6.Bölüm

267 95 4
                                    

Herkesten önce gelmiştik bara. Ebru masaları ve konuk listesini tekrar kontrol ediyordu. Alp, müzik listesi ve ses sistemini kontrol ediyordu. Bense barda oturup twit atıyordum. İnstagram da mekanın resimlerini paylaşıyordum.

Yaklaşık yarım saat sonra neredeyse mekanın yarısı dolmuştu. Fonda çalan müzik Alp'e aitti. Sadece fon müziği. Ama hareketliydi. Evet, Alp mükemmel bir müzisyendi! Sanırım bunu ilk defa açıklıyorum... Her neyse... Gelenleri selamlarken yerimde dans ediyordum yavaşça. Alp karşıdan bana bakıp gülümsüyordu. Ebru arkadaşlarla ne kadar ilgilense de gözü kapıda, Talha'yı bekliyordu. Ona baktığımı görünce hemen kendine gelip 'Ben masumum' der gibi kısa bir gülümseme gönderdi. Tabii ki de inanmamıştım...

Verdiğimiz parti harikaydı. Herkes dans ederken ben barda oturmuş milleti izliyordum. Onların çığlıkları bana keyif veriyordu. Elimdeki bardakta son kalan içki yudumunu içip barmene döndüm ve yenilemesini istedim. Hazırladığı hafif kokteyl çok lezzetliydi. İki büyük bardağı çoktan içmiş şimdide üçüncüsünü içecektim. Ama çoktan alkol kanıma karışmıştı.

Hazırladığı kokteyli elime alıp dudaklarıma götürürken taburemden inip ellerimi havaya kaldırarak piste yürüdüm. Yüzümde kocaman sırıtma ve ağzımdan keyifle çıkan çığlıklar beni daha da teşvik ediyordu. Dans etmeye başladığımda kendimi bulutların üzerinde gibi hissediyordum. Kokteylimden üç büyük yudum daha alıp bardağımı yarılamıştım. Kalanını da içerken bardağımı dudaklarımdan ayıran elin sahibine çatık kaşlarla döndüm.

"Alp ne yapıyorsun? Git kendine bardan içki alsana." diye söylendim sertçe. Hep bunu yapıyordu. Sigaramı da alıyordu elimden.

"Çirkinleşmeye başladığına göre sen sarhoş olmuşsun, ukala." dedi sırıtarak. Sinir olmam gerekiyordu normalde ama beni güldürmüştü. Ellerini belime atıp dans etmeye başladık birlikte. Onun baharatla harmanlanmış vanilyalı kokusu burnuma dolunca tekrar gülümsedim ama görmediğine emindim.

''Neden bu kadar içtiğine bir anlam veremiyorum, Kumsal. Anlamıyorum, neden bu kadar sarhoş olmak için çabalıyorsun?'' kulağıma eğilerek sitem etmişti.

''Basit. Çünkü alkol zihnimi ele geçirip düşünmemi engelliyor ve beni rahatlatıyor.'' dedim omuz silkerek.

''Bence büyük ölçüde saçmalıyorsun. Çünkü sarhoş olmak sandığın kadar kolay kontrol edebileceğin bir durum değil ve her an istemediğin bir şey söyleyebilir veya yapabilirsin. Bu da kendine geldiğinde büyük hayal kırıklığı ve pişmanlık barındıracaktır.'' dedi bilmiş bir tavırla.

''Bence saçmalayan sensin, Alp. İnsanları rahat bırakmalısın. Herkes anı yaşamalı. Sonuçta bir dakika sonrası için bir teminatımız yok. Ayrıca herkes kendi yaptığından sorumludur, bu pişman olmanı gerektirse bile. Herşeyi usulüyle yaptıktan sonra bence pek de endişelenecek bir durum söz konusu olmayacaktır.''

''Kumsal, bunlar ezberlenmiş replikler. Daha çok tecrübesizsin ve inan bana gördüklerimi bir...''

''Bak, gördüklerin veya tecrübelerin beni ilgilendirmez. Sana biraz önce ne demiştim hatırlıyor musun? Bence hatırlamıyorsun. İnsanları biraz kendi hallerine bırakmalısın ve çok bilmiş tavırlar seni dahi değil aksine itici kılar. bunu unutmamalısın.'' deyip yavaşça kollarından sıyrılıp ona imalı bir bakış attım ve yanından ayrıldım. karşımdaki kolonun üzerinde duran aynadan Alp'in yansımasını görebiliyordum. Dans eden hareketliliğin arasında herkesin ters yansıması olarak duruyordu. Herkesin aksine sabit durmuş, arkamdan bakakalmıştı.

Bardaki eski yerime geldikten sonra davetliler için hazırlanmış kokteyllerden bir tanesini elime alıp içmeye başladım. İçkinin geçtiği yerler yanıyordu kısa süreliğine ama bu bana haz veriyordu. Bir müddet sonra yanımda bir hareketlilik olunca o tarafa döndüm. Liseden Hakan adında bir arkadaşımızdı. Arada yaptığı saçma salak konuşmaları haricinde iyi bir çocuktu ve muhabbet etmek istiyorsanız Hakan'ın kotasını aşmamalıydınız.

Hüznün GözyaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin