-7-

410 25 26
                                    

Takımdaki en kötü şut atan kişiyi bulmaları gerekiyordu.

İkisinin de gözü Nino’yu seçti…

Nino olayı anlamıştı. Kesinlikle anlamıştı ve hoşuna da gitmişti. Topu yakalayıp Ivan’a doğru yürüdü. Onu hızla geçti ve koşarak topu sürmeye devam etti. Evet. İstediği gibi gidiyordu, Max koşarak yanına geldi, Claric de böyle olacağını söylemişti. Topu almak için koşarak bir hamle yaptı ama Nino takılarak yere düştü.

‘’ FAUL! ‘’ diye bağırdı Clarice. ‘’ Kuralların vardır her halde, Kim? İki atış. Tanıdık geldi mi? ‘’

Kim iç çekti.

‘’ Bizi nasıl olsa yenemezsiniz. On saniye kaldı. ‘’ dedi elini alnına götürerek. ‘’ Pekala. ‘’

Ribaund almak için Adrien ve Clarice yan yana durdular. Clarice, şutu bekliyordu. Yumruğunu sıktı. Teppei taktiği, yine animedendi ve Adrien’le bunu sürekli konuşmuşlardı, yine de hiç denemeye fırsatları olmamıştı. Karşısında Nathanael ve Max duruyordu ve mücadeleci görünüyorlardı.

Nino ilkini attı.

1 sayı. Sonra berabere kalacaklardı. Nino bunu atacak ve berabere kalacaktı, son on saniye durumun stabilini korurlarsa iki üç dakika uzatma alabilirlerdi belki. Ama bu ölüm demekti.

Bu yüzden Nino kaçırdı.

Ribaund için top potanın üzerinden çıkmadan Adrien ve Nathanael aynı anda koşarak zıpladılar. Adrien topu yakaladı ve tam potanın içine bastıracakken Nathanael, Aomine olarak topun üzerine elini koydu. Her şey animedeki gibiydi.

‘’ Bittiniz. ‘’ dedi Nathan, topu bastırmaya devam ederek. ‘’ Dayanamazsınız. Bu son. ‘’

Adrien topu tutmakta zorlanıyordu ama Nathan haksızdı. Dudağının kenarına bir gülümseme yerleşti.

‘’ Fakat sizin sonunuz. ‘’ dedi ve topu çevirip, diğer tarafa doğru attı.

Sekiz. Yedi. Altı. Saniyeler geçiyordu. Clarice koşarak kendisini önüne atıp topu yakaladı ve Kuroko tekniği olarak bir kere döndürüp, geri Adrien’e yolladı. Nathanael şaşkın bakışlarla onlara bakıyordu, yere inmişti. Kim ise bağırıyordu. Gözü seğiriyordu.

Hoşuna gitti.

‘’ 67-66, KAZANAN CLARICE VE TAKIMI! ‘’ diyen belirsiz anons üzerine neredeyse bütün okulun üstteki balkonda toplanıp onları alkışlamakla meşgul olduğunu gördüler. Clarice, tek adımda dönmek zorunda kaldığı için dengesini kaybedip yere oturdu.

Mucize Nesil üyeleri, formalarını kaybedip yorgunlukla yere çöktüklerinde hiçbir şey hatırlamadıklarını söyleyip yakınıyorlardı. Kim’in kolundaki bileklikten çıkan Akuma’yı kimse görmeden Marinette yakaladı ve mahcup bir şekilde gülerek kanatlarını kopardı. Ladybug olmadan bunu düzeltmesi mümkün değildi. İçinden özür diledi.

‘’ Kazandık… ‘’ dedi Alya, yere yatarken. Alkışlar hala susmamıştı. Hepsi yorulmuşlardı ve bir süre sonra balkondakiler aşağı indiler.

Diğerleri kutlamalarla meşgulken Clarice ayağa kalktı ve kenardaki banka oturdu. Teiko’yu yenmişti. Ona göre tarihe geçmesi gerekiyordu yani. Teiko’yu tarihte kimse yenememişti, animeye göre değil mi? O yenmişti ama. Hem de gerçekte. Doğa üstü güçleri olmadan. Ladybug ve Chat Noir, hiç olmadan.

Kafasının yanına doğru uzanan bir su şişesi gördü. Normalde havasında olsa onu refleksiyle beraber Kung Fu hareketleriyle yere fırlatırdı ama değildi.

Şişenin sahibi Adrien’di.

‘’ Teşekkür ederim. ‘’ dedi Clarice ama şişeyi almadı. Onun yerine yanındaki su dolu kovaya uzandı –insanlar neden okula su dolu kovalar bırakıyordu ki?- ve o sırada da Adrien yanına oturmuştu. Kovayı başından aşağı boşalttığında bütün kıyafetleri yeniden ıslandı.

ÖLÜM MUCİZELERİ || miraculous ladybugHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin