Üçüncü Bölüm

231 28 18
                                    


Song Minho 1993, Kang Seungyoon ise 1994 doğumluydu. İkisi de Gyeongju'da polislik yapmışlar. Hatta öyle davalarda çalışmışlar ve başarılı olmuşlar ki son yıllarda şef onların daha iyi bir eğitim alması için Seul'e bile yollamayı düşünmüş. Peki şimdi neden mi kimsenin bilmediği bir yerde züppe gibi yaşıyorlar ? Haklarında yolsuzluk iddiaları çıkmış. Bu tüm memleketi hüzne uğratsa da kimse onlar hakkında tek kelime etmemiş. Eminim herkes üç kuruş için gece boyunca çalışan polislerin maaşından haberdardır. Nasıl olur da içi tıpkı krallık kadar büyük bu villada yaşıyorlar ? Cevap basit ; Seven Seasons.

Elimde tuttuğum narin kahve fincanını dudaklarıma götürdüm ve on dakika öncesi kadar sıcak olmayan kahveden bir iki yudum aldım. Bizi içeri davet edecek kadar kibarlardı. Fakat sadece hepsi buymuş gibiydi. Çünkü Minho'nun bakışları sürekli kırpıştırdığım gözlerimi delip geçecek gibiydi. Bakışlarında nefret sezmiyordum. O sanki korktuğu için güçlü davranan birine benziyordu. Seungyoon ise kırılacak bir porselen bebeği andırıyordu bana. Hareketleri Minho'nunkilere oranla daha zarifti.

O sırada aklıma bu ikisinin çift olup olamayacağı geldi. Yoksa aynı yerde bile doğmamış iki insan niye aynı evi paylaşsın ki ? Bildiğim kadarıyla aileleri vardı. ' Senin arkadaşın yok diye neden insanların arkadaşlıkları hakkında şüphe duyuyorsun aptal.' İç sesim yine haklı gibi gözüküyordu. Burukça gülümsedim.

'' Bayan Jung. Bizimle ne hakkında konuşmak istiyorsunuz ? ''

Bakışları kadar sesi de sert olan Minho sonunda konuşmaya karar vermişti. Şuan nazlı bir kız çocuğu gibiydim fakat bunu onlara reddedemeyecekleri bir şekilde söylemek istiyordum ve hala bunu nasıl yapacağım hakkında bir fikrim yoktu.

'' Ben Suwon Karakolunda Profil uzmanı olarak çalışıyorum. ''

Nefesimi düzene soktum ve elimle Taeil'i gösterdikten sonra devam ettim.

'' Bu da arkadaşım Lee Taeil, bilgisayar mühendisi. Ben kendi ekibimi kurup açıklığa kavuşmamış  bazı eski dosyalar üzerinde yeniden çalışmak istiyorum, bu yüzden Taeil'e benimle çalışması konusunda yardım istedim. Şimdi aynı soruyu size yöneltmek istiyorum. Benimle çalışmak ister misiniz ? ''

Song Minho alaycı bir şekilde gülerken Kang Seungyoon'un dudakları 'o' şeklini almıştı.

'' Buna izniniz var mı ? Yani biliyorsunuz biz görevde bile değiliz. Tekrar başka bir yerde görev başı yapmamızı teklif etmeniz bana biraz sahtekarlık gibi geldi. ''

Hiç soru sormadan kabul eden Taeil'e sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha fark etmiştim.

'' Elbette iznim var. Henüz yazılı bir belge olarak size sunamam fakat eğer bu hafta bitmeden ekibimi toplarsam Şef Han üstlerine bu konu hakkında sorumlu olduğunu belirten bir rapor yollayacak. Bana güvenmemeniz normal. Ama sizi bulmak kolay olmadı ve sizin ne kadar harika işler çıkarttığınızı da biliyorum. ''

Egolarının başkası tarafından tatmin edilmesi her insanı mutlu ederdi. Minho Seungyoon'a baktı. Daha sonra bardağına uzandı ve son kahve yudumunu kafasına dikti.

'' Neden farklı bir ekip kurmak istiyorsun ? ''

Taeil'e verdiğim cevabın aynısını versem bu macera için biraz sıkıcı olurdu. Fakat aklıma başka havalı bir cevap gelmiyordu.

'' Sadece eğer iyi bir ekibe sahip olursam elimizdeki davaların hepsini çözebileceğime eminim. Biraz yardıma ihtiyacım var .''

Başımı önüme eğdim ve bir perinin benim yerime değnek sallayıp her şeyi halletmesini bekledim.

BERMUDA TRIANGLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin