"Ali.. Yerlerini bulduk kardeşim."Gülümseyip uzattığı kağıdı tutuyorum. "Bu ev, bu evde adamları yaşıyor. Sorun şurda başlıyor. Kendisi sürekli yer değiştiriyor ve Ip adresi saniyede bir değişiyor. Gizli bir sığınağı olduğunu düşünüyorum. Sadece o ve sağ kolunun bildiği." Tek kaşımı kaldırıyorum. Sağ kol? "Tamam kardeşim sağol." Savaş gülüyor ve yanımdan ayrılıyor. "Ha savaş.." Bana dönüyor. "Hera ile ilgili birşey bulabildin mi?" Kafasını iki yana sallıyor. "Tamam. Teşekkür ederim."
"Ali Herayı bulmak istemiyor musun artık?"
Yüzüne bakıyorum. "Bilmiyorum. Yani bulsam ne değişecek zaten bulunmak isteseydi böyle kaçıp durmazdı." Kafasını sallıyor. "Tamam o zaman ben kaçar. Akşam bizdeyiz ha! Unutma sakın!!" Kafamı sallıyorum. Ve savaş evden çıkıyor.
****
"Hadi ordan sende!!"
Hafif çakırkeyifliğin verdiği bir cesaretle koltuktan kalkıyorum. "Beyler ben kaçar.. Eve gidicem." Savaş sarhoş mu olmuştu ya?! "Hayır laağn!! Daha birşey içmedin oğlum!!" Gülüyorum. "Bana bu kadar yeter. Tadı kaçmasın."
"O kız için gidiyorsun değil mi!? Onu yalnız bırakmak istemiyorsun?"
Gözlerimi baygınca Özge'ye çeviriyorum. "Diyelim ki öyle. Sanane!?" Savaş Özge'yi koltuğa oturtuyor. "Bir daha şu kız buradayken beni çağırma." Kafasını sallıyor ve kapıdan çıkıyorum. "Gerizekalı." Arabaya bindiğim zaman kafamı direksiyona yaslıyorum.
Flashback****
Bağırmaya devam ediyorum. "Duru!!!!" Acıyla inlemeye devam ediyor. Ben hala pes etmeden onu sakinleştirmek için bağırıyorum. "Yeter dur!!! Sakin ol!! İyisin!!! Ya neden önüme atlıyorsun ha!!? Derdin ne senin!!!" Gülümsüyor.
End of flashback****
Nasıl o durumda bile gülümseyebiliyordu? Kafamı kaldırıp Elimi sinirle direksiyona geçiriyorum.
Flashback****
Nefesleri yavaşlıyor. "İyi bir insansın. Seni neden sevmiyorlar anlamıyorum." Gözleri yavaşça kapanıyor. Bense hala olayın şokundan çıkamıyorum. "Duru?"
"Duru!!!!!!!"
End of flashback****
Birkaç kez daha direksiyona vuruyorum. "Salak kafam salak!!! O kızı niye oraya götürürsün ki sen!!? Bak ne kadar süredir sesini duymuyorsun!! Gözlerine bakamıyorsun!!! Bunu mu istedin ha!!? Bunu mu istedin!!?" Kafamı koltuğa yaslayıp sakinleşmeye çalışıyorum. Derin derin nefesler alıyorum ve arabayı çalıştırıp evime sürüyorum.
Yol ayrımında -neden yaptığımı bilmiyorum- direksiyonu kırıp bizim eve gidiyorum. Arabayı durdurup aşağı indiğimde koşabildiğim kadarıyla eve doğru koşuyorum. Arada bir sendeliyor fakat düşmeden eve ulaşıyorum. Anahtarın deliğini tutturana kadar canım çıkıyor belki ama yine de eve girebiliyorum. Saatin gece üç olduğunu bilmesem hepsinin sızdığını düşünüyorum. Yukarı adımlıyorum ve odaya giriyorum. Oturup onu izlemeye başlıyorum.
****
Gözlerimi muhteşem bir sırt ve baş ağrısıyla açıyorum. "Ahh!! S*ktir!!" Etrafa bakınıyorum. Kısaca nerde olduğumu anlamaya çalışıyorum. Sonra ellerimin altındaki sıcaklık dikkatimi çekiyor. Elimin tekini kaldırıyorum. Onun eli elimin altında ve parmağımı tutuyor. Parmağımı mı tutuyor!!? Yavaşça dürtüyorum. "Duru..?" Ses çıkmıyor. "Duru..?" Yine yok. Belki de reflekstir diye düşünüyorum ve ellerimi çekip hızla odadan çıkıyorum. Elimi başıma yerleştiriyorum. "Hatırlamıyorum." Kendimi sıkıyorum ama hiçbir şey hatırlayamıyorum. Birkaç kez kafama vuruyorum ama yine birşeyler gelmiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp
FanficKaybolmak keşke acı vermeseydi. Keşke nefret koymasaydı kalbe. Ama bir aşk.. Öyle bir aşk ki bu nefreti bile yanında hiç kalır. Yıllardır sevdiğini arayan bir Adam. Onu bulur fakat fark edemezse?