"Ah be.."diye inledi kadın. "Ah be... Öldüm adam... Görmüyor musun?" dedi sonra. Her kelimenin ardından bin gözyaşı feda etti tek bir acısına.
Adamın dudakları kıvrıldı. Canı adına,canı yana yana cevap verdi. Dökülen her bir kelimenin ardından adam nefesini bir kere daha kesti.
"Ah be kadın... Umrumda değil... Görmüyor musun?"Naz Ölçal-Tek Nefes
Guns N' Ruses-Swit Child O Mine
❄❄❄❄
Bölüm 5:'Leyal-i Gürizan'♣
Küçücük kaldığı yatakta,huzuru sıcak kalmış yastıkta bulmaya çalıştı Leyal. Boğazına ilmek ilmek dolanan acı,ciğerlerinde bir vaveylenin keskin soluğunu gezdirdi. Bir hiçliğin tırnak izleri kazındı belinin bükük kemiğine,bileğinin güçsüz dokusuna. Teni inceldi yaşlarla. Zaman acımasızlıklarla dolu kanını bulaştırdı Leyal'in temiz kanına. Zaman geçti. Varolan acı sessizlik içinde düşmanının en savunmasız halini bekledi. Bekledi bir gece vakti uyuduğu uykudan uyanacağını bilerek. Ve o an gelip çattığında kurbanında parçalanmamış tek damar bırakmadı.
"Hadi kızım. Bak Barut oğlum çok kızar. " dedi Selma. Yaşlı ses tonu yumuşak ve tatlı çıkmıştı. Elindeki çorba dolu kaşığı Leyal'e uzatıyordu ama Leyal'in bulanan midesi artık izin vermiyordu. Başını olumsuz anlamda salladı. Dakikalar önce olduğu gibi yastığa sıkıca sarılıp uyumak istiyordu. Uyuyunca geçer derlerdi. Uyuyunca unutursun demişlerdi. Uyumak istedi. Benliğine yapışan kiri temizlemek istedi. Dudaklarını birbirine sıkıca bastırıp,boğazından gelen acı suyu geri itti.
"Lütfen. Daha fazla yiyemem " deyip,acı ile yüzünü buruşturdu. Selma Hanım küçük kızın yüzüne bakıp mecburen başını olumlu anlamda salladı. Kaşığı kasenin içine bıraktı.
"Tamam kızım. Sen nasıl istersen. Bir isteğin olursa bana seslen. " deyip Leyal'in yüzüne elini uzattı ve tokat yüzünden gölgelenmiş yanağını şefkatle okşadı.İki saat önce bu odaya girdiğinde kız gayet sağlıklı görünüyordu. Sadece küçüklüğünden dolayı Barut'a kızmıştı. Ama kızı kaldırıp banyoya götürdüğünde vücudundaki izleri gördükçe sessiz sessiz ağlamıştı. Leyal ağlarken o hem kızı yıkamış hem de kızın bedenindeki morlukları gördükçe ağlamıştı. Şimdi ise kıza iki kaşık çorba içirene kadar ecel terleri dökmüştü. Kucağındaki tepsiyi yatağın kenarındaki komidinin üzerine bırakıp Leyal'e biraz yaklaştı. Leyal'in ellerini tuttu ve sıcak gülümsemesini ona yolladı.
"Kızım. Çekinme benden,sana bir şey soracağım. " dedi çekinerek. Leyal gözlerini ellerinden çekti ve karşısındaki mavi gözlü kadına baktı. Göz pınarları kurumuştu ve bir damla yaş daha akıtmıyordu. Başını olumlu anlamda salladı.
"Bak kızım. Ben Barut'u yıllardır tanırım. Bir kadına el kaldıracak biri değildir. Ama sinirlendiği zaman gözü kimseleri görmez. Şimdi,de bakayım bana. Benim koca oğlan sana el mi kaldırdı?"diye sordu. Leyal ilk baş şaşkınca baktı. Kendini toparlaması birkaç dakika sürmüştü. Başını olumsuz anlamda salladı."Yok. Öyle değil. " dedi ve utanç içinde başını önüne eğdi. Dudaklarını sımsıkıya kapattı. Konuşmak istemiyordu. Boğazına takılan hayat kılçığı kırk fırın ekmeği yemesine rağmen geçmemiş ve canını acıtmaya devam etmişti. Sessiz kaldı bunun yüzünden. Selma Hanım ise anlamıştı ve sesini çıkarmadan yerinden kalktı. Kızın saçlarına dudaklarını bastırdı. "Tamam o zaman. Bana adını bağışla o zaman kuzum. " dedi. Ne şefkatliydi bu kadın böyle. Leyal'in annesi bile hasta iken bu kadar üzerine titrememişti. Leyal başını kaldırdı ve cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRANE
Teen FictionKaranlıkların diline pelesenk ettiği acılarla boğuşan Leyal, bir nefes daha çekebilmek için yaklaştı uçurum kenarına. Ona ölüm en yakışacak tondu belki de. Arkasında bırakacak kimsesi olmayan,herkes tarafından bırakılmış bir küçük kızdan ibaretti. ...