Uzun bir aradan sonra tekrar birlikteyiz :) iyi okumalar...
*
Tıklım tıklım yalnızlık dolu içim Ebru yokken... Buram buram suçluluk kokuyorum. Kimse yok yanımda bir ben bir de dört duvar. Yalnızlık zor, çok zor... Ne nefes alabiliyorsun ne de gülebiliyorsun... Sadece uyku hapları yalan dolan gülümsemeler mutluluk oyunları mutlu olmak için yazdığın ve her sabah seni sevenlere oynadığın mutluluk oyunu. Akşam çökünce o lanet olası boşluk....Gerisi ufkun ucunda uzun bir hikaye...
Alp de olmasa ne yapardım bilmiyorum. Bu haldeyken kendimi iyi hissettiren bir tek o var.
O gece yaşananlardan ve telefon konuşmamızdan sonra herşeyi daha iyi değerlendirir oldum. Kendime itiraf etmekten kaçındım bu zamana kadar. Ama artık kabullendim. Alp'i seviyordum...
O gece yatağıma uzanmış bir yandan Ebru'yla olan tartışmamızı düşünüyor, öbür yandan da Alp'i düşünüyordum. İçim kıpır kıpırdı. Babam bile yüzümdeki değişikliği anlamış ama üstüme gelmemişti. Buna daha çok memnun olmuştum.
Yatağımda bunları düşünürken aslında çalmasını bekliyor olduğum telefonum birden gecenin sessizliğinde çalınca yerimde zıplamıştım. Beklenen telefon nihayet geldi diye düşündüm telefonu elime aldığımda. Hemen cevapladım.
"Efendim..." ettiğim tek kelime, birçok beklentiyle doluydu aslında. Heyecandan titreyen sesimi bu kez takmamış, konuşmasına odaklanmıştım.
"Uyandırmadım değil mi, canım?" Kendimi sıkmaya çalışsam da, dudaklarımın arasından kaçan kıkırdamama mani olamamıştım.
"Hayır, uyumuyorum. Babam yeni geldi. Ona yiyecek bir şeyler hazırlamıştım. Sen ne yaptın? Ebru'yla karşılaştın mı evde?" içimden onu aramak geliyordu ama söyleyeceklerinden korkuyordum.
"Hayır, görmedim. Zaten gelir gelmez odasına geçmiş. Teyzem söyledi."
"Ben çok üzgünüm Alp. Kendimi nasıl affettireceğimi bilmiyorum." gözlerim dolmuştu yine. Hıçkırığımı tutmayı başarmıştım neyse ki...
"Bebeğim yapma böyle. O da üzgün zaten. Pişman olup arayacak seni yarın göreceksin. Lütfen ama..." derin bir nefes alıp ona odaklanmaya çalıştım.
"Peki. Zaten yarın o aramazsa ben arayacağım. Her neyse, bu konuyu kapatsak iyi olacak." Sonra bir sessizlik oldu. Birbirimizin nefes alış verişlerini dinledik. Sebepsiz yere gülümsedik. Heyecanlıydık. Onun heyecanını diğer hattan hissedebiliyordum.
"Seni seviyorum." dedi birden. Yine o his. Kalbim ağzımda atıyordu. Ona benimde onu sevdiğimi söylemek istiyordum ama cesaret edemiyordum. Bende sesli bir nefes aldım ve aynı şekilde sesli geri verdim.
"Seni öptüğümde ne hissediyorsun, anlatır mısın?" Nasıl anlatabilirdim ki... İstem dışı dudaklarımı ısırırken Yatağımda sırt üstü döndüm. Rahat nefes alabileceğim bir pozisyona ihtiyacım vardı ve en iyisi oturmaktı. Bende kalktım ve bağdaş kurup battaniyemle oynamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüznün Gözyaşları
RomanceKaranlık dünyasında kaybettikleriyle ruhundan bedel ödemiş genç bir kız, Kumsal... Çektiği acı onu paramparça etmiş... Güçlü bir karakteri olmasına rağmen, acısı gücünden beslenerek ele geçirmiş onu... Karanlık sandığı dünyası gerçek karanlıkla yüz...