ÖLÜM MUCİZELERİ || miraculous ladybug

-17-

Video sanırım YouTube dışında açılmıyor ama öyleyse bile mutlaka ayrı sekmede falan dinleyin mut-la-ka.

------

Chat Noir ağlamaktan acıyan yeşil gözleri kocaman bir hale gelmiş şekilde kucağında duran kıza baktı. Yutkunmakta zorlandığını fark etti bir anda, elleri titremeye başladı. Bunca zamandır Panda olarak tanıdığı kız… arkadaşlık ettiği kız… sırlarını paylaştığı… uğruna Ladybug ile kavga ettiği…

Aklında ve gözünün önünde beliren isim başının ağrımasına yetmişti.

Clarice.

'' Ne yaptıysam senin için yaptım... ''

Her kim için ağladığını bilemeyerek ağlamaya devam etti ve etrafındaki bütün ağaçlar sesini yankılayana kadar acıyla bağırdı. Hiçbir şey düşünebilecek halde değildi, gerçekten çok yorgundu.

Ayağa kalktı. Her ne kadar dengesini kaybedecek gibi olduysa da Clarice'in kanlar içindeki bedenini kucaklayarak ayağa kalktı. Yüzü birden donuk bir ifadeye dönüşmüştü.

Bu çok anlamsız.

O Panda olamaz.

Bunu neden yaptı?!

Koşmaya başladı. Az önce Samuray'ın devirdiği ağaçların üzerinden zıplayarak koşmaya başladı ve gözlerinin yandığını hissetti.

'' Ne var biliyor musun Clarice? Ölseydin, ölseydin bir damla gözyaşı bile dökmezdim senin için! ''

Döküyordu işte. Hatta hıçkırmaktan gözünün önündeki taşları bile göremiyordu. Koşmaya devam etti, genzi kan kokusuyla yanana kadar. Parktan çıktı. Hastane neredeydi? Hastane neredeydi!

Caddenin kenarına doğru koşmaya başladığında insanların ona şaşkınlıkla baktığını ve çocuklarının gözlerini kapattıklarını görebiliyordu.

Benim Adrien olduğumu biliyordu... çok şey biliyordu... Benimle arkadaş olmaya çalıştı. Bunu neden yaptı? Beni kendime karşı mı kullanmaya çalıştı?

Babamı öldürdü. Ama eğer Mucize sahibiyse akumalanmaz ki...

Akumalı değildi.

Bir kere daha hıçkırdı ve arabalara dikkat etmeden yolun karşısına geçtiğinde, gözyaşlarından etrafı bile göremiyordu. Arabaların kornaları kulaklarını doldurdu.

Clarice ve Panda'yı çok kez yan yana gördüm. Bu ne anlam ifade ediyor?!

Bunu neden yaptı? Neden bir çok kere beni kurtarmaya çalıştı?!

Neden hayatımı mahvetmeye çalışıyor?!

'' ÇEKİLİN YOLUMDAN! ''

Cadde boyunca koşmaya devam ettiğinde insanlar sanki o bir polis arabasıymış gibi önünden çekilmeye devam ettiler. Hastane hemen karşısındaydı, ambulansları görebiliyordu. Koşarak karşıya geçti ve avlusuna girdi.

Birkaç tane hasta ve doktor avluda dolaşıyorlardı, onu görünce birkaç tanesi telaşla ona doğru koştu. Yine de Chat koşmayı bırakmadı. Bacakları çoktan uyuşmaya başlamıştı ve kan kokusundan başı dönüyordu ama koşup hastane binasının içine girdi.

'' BEYEFENDİ! ''

'' Efendim, lütfen durun! Onu sedyeye yatırmalıyız! ''

'' Ne oldu ona? ''

'' Beyefendi, bizi duyuyor musunuz?! ''

'' Cevap verin! ''

Önlerine getirdikleri tekerlekli yatağa doğru Clarice'i nazik bir şekilde bıraktığında kollarının hissizleştiğini fark etti. İplerle asılmış gibi havada duruyordu, hemşirelerden birisi onu ilaç kokan koltuklardan birine yavaşça oturttu.