'' Bu kız vallahi geri zekalı ya. '' dedi Clarice, Chloe'ye bakarken. Topuklu giyecek gün olarak bugünü bulmuş olmalıydı. '' Düşecek ölecek biri yardım etsin şu mala. ''
Kamp alanına tırmanıyorlardı. Etraf bozulmamış, has yeşil rengine sahipti ve toprak kokusu o kadar güzeldi ki... Biraz yamaçtı ve herkes bir saattir tırmanmaktan harap olmuştu. Üstelik kamp çantaları da sırtlarındaydı, artık adım atacak halleri kalmamıştı.
'' Bayan Bustier, ne kadar kaldı? ''
'' Birazdan düzlüğe varacağız, Kim. ''
'' O zamana kadar yuvarlanır ölürüm. ''
'' Mylene, kamp çantasını bana ver. ''
'' Ama Ivan- ''
'' Ver dedim! Kızlara bir şey taşıtılmaz! ''
'' Sen de şu kadar olabilseydin ya Nino... ''
'' Aşkım zaten taşıyorum ya! ''
'' Ooh afferin Ivan çıtayı çıkar Allahuekber dağlarına kadar. ''
'' Max oğlum sen ne takıyon ki, sen sapsın. ''
'' NE VAR YANİ ÖLEK Mİ. ''
'' Marinette! ''
Marinette yavaş ve derin nefes alarak tırmandığı yokuşu kesinlikle Adrien olmadan da bitirebilirdi. Elini kaldırıp arkasından ona doğru yaklaşan kişiyi tam reddedecekti ki bunun Alya olduğunu fark etti. Deminden beri toprakta yuvarlanan Alya gözlerinden yıldızlar çıkarken koşa koşa yanına tırmanıyordu ve bunun sonunun iyi olmayacağı belliydi. Alya'yı daha çok reddetmesi gerekiyordu ama Alya dinlemezdi.
'' Ah... '' dedi yavaşça, elini alnına koyarken. Onun ne soracağını biliyordu.
'' Bakıyordum da çok iyi anlaşıyordunuz! Bayağı güldünüz ha! Arkadan pek göremedim ama ne oldu? Elini mi tuttu? Seni öptü mü? İtiraf etti, değil mi Marinette! Hadi, bana açıklayabilirsin! En iyisi evlenme dairesine gidelim de haftaya bir tarih aldıralım... ''
'' NE EVLENMESİ?! '' Marinette bütün sınıfın kendisine bakmasına yetecek kadar ses çıkarmış olabilirdi ama Alya abartıyordu. '' Sadece çok sıkıldık ve oyun oynadık! ''
'' Ah, ben biliyorum. '' Alya, tuhaf bir sesle Adrien'i taklit etmeye başladı. '' Aşkım, Marinette? Yanıma gelip oturmaya ne dersin Marinette? Böylece evlenme teklifimi daha güzel ve uygun bir şekilde yapabilirim- AH! ''
Marinette gülerek ve kızarmış bir şekilde onun hasır şapkasını kafasına kapattı ve Alya dengesini kaybedip düşecek gibi oldu.
'' Öyle olmadı! ''
'' Hayır, kızım, bence tam olarak öyle oldu. Hatta Clarice'e sor! ''
Marinette ve Alya kafalarını kaldırıp Clarice'i aradılar. Clarice kocaman bir yaprağın kenarında çömelmiş, bir şeyle uğraşıyordu. Sonra o şeyi avuçlarına alıp dikkatli bir şekilde ayağa kalktı ve Chloe'ye yöneldi.
'' Ne yapıyor o öyle? '' dedi Alya, fısıldar bir şekilde.
Clarice elindeki şeyi yavaşça ve fark ettirmeden Chloe'nin omzuna koyduğunda, bir süre ne Sabrina, ne de Chloe bir şey fark edebildi.
'' Chloe... '' dedi Sabrina bir süre sonra. Tiksintiyle onun omzunu işaret etti. '' Sanırım şurada bir şey var... ''
'' Ne? '' Chloe omzuna baktığında, kocaman sümüklü böceği omzundan yukarı tırmanırken gördü. '' AH- BU DA NE?! AMAN TANRIM, AMAN TANRIM, AMAN TANRIM! İNANAMIYORUM! SABRINA, AL ŞU ŞEYİ! AL ŞUNU DİYORUM SANA! ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM MUCİZELERİ || miraculous ladybug
Fanfic" asla pencerenden aşağı sarkan, panda kostümü giyen ve elma yiyen birine güvenme, derler. dünyaca ünlü bir mucize ya da bültenlerce aranan bir seri katil olabilir çünkü. " iki yeni mucize ama bunlar insanları kurtarmıyor. öldürüyorlar. ve bunu yapa...