DM-19

201 24 12
                                    


EVREN'DEN :

Evet artık şu sihirli iki kelimeyi duymak istiyordum.Nasıl oldu,ne oldu da şuan deli gibi onun ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordum ki? Ya da şu içim içime sığmazken çocuk gibi delice bağırma hissi de neyin nesiydi?Ya kalbim ne zamandan beri bu kadar sıkıyordu beni?Nefesim sanki kesilecek gibi geliyordu gözlerini bana diktiğinde ve evet ben tam şuan o anlardan birini yaşıyordum.

Kalbim sanki saatlerce hiç durmadan koşmuşum da bu yüzden ritmini bir türlü düşüremiyordu.Karnım bir fil ordusu tepmiş gibi kasılıyor,onun kokusuyla mayışıyordum.Ah Emir İlhan! bana ne yapıyorsun sen böyle?

''Evren ben seni se...''

Kulagımı şu iki kelimeyi duymak için sonuna kadar açmıştım.Tabi algılarımı da.Hoş onlar her zaman açıktı ama söz konusu Emir olduğunda her şey değişiyordu.Kulağımı beklediklerim yerine bilindik İphone müziği doldururken gözlerimi sıkıca yumdum.Ah hadi ama şaka mıydı bu?Her seferinde konuşmamız bir telefonla bölünüyordu ve bir daha bu konuşmayı yapmak için aradan günler geçmesi gerekiyordu sanki.Zaten Emir'in ağzından lafları sanki cımbızla çeker gibi zorla alıyordum.Daha fazla kendime hakim olamadım ve

''Açma.''

Diye mırıldandım.Sesim o kadar istekli çıkmıştı ki bir an kendime bütün küfürleri saydirdim.Neden bu kadar istekli oluyordum ki onun gözünde.Tabi elim de istemsiz bir şekilde telefonunun üstüne gitmişti.Bakışları önce bana daha sonra telefonu tutan elime kaydı.Hiçbir tepki vermeden telefonu yavaşca elimin altından çekip kulağina götürdü ama ne yanımdan ayrılmıştı ne de bakışlarını üzerimden çekmişti.Hatta tam aksine gözlerini ısrarla gözlerime dikmişti.Yüz ifadesi her zaman çatık bir çehreye ev sahipliği yapsa da bu ifadesi beni korkutmuyordu.

''Baba eğer önemli değilse sonra konuşalım.Gerçekten çok önemli bir işim var.''

Babası...Bir tek babasıyla konuşurken ses tonunu bu kadar normal bulmuştum.şuan ki ses tonuyla her zaman emir verir tondaki sesi bir değildi.Kesinlikle babasına değer veriyordu.Tıpkı benim gibi.Ah hadi ama ne saçmalıyorum!Emir benim için önemli demişti.Hem de babasına!

''Geliyorum.''

Telefonu cebine sıkıştırdığında gideceğini anlamıştım.Lanet olsun neden telefon diye bir şey vardı sanki.Bakışlarıyla kısa bir süreliğine çevreyi süzdü sonra bana dönerek yavaşça çenemi kavradı.Uzun parmaklarının dokunduğu yerler ateş gibi yanmaya başlarken kalbimin sesini dışarı duyurmaması için her şeyi yapabilirdim.Irislerini benimkilere sabitledi.

''Bu durum canımı sıkmaya başladı.'' Evet kesinlikle benim de canımı sıkmaya başladı.Of ne diyordum ben.Neden beynim işlevini yerine getirmiyordu.''Gitmeliyim ama en kısa sürede bunu konuşalım.''
Hiçbir şey soyleyemiyordum sadece dilimi yutmuş gibi başımı sallamakla kalıyordum.

Emir görüntü alanımdan çıkarken bir süre olduğum yerde bekledim.Bana beni sevdiğini söyleyecekti!Evet!Evet!Evettt!Yerimde ufak çığlıklar atarken daha fazla delirmeden Spor salonuna doğru ilerledim.Sanırım içimde kopan firtınayı yüzerek atabilirdim.

☀ ☀ ☀

''Off olmuyor...Bulamıyorum işte!'' Elimdeki kalemi sinirle sıranın üzerine fırlattım ve geriye yaslanarak bir süre karalamalarla dolmuş test kitabımı inceledim.''Bakayım bir.'' Derin test kitabımı önüne doğru çekerken ben de boş bakışlarımı sınıfa dikmistim.

''Evet 14'den 2'yi çıkarıp 10 bulursan tabi ki olmaz.'' Başımı hızla Derine çevirdim ve gösterdiği yere baktım.İslem hatası yapmıştım.İnanamıyorum ben işlem hatası yapmıştım.''Şu hale bak öldürmüşsün kızım kitabı.Artık ne kadar taktıysan Emir'e?''

Dört MevsimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin