Fotoğrafı cebime koyup hızla evden çıktım. Panikle bir hareket yapıp her şeyi berbat edebilirdim, ya da akıllıca davranıp olayların detayına inebilirdim.
O yıllarca fotoğrafları çekilmiş kişiler, Ömer ve annesi miydi ? Öyle değilse Ömerin fotoğrafının orda ne işi vardı ?
Ömer annesini babamın öldürdüğünü söylemişti. Burada görülen resimlere bakarsak haklıydı da. Bu işte babamın parmağı olduğu artık tamamen kesinleşmişti.
Ama Ömer... Ömer neden vardı ki ? Ve neden o fotoğafları hâlâ bir yerde saklama gereği duyuyordu ? Babamın Ömerin annesini öldürme sebebi neydi ?
İşte yine en başa döndük. Yüzlerce soru işareti ve hepsinin de ucu yüzlerce farklı yere gidiyor. Olaylar arasında doğru düzgün bağlantı bile kuramıyorum ki ! Gene her şey karman çorman oldu işte...
"Telefon çekiyor mu ?"
"Biraz geriden çekiyor efendim."
"Arayın Tekini buraya gelsin."
"Ama efendim-"
"Söyleyin ona, ya buraya gelir ya da bidaha yüzümü asla göremez."
Mecburen dediğimi yapıp babam olacak o herifi aradılar ve gelmesi için ikna ettiler, ki bu hiç de zor olmadı. Garip bir şekilde yanından gitmemden çok korkuyordu, ama umrumda mı, tabiki değil.
"Defne..."
"Hele şükür gelebildin," dedim çöktüğüm yerden kalkarken.
"Burası ne böyle ?" dedim arkamdaki evi işaret ederek.
"Senin burada ne işin var, nasıl geldin buraya kadar ?"
"Vahiy geldi bana, adresi yolladılar yukardan git Defne babanın sakladıklarını gör diye. Tövbe yarabbi..."
"Defne benimle düzgün konuş."
"Konuşmazsam nolur ? Naparsın ? Annemi, Ömerin annesini öldürdüğün gibi beni de mi öldürürsün ?," diyerek sinirle 1-2 adım ona doğru yaklaştım.
"Böyle demi hayat senin için ? Sana karşı çıkanları öldür. Kim gerçekleri yüzüne yüzüne söylüyorsa öldür. Senin tek çözümün bu. Sen kötü bir insansın Tekin Topal, ve ben senin soyadını taşımaktan utanç duyuyorum."
"Defne bilmediğin şeyler var, nolursun böyle söyleme..."
"Neyi bilmiyorum ? Annemin ölüm sebebi olmanı ne haklı çıkarır ?! Birini öldürmenin haklı bir sebebi olabilir ?! Daha hâlâ kendini haklı çıkarma peşindesin, ya sen nasıl bir insansın ?! Ömerin annesine ne yaptın ?!"
"Ne söyledi o Ömer sana ?"
"Ömerin annesine ne yaptın dedim !"
Sinirden delirmek üzere olduğumu anlamış olacak ki sadece gözlerini yumdu ve derin bir nefes aldı. Anlaşılan savunmasız kaldı ve şuan kendi çapında yalanlar uydurmaya çalışıyor. Söylediği tek bir kelimeye dahi inanmıyorum. Ona karşı olan nefretim ve öfkem günden güne artıyor.
"Bak Defne, Ömer sana ne söyledi, seni nasıl doldurdu bilmiyorum ama ben onun annesine bir şey yapmadım. O her zaman kendine bir suçlu aradı ve en sonunda beni seçti."
"Ha senin hiçbir suçun yok, Ömer de gerizekalı, durduk yere seni seçesi geldi ?" dedim alaycı bir tavırla.
"Suçum yok demiyorum."
"Annemi aldattığın kadın, Ömerin annesi miydi ?," diye sordum gözlerinin içine bakarken.
"Nolursun, hayatında bir kez olsun bana doğruyu söyle."
"Evet." diye cevapladı çok gçemeden, kendinden emin bir tavırla.
"Ve sonuç olarak, iki kadının da katili sensin."
"İkisini de ben öldürmedim."
"Gidip kafalarına sıkmaman, gırtlaklarına yapışmaman seni haklı çıkarmaz. Evet, teknik olarak katil sen görünmeyebilirsin ama ikisinin de sebebi sensin. İki tane kadının ölüm sebebi sensin. Geceleri nasıl uyuyabiliyorsun sen ya ? Vicdan denen şeyden sende bir parça bile mi yok ? Bu kadar kalpsiz nasıl olabiliyorsun ?"
"Defne-"
"Hiçbirini merak etmiyorum, cevap verme bana. Senin yüzünü bile görmeye tahammülüm yok artık."
"Defne gitme..."
"Dokunma bana !" diye bağırdım kolumu çekerken.
"Kızım bak sana yemin ederim ben böyle olsun istemedim, istemedim !"
"Neyi değiştirir ki bu ?! Annemi geri getirebilir misin ?! Bana kaybettiğim yıllarımı, kaybettiğim hayatımı geri verebilir misin ?!,"
"Ben senin yüzünden daha 8 yaşımda kimsesiz kaldım bu hayatta. Ya insan hiç mi merak etmez, küçücük kız tek başına ne yapar ne eder, nasıl başa çıkar onca şeyle ? Sen nasıl bir insansın ya nasıl ?!"
"Ben seni aramayı çok istedim..."
"Ama aramadın ! Bir defa olsun aramadın beni, bir defa olsun yüzümü görmedin ! Sen benim hayatımı aldın elimden be hayatımı ! Seni ömrüm boyunca affetmiycem lanet herif !"
İstemsizce gözlerimden yaşlar süzülürken onun ağlıyor olmasını, bana gitme nolur der gibi yalvarırcasına bakmasını umursamadan koşarak geldiğim yolu geri döndüm. Yol boyunca koşarak ağlamamı kestikten sonra eve ulaşır ulaşmaz eşyalarımı topladım ve daha önce keşfetmiş olduğum arka kapıdan hızla çıktım.
Yol boyunca nereye gidicem, ne yapıcam ben bundan sonra sorularıyla boğuşup durdum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bedel (DefÖm)
Fanfiction"Senin baban, benim annemin sonunu getirdi. İşkence ede ede öldürdü onu, zamanla, canından can kopara kopara... Şimdi de ben senin sonunu getireceğim Defne Topal. BEDEL sen olacaksın."