‘ Çin mitolojisinde üçleme’ doğru olduğunu düşündüğüm tabloya elimi uzattım.

Tablonun arka tarafında bir şey bulamayınca içini açmak için kesici alet aramaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tablonun arka tarafında bir şey bulamayınca içini açmak için kesici alet aramaya başladım. Bir yandan da dijital saate gözüm kayıyordu. ‘37:54,37:53…’ Sanırım başından beri en zorlandığım kısım kesici alet bulma kısmıydı. Akvaryuma baktım. İçinde yüzen bir kaç balık vardı. Fakat onları düşünecek zamanım yoktu. Beni tehdit ettiklerine göre ellerine iyi bir koz vardı. Bunun yanı sıra kendimi kontrol edemiyordum, vücudum fazladan adrenalin salgılıyor gibiydi sanki. Akvaryumu büyük bir gürültüyle yere attım. Kırılan parçalardan birini elime aldım ve tablonun arka tarafındaki kısmı kestim. Elimi tablonun içine daldırdım ve ne aradığımı bilmeden kurcalamaya başladım. Bir çakmak ve bir not kağıdı buldum. Kağıdın üstünde ‘ Gerçekleri açığa çıkarmak için ateşe ver. ‘ Yazıyordu.Neyi ateşe vermeliydim? Ben düşünürken o sırada mikrodalganın işini tamamladığını gösteren alarmı öttü. Koşar adımlarla mikrodalgaya yöneldim ve hala çok sıcak olan tavuk etine uzandım. Elim yanmıştı ve eti yere düşürmüştüm. Kırdığım cam parçalarından büyük olanı aldım ve eti yerde ikiye ayırdım. Haklıydım içinde bir kağıt vardı.

BERMUDA TRIANGLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin