'' Kancalı elini savurduğu anda adamın kafatası çene kemiğinden ayrılarak, beyninin yarısıyla beraber yere düştü. ''
Chloe çığlık atarak kafasını Sabrina'nın omzuna gömdü. Diğer herkes titreyen göz bebekleriyle korkunç bir şekilde genç kızı izliyorlardı. Kamp ateşinin külleri, yüzünde parçalara ayrılıyor ve karanlık gölgesini daha korkunç bir hale getiriyordu. Kelimeleri öylesine vurguluyordu ki, Bayan Bustier bile korkmuştu.
'' Yeter artık, Panda. '' dedi irkilmiş bir sesiyle, Bayan Bustier. Ayağa kalkar gibi yapıp ortalığı sakinleştirmeye çalıştı. '' Herkes korktu. ''
Doğruydu. Kim ve Ivan bile bundan hoşlanmış gibi yapmaya çalışsalar bile olayın iğrençliğini düşünüp çığlık atmamak için kendilerini zor tutuyorlardı. Kenarda horlamakta olan ayıdan yeterince korkmuşlardı zaten. Bu hikayeden zevk alan tek kişi, kahkaha atan Panda olmalıydı.
'' Beyin parçacıkları güllerin üzerine dağıldı... ''
'' Hayır, yeter! ''
'' ...ve ölü kafatasının gözü bir yumurta gibi parçalanarak aktı... ''
'' Kes şunu! KES ŞUNU! ''
'' Tamam, tamam... '' Panda, herkesin rahatlaması için ellerini savurdu ve kütüğün üzerinde bağdaş kurduktan sonra hepsine teker teker baktı. '' En azından hikayeyi bitireyim. Bu son, tamam mı? ''
Hepsi homurdanmalar halinde cevap verdi ama Panda bunu '' Tamam '' olarak aldı. Yeniden o gizemli ses tonuna büründü.
'' Kanca, bu sefer elinde kalan son kurbana döndü... genç kıza. Hala sulu beyin parçacıklarının damladığı kancalı eli kanla beraber parlıyordu. Genç kız uzanabildiği bir sopayı alıp siper etti ama nafile... onu kurtarabilecek hiçbir şey yoktu. Kanca, sopayı kancasıyla beraber ikiye ayırdıktan hemen sonra kıza doğru yürüdü. Korkunç şimşekler eşliğinde kancasını kaldırdı ve- ''
Aniden Panda'nın sesi kesildi. Kulaklarını ve gözlerini kapatan bütün korkmuş öğrenciler, merak içerisinde Panda'ya bakıp hikayenin sonunu beklemeye başladılar ve yüz ifadeleri daha korkunç bir hal aldı. Panda da şaşırmış gibi kırmızı gözleri büyümüş, ağzı yavaşça açılmıştı. Onları korkutmak için savurduğu patileri bir heykel gibi havada donakalmıştı. Bir süre sonra ağzının kenarından gözleri kadar kırmızı ve koyu bir sıvı aktı.
Beyaz kostümünün göğsüne uzaktan fırlatılan bir bıçak, herkesin şoka girmesine yetecek kadar korkunçtu. Kostümü yavaşça kırmızıya boyanırken bir süre herkes aynı halinde kaldı ve Panda'nın cesedi oyuncak bebek gibi kütükten arkaya doğru devrildi.
Panda ölmüştü.
Chloe ve Sabrina hiçbir şeyi kavrayamayarak olanları izliyorlardı ki, ikisinin kafasının arasından gelen fısıltıyla beraber bütün buzları çözülüverdi.
'' Bö. ''
Bütün orman gençlerin çığlıklarıyla inledi, hepsi bağırarak ve titreyerek kafalarını saklamaya çalıştılar ve bazıları da kütükten kalkıp koşarak çadırlarına saklandılar. Kızların çoğu korkularından ağlıyor, bazıları da ürkek bir şekilde Panda'nın yerde uzanan cesedine göz atıyordu. Bu hepsi için yeterince büyük bir trajediydi. Süper kahramanın bir grup genç önündeki korkunç ölümü.
Arkalarından gelen tehlikeyi kimse sezemedi, arkalarında bir katil duruyordu.Ve bu katil kahkaha atıyordu.
'' Sakin olun, tamam, komikti ama- '' Panda bir kahkahayla daha sarsıldı ve elini karnına koydu. Yaşaran gözlerini patisiyle sildiğinde eline kafasındaki yaradan bulaşan kanla karışık şeffaf sıvı geldi. '' yeter, tamam! ''
![](https://img.wattpad.com/cover/84946033-288-k876592.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM MUCİZELERİ || miraculous ladybug
Fanfiction" asla pencerenden aşağı sarkan, panda kostümü giyen ve elma yiyen birine güvenme, derler. dünyaca ünlü bir mucize ya da bültenlerce aranan bir seri katil olabilir çünkü. " iki yeni mucize ama bunlar insanları kurtarmıyor. öldürüyorlar. ve bunu yapa...