Beş yıldır kestirmediğim saçlarımı kestirmeye karar vermiştim. İçimde bir buruk acı vardı, bu eğitim dönemini de bitirmek üzereydim, bir değişiklik yapmak istiyordum. Belki de başka bir amacım da vardı ama farkında değildim.
Saçlarımı kestirmem gerektiğini düşünüyordum. Evden çıktım kuaföre doğru yürüyordum. Ağır adımlarla, on dakikalık yolu yirmi dakikaya uzatıp kuaföre geldim. Kuaför bomboştu, aynanın karşısına sandalyeye oturdum. Aynada son bir kez kendime bakmak istedim. Kuaför geldi, saçlarımın arasına parmaklarını geçirip tararcasına saçlarımı incelerken bir anda koltuktan fırlayıp dışarı doğru kaçtım. Kuaför saçlarımı acıttığını sanıyordu, peşimden geldi, ben de 'sizinle ilgisi yok, sadece vazgeçtim' dedim.
İşte sebebi; gözümün önünde bir anı canlandı çünkü. İki yıl önce bir öğle arasında bahçede bankta oturuyoruz, Rüzgar ve birkaç arkadaşımla. Ben başka bir yöne dalıp gitmiştim bir anda birinin saçımı çektiğini hissettim ve döndüm. Bir de ne göreyim, Rüzgar'ın parmakları benim saçlarımın arasında.
- Allah aşkına ne yapıyorsun?
- Ya sen saçını taramıyor musun Sema?
- Sabah banyodan sonra taradım. Saçım çok uzun olduğu için kolaylıkla karışıyor.
- Kaç yılda bu kadar uzadı? Kızlar üzüldükçe saç kestirir derler, senin kalbin taştan olduğu için mi bu kadar uzun saçın?
- Bırak saçlarımı! Acıttın. 3-4 yıldır kestirmiyorum, ben kolay kırılmam, saçlarımda öyle. Hem neden birisi beni üzdüğünde, kendimi cezalandırayım ki, beni üzeni üzerim.
- Vayy! Güçlü kız. Peki zor değil mi yıkaması, taraması, kaç kez şampuanlarsın saçını?
- 4 kere falan.
- Oha, İstanbul'daki barajların suyu nereye gidiyor bulduk!
Güldük, kahkahalar... Derin bir nefes aldı, yaklaşıp.
- Ben de şampuanımı değiştireceğim, senin saçların çok güzel kokuyor, markası ne?
- Bentene
- Reklamlardaki gibi değilmiş, parmaklar saçlar arasında kayıp gitmiyormuş. Ama parmaklarım sayesinde saçların taranmış oldu.
Bu oldukça garip muhabbet sürecinde ben soruların saçmalığı ile hiç ilgilenemedim çünkü birisi tarafından saçlarımla oynanması o kişinin Rüzgar olması, iltifatları dikkatimi oldukça dağıtmıştı. O an kendimi çok huzurlu hissetmiştim.
Kuaför saçlarıma parmaklarıyla dalınca onu hissettim ve bir anda bu anım gözlerimde canlandı içimden bir ses ' napıyorsun sen Sema, onun dokunduğu saçlara nasıl bu kadar kolay kıyarsın' dedi. Yapamadım. Şampuanımı bile değiştiremedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRDAŞ (Fısıltı)
Novela JuvenilYaşın değil yaşadıkların öğretir sana hayatı. Sadece bir dostluk hikayesinden çok daha fazlası. Kaderin tebeşirle bizim için çizdiği yolun silinen izi. Korkmayın size karanlıkları vaat etmiyorum. Geçmişe özlem duyarken kötü anıları hatırlayamayız. G...