Dökülen yapraklar birer birer savruldukları diyarda yeniden buluşur mu ya?
Bugün okulun kapısında çıkarken birisi 'Sema' diye seslendiğini duydu. Ben mi acaba? Baksam mı? Dönüp baktım, yüzünü dikkatlice inceledim o kişi Meltem idi. 'Meltem' diye sarıldım. Sanki geçmişimi kucakladım. Meltem'e baktıkça aklıma Rüzgar geliyordu. Sanki kaybettiğimi sandığım şeyler birer birer geri geliyordu. Meltem'den sonra Rüzgar'la belki yeniden... Meltem'i bulduğumda sanki Rüzgar'ı bulmuş gibi hissediyordum tuhaf bir şekilde. Uzun uzun konuştuk Meltem'le. Çok keyif aldım. Nasıl olduysa konuyu Rüzgar'a getirmişim. İşte şu okulda okuyor, şu üniversitede falan diyorum, kız tuhaf tuhaf bakıyor. Hayır aynı binada oturuyoruz da oradan biliyoruz. Baktım Rüzgar deyince canım acıyor. Sustum bir sessizlik oldu.
Nasıl bir sadistlik ise geçmişimde yer bulan neredeyse hiçbir şeyi hiçbir kimseyi unutmadığımı düşünüyorum. Kaç yüzyıldır yaşıyorum acaba?
Eski okul arkadaşlarımı sosyal medyadan ararken kimi buldum malum. Rüzgar'ı. Nerede hem de Amerika. MIT üniversitesinde okuyor görünüyor. Nasıl olabilir fotoshop mu acaba? Gerçekten Amerika'ya mı gitti? Yanı onunla aynı binada değil miyiz artık? Onunla, aynı semtte, aynı şehirde aynı ülkede değil miyiz? Nasıl olur, o orada ve tek başına. Eminim alışmak zordur. Beni bu durum çok fazla etkiledi. Onu defalarca gördüm neden hiç konuşamadım doğru dürüst, nasıl onun benden uzaklaşmasına izin verdim onu unutmak, onu silmek için bu kadar uğraştım başarılı olduğuma inandığımda o gidiyor ve ben bu kez kendimi affedemiyorum. Yaktığım onca zamana kızıyorum keşke bir kez çabalasaydım, duygularımı anlamak için ona karşı ve kendime karşı samimi olabilseydim. Tamamen kaybetmiş gibi hissediyorum her şeyi. Her kapı çaldığında onu beklemek yerine gitseydim ya bir kez. Şimdi o kendine bir hayat kurmuş, seçim yapmış yıllar geçmiş, beni unutmuş, asansörlerde görmese hatırlamayacaktı. Belki de da benim gibi her şeyi geride bırakıp yeni bir başlangıç için gitti. İçimden bir ses bir daha hiç dönmeyecek diyor. Demek farkında değilmişim ama hep içimde bir umut beslemişim şimdi umut kırıklıklarım içimi parçalıyor. Uyuyamıyorum. Kendimi terk edilmiş bir kasabaya yerleşen ve terk edildiğini zanneden bir insan olarak görüyorum.
'Gönderilmeyen Mektup'
Ne oldu da bana, sen uçup gidince uzaklara, bu kırılan zaten olmaması gereken duygularımın esiri oldum.
Nasıl umutlarım kırılınca sana karşı hala umudum olduğunu anladım. Hayallerim, hatıralarım ve gelecek planlarım hepsi birbirine girdi.
Tek sebebi gidişin. Bir sürü keşkeler doğdu zihnimde. Oysa hep yakınımda idin ve ben gitmeni bekledim yüreğimden, buramdasın ama burada değilsin artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRDAŞ (Fısıltı)
Teen FictionYaşın değil yaşadıkların öğretir sana hayatı. Sadece bir dostluk hikayesinden çok daha fazlası. Kaderin tebeşirle bizim için çizdiği yolun silinen izi. Korkmayın size karanlıkları vaat etmiyorum. Geçmişe özlem duyarken kötü anıları hatırlayamayız. G...