10 ● Yanındayım.

2K 181 46
                                    

ÖMERİN ANLATIMINDAN ;

Etraftaki adamlara sinirle talimatlar yağdırırken Defneye o sahte bilgileri veren ajanı bulup yakaladı derhal adamlar. Tabi o sırada Hülya ve Melis koşarak dışarı çıkmış, Kerimle Hakan da koşa koşa arkamdan gelip yetişebilmişlerdi. Herkes şoka girmiş bir şekilde Defneye bakarken o olduğu yerde donakalmış, nefes alışverişlerini düzenleştirmeye çalışıyordu.
"Defne, sakin ol. Defne bana bak !"
Sinirle cama vurunca irkildi ve dolu dolu bakan gözleriyle bana döndü. Derin bir nefes aldım ve ellerimi cama koyup olabildiğince yüksek bir sesle konuşmaya başladım.
"Bomba herhangi bir hareket yaptığın an patlar Defne. O yüzden sakın ama sakın hiçbir şekilde hareket etme. Sakın. Duydun mu beni ?"
Korkuyla kafasını tamam anlamında salladı. Kızlar eşlerine sarılmış ağlamaya başlarken onlara da uzak kalmalarını söyledim ve çağırdığım bomba imha ekibinin en kısa sürede gelmesi için dua etmeye başladım içimden.
"Şimdi... Önce bu aradaki camı yok ediyorum. Sakin bir şekilde bekliyorsun, 20 saniye sonra yanındayım, tamam mı ?"
Gözünden bir damla yaş düşerken tekrar kafasını tamam anlamında salladı ve bende hemen içeriden alet çantasını alıp geldim. Lise zamanlarında bir ara araba sanayisinde çalıştığım için ilk kez bu kadar şanslı hissettim, kırmadan o camın oradan nasıl çıkarılacağını çok iyi biliyordum.
Çok geçmeden koşarak Defnenin yanına döndüm. Bir ara Melis Hakanın elinden kurtulup Defnenin yanına gelse de hızla tekrar uzaklaştırdık onu, eğer bir şey olacak olursa... Sadece ikimizin zarar görmesi en iyi ihtimal olurdu.
Camı çıkardıktan sonra Defnenin ne kadar korktuğunu çok daha iyi anladım. Elleri titriyor, nefes alabilmek için kendini çok zorluyordu. Camı çıkarır çıkarmaz gözünden iki üç damla daha yaş süzüldü ve yutkundu.
"Ömer sen... Sende uzaklaş." dedi titreyen sesiyle.
"Hayır Defne, buradayım ben. Bomba imha ekibi gelecek bak çok az kaldı, az daha dayan."
"Ben- ben çok korkuyorum." dedi bakışlarını gözlerime çevirirken.
İçimde bir şeylerin koptuğunu, yok olduğunu hissettim o an. Çaresizce gözlerime o bakışı, tüm vücudunun korkudan titriyor oluşu, nefes dahi alamaması... O lanet adama karşı içimdeki bir kez daha kat ve kat daha da arttı.
"Şş tamam, ben burdayım, yanındayım, sana bir şey olmayacak." dedim ve o an bir saniye olsun düşünmeden uzanıp elini tuttum.
Başka kasılıp kalsa da sonradan yavaş yavaş rahatlamaya başladı, gözlerinden yaşlar süzülmeye devam etse de düzenli bir şekilde nefes almaya başladı sonunda.
"Ömer Bey, bir saniye gelmeniz lazım." dedi adamlarımdan biri birkaç adım öteden.
"Oradan söyle."
"Ama Ömer Bey-"
"Söyle dedim !"
"Efendim... Bomba aynı zamanda da kumandalıymış."
Bizimkilerden feryat figanlar kopmaya başlarken Defnenin elimi sıktığını bile zorlukla fark ettim o an. Beynim uyuşmuş, hiçbir şey düşünemez, hissedemez hâle gelmiştim. Yüksek bir uçurumdan boşluğa düşer gibi.
"Ne demek kumandalı ?!"
"Efendim, bizim arkadaşlardan biri bu bomba konularından iyi anlar, o sizi uyarmamı istedi."
"Ya bi bu eksikti !"
Sinirle bağırmaya başlarken Defnenin nefes almadığını fark ettim o an. Bir yandan kızlar bir şeyler yapın, kız ölüyor diye bağırırken bir yandan da Defne yanımda kaskatı kesilmişti, hayatım boyunca en çaresiz hissettiğim birkaç andan birisiydi bu.
"Defne nefes al ! DEFNE !"
"Ömer-alamıyorum- nefes alamıyorum !"
İstemsizce nefes alamadığı için kıpırdamaya başlarken bir yere vurabilecek, yanlış bir hareket yapabilecek olma ihtimali kafama dank etti. Sinir ve panikle ne yapacağımı düşünürken çaresizce bağırmaya başladım.
"Ya nerede kaldı bu adamlar ?! Defne, Defne tamam nefes al ! Nolur kendine gel ve nefes al !"
"Panik... Panik atak geçiriyor !"
Hülyanın bağırmasıyla birlikte olduğum yerde donakaldım. Eğer nefes alamazsa, şu an müdahale edemezse kriz geçirip ölme ihtimali dahi vardı. Beynimde binbir türlü ihtimal dolanırken hızla birini seçtim.
Ve yapıştım dudaklarına.
Çenesinden tutup kendime çektiğim sırada daha da kasıldı ve adeta olduğu yere çivilendi. Dudaklarımızın buluştuğu an nefesini tutması, başarılı olduğuma işaretti. Başarmıştım...
"Sen...," dedi gözlerimin içine bakarken.
"Bunu nasıl yaptın ?"
"Nefesini tutmanın panik atağı önleyeceğini okumuştum bi ara..."
"Teşekkür ederim."
Büyülenmiş bir şekilde gözlerime bakmaya devam ederken bir saniye olsun bırakmadığım elini daha da sıkı tuttum. Saniyeler bir türlü geçmek bilmezken arabanın altından gelen "dıt-dıt-dıt" sesleriyle herkes sustu.
"Bu ne, noluyor ?!" dedim korkuyla etrafa bakınırken.
"Efendim ses bombadan geliyor, bomba arabanın altına yerleştirilmiş."
"Ömer..."
"Defne, sakin ol. Gerçekten şu an panik yaparsan her şey biter. Bak, ikimizin de kurtulması sana bağlı. Sadece sakin kal ve derin derin nefesler al," dedim, ve Defne de çok geçmeden bir bir dediklerimi uygulamaya başlarken adamlarıma döndüm.
"Niye ötüyor bu bomba ?!"
"Süre... Süreli bombalar öter efendim."
"Süreli bomba ?!" diye bağırdılar kızlar, ve Defne de dayanamayıp tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı.
"Ömer nolursun git artık."
"Hayır, hayır hayır hayır !," dedim manyak gibi sayıklayarak.
"Çabuk gidin ekip geliyor mu, nerede kontrol edin !" dedim ve talimatımla birlikte bir grup adam harekete geçti.
"Ömer git."
"Defne hiçbir yere gitmiyorum sus artık."
"Bak, sen zaten benim ölmemi istemiyor muydun ? Tamam, annen kadar sürünerek, onun kadar acı çekerek ölmeyeceğim belki ama şu an yaşadığım korku, ve yaşayamayacaklarımın vermiş olduğu acı bile yeter sana... Lütfen sende git artık, hem bak ne güzel, birisi senin işini senin yerine hallediyor, elini kana bulamak zorunda kalmadın."
"Seni öldürmek istemiyorum, ölmeni istemiyorum Defne."
"Başından beri bunun için tutmuyor musun beni yanında ? Tüm tehditlerin, tüm o iğrenç hareketlerin, bağırmaların, çağırmaların... Bitti işte Ömer, bitiyor işte her şey. Buraya kadarmış."
"Hayır, hayır Defne, hiçbir şey olmayacak, çok az kaldı-"
"Ben yaşamak istemiyorum ki."
Çaresizce söylediği cümleyle birlikte gözlerine bakakaldım. Ciddiydi, bunu kalpten isteyerek söylediği o kadar net anlaşılıyordu ki... Kızların ağlaması daha artarken Defne inatla akmaya gözyaşlarını sildi. Kendini ölüme o kadar inandırmıştı ki, içinde kalan son sözlerini döküyor gibiydi sanki.
"Nerde bu ekip nerede ?!" dedim adeta gürleyerek adamlara dönerken.
"Geldiler efendim !"
İçeri sirenleri çalan birkaç arabanın girmesiyle herkes geri çekildi ve çok geçmeden arabalardan birsürü insan indi.
"Beyfendi uzaklaşın lütfen."
"Hayır ben hiçbir yere gitmiyorum ne yapacaksanız burada yapın !"
"Ama beyfendi-"
"Ya burada zamanla yaşıyoruz, hadisenize !"
İkna olmayacağımı anlamış olacaklar ki, daha fazla zorlamadan hızla harekete geçtiler. Defne gözlerini kapatmış, eli elimde cansız bir şekilde duruyordu. Çaresizce ölümü bekliyordu.
Eğer öleceksek birlikte ölecektik. Son nefeslerimizi burada elele verecektik, bir çok şeyi yarım bırakarak gidecektik.
Başımı gökyüzüne kaldırdım o an. Anneme doğru baktım ve içimden seslendim ona.
Geliyor muyuz yanınıza anne ? Doğru zaman şimdi mi ?
Umutsuzca baktığım masmavi bulutlardan ayırdım bakışlarımı ve Defneye döndüm. Derin derin bana bakıyordu. Dile dökemediğimiz birçok şeyi gözlerimizle anlattık o an sanki. Ve ne kadar güzel gözleri olduğunu o an bir kez daha anladım. Eşi benzeri olmayan, en güzelinden, en özelinden bal gözleri vardı, beni durmaksızın kendine doğru çeken. Tüm bunlar yanlıştı. Bu düşündüklerim, hissettiklerim... Ben bunlar için çıkmamıştım yola.
Gözgöze geldiğimiz ilk an, Defneyi kaçırmaya geldiğimiz günün anıları zihnimde canlandı.

6 MART 2017

"Ömer... Abi bak emin misin, bir insanın hayatıyla oynuyorsun şuan ?"
"Eminim Kerim, yıllardır bunu beklediğimi biliyorsunuz. Hayatımın yarısı o şerefsiz herifin bana ve annemin hayatına yaptıklarını izlemekle geçti. Şimdi sıra bende. Onun hayatını karartma sırası bende."
"Kızı... Kaçırıyorsun yani ?"
"Günaydın Hakan, kız 10 dakika sonra bayılmış bir şekilde karşında yatıyor olacak kardeşim."
"Abi ya işler umduğun gibi gitmezse, o zaman ne bok yiyeceksin ?"
"Öyle bir ihtimal yok. Bak Kerim, Hakan, ne kadar ciddi olduğumu kavrayın artık. Bu işe başladım, ve ben asla başladığım bir işi yarım bırakmam. Canım pahasına da olsa o adamın acıdan kıvrandığını görmeden ölmeyeceğim." dedim ve indim arabadan...


Ay yarabbim ne ekşın dolu bölümler bunlarr 😂 Daha aklımda çok bombe fikirler var, beklemede kalın ayollll !
BİLİN BAKALIM KİMİN DOĞUMGÜNÜÜÜÜÜÜ 🎉 Ehhhehehehheh tabiki benim jsxşlsxkskxkdkckjc Yazarcığınız size kıyamadı ve doğumgününde bölümü tamamlayıp sizlerle buluşturdu, anlayın işte sizi ne kadar sevdiğimi 😍
Okuyan herkese kocamaaan teşekkürler, sizleri seviyorum.
-Selenay

Bedel (DefÖm)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin